Sarah henüz 21 yaşındadır, sahibi olan İngiliz subay tarafından bir sirke satıldığında.
Yüzü
rengarenk boyanır.
Sımsıkı
kıyafetler giydirilir.
Yetmezmiş
gibi siyah kıvırcık saçlı başına tüyler takılır.
Sonra
da sirkte bir kafes içinde zorla dans ettirilerek sergilenir.
Sirke
gelen Avrupalılar onu şaşkınlık içinde seyreder.
Kendisini
izleyenler tarafından sürekli hakaret, alay, sataşma ve tacize uğrar.
Bir
süre sonra bir müzeye götürülür. Camdan bir kutuya hapsedilir. Boynunda zincirle
kıyafetsiz olarak sergilenmeye devam eder.
Ziyaretçisi
gün geçtikçe artar. Özellikle Avrupalı erkeklerin isteği üzerine cam kutunun
kapısı açılır.
Ona dokunan, dürten, taciz edenler, hatta bedenine iğne batırıp bıçakla kesenlerin sayısı gün geçtikçe artar.
Gün
gelir Sarah çektiği acılara dayanamaz ve bayılır.
İşte
ancak o zaman dinlenme hakkı kazanır.
O
artık İngiliz erkeklerinin eğlence kaynağı olmuştur.
Kısa
sürede ülke çapında ünlenir.
Posterleri
yapılarak dört bir yana asılır.
Akla
gelebilecek her türlü gösterinin yegane malzemesidir artık.
Aradan
tam dört acı dolu yıl geçer.
Günler
böyle geçerken, takatini tamamen kaybedip ayakta duramayacak hale gelince Paris'teki
bir gezici sirke satılır.
Ne
yazık ki orada da vahşi hayvan terbiyecilerinin deney tahtası olmuştur.
Meraklar
tatmin edilince, sirk tarafından bir bilim insanına satılır.
Bilim
insanı Sarah’ın bedeninden canlı canlı parçalar alır. Onları kendince değerlendirir
ve Avrupa ırkını göklere çıkaran bilimsel makaleler yazar.
Sonunda
bir çöp gibi sokağa atılır Sarah.
Sonra
ne mi olur? (devamı 3/3’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
31.03.2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder