Küp küp olalı hiç bu kadar şirin olmamıştı sanırım.
Adeta
oyuncak gibi.
Eğlenceli.
Modern.
İlgi
çekici.
Farklı
tasarımı ile insanı görür görmez şaşırtıyor.
Gülümsetirken
düşündürüyor.
Sapsarı
küp evler Rotterdam'ın simgelerinden biri.
Modernist
mimari tarzın en önemli örneklerinden aynı zamanda.
Mimarı
Hollandalı Piet Blom.
Küp
evlere bakarken, aralarında gezinir hatta içlerini ziyaret ederken; insan ister
istemez mimarın nasıl biri olduğunu sorguluyor.
Küp
Evler, birbirine bağlı 38 adet kare şeklindeki ahşap kutudan oluşuyor ve 45
derecelik bir açıyla duruyor. Bu sayede her evin düz çatısından maksimum güneş
ışığı alınıyor.
Her
küp evin kendi kullanım alanı var.
Genelde üst kısımdakiler konut için ayrılırken; alt kısımda kalanlar ofis, dükkan ya da restoran amaçlı düşünülmüş.
Üstelik
her bir küp evin içinde bir bahçe bulunuyor.
Mimar
Piet Blom, bu farklı tasarımında insanların doğal ortamlarındaki yaşam
tarzlarından ilham aldığını belirtir. Bu düşünceden hareketle toplumun bir
araya gelmesini ve sosyal etkileşimi teşvik etmek amacıyla küp evleri tasarladığını
söyler.
II.
Dünya Savaşı sonrasında Rotterdam’ın çoğu yeri gibi Oude Haven bölgesi de yerle
bir olur. Bölgeye yeni bir kimlik kazandırmak amacıyla mimar Piet Blom
görevlendirilir.
Mimar
da bölgeye farklı ve sıra dışı küp evleri yaparak kentsel dönüşüm projesini
farklı bir noktaya taşır.
Şehirde yaşayan insanların bir köy hayatı oluşturması gerektiğini düşünen Piet Blom, küp evleri bir ağaç üzerinde yaşamayı düşleyerek şekillendirir.
Dolayısıyla
şehrin göbeğinde 45 derecelik açıyla duran, altıgen şeklindeki ilginç kübik
evlerin her biri bir ağacı, hepsi birlikte ise ormanı simgeler.
1977
yılında yapımına başlanırken evler 55 adet olacak şekilde planlanır. Sonradan
sayı azaltılır.
38
tanesi küçük, 2 tanesi ise süper küp olmak üzere toplam 40 adet ev yapılır.
Her bir küp, ahşap bir iskelet ile ayakta tutulurken; her biri farklı açılarda ve geometrik şekillerde tasarlandığı için yapıların içine hava akışı kolayca sağlanır.
Yapımı
ve birbirine olan bağlantıları hayli zor olduğu için; önce bir örnek küp inşa
edilir. Ardından tüm inşaat bu örnek üzerinden şekillenir.
Her
bir küp ev yaklaşık 1.080 metrekarelik bir taban alanına sahip. Tüm odalar
verimli bir şekilde kullanılmak üzere tasarlanmış.
Zemin
kattan eve girdikten sonra, küpün konumuna bağlı olarak bir ila üç kat arasında
değişebilen bir merdivenle katlara ulaşılır.
Üçgen
şekilli alt katta salon bulunur. Dışa açılan camı eğiminden dolayı aşağı bakar.
Orta
kat, yatak odası ve banyodan oluşur.
Üçgen
şeklindeki en üst çatı katında ise ekstra bir oda daha yer alır.
Burası
çevresi pencerelerle çevrili üç yönlü bir piramit halinde olduğu için, muhteşem
bir görsel şehir manzarası sunar.
Hollanda'nın Rotterdam şehrindeki küp evlerin benzerine Helmond’da da rastlamak mümkün.
Bu
eğimli birbirleriyle iç içe geçmiş kübik evler, aslında imar sorunlarına
yaratıcı ve bir o kadar da ilginç bir çözüm olmuş. Böylece konut alanı olarak
imar edilen küçük arazi parçaları değerlendirilmiş. Kısacası kentsel planlama
sorununu çözerken, aynı zamanda ilgi çekici, şaşırtan konutlar da yaratmış.
Küp
evlerde yaşamak, yelkenli bir teknede yaşamaya çok benzetiliyor.
Rotterdam
Şehri'nin tescilli anıtı olarak kabul edilen ve şehrin modern ruhunu yansıtan
küp evleri birebir görüp gezmeniz dileğimle.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
01.09.2025
Kaynaklar: https://ayder.com.tr; https://www.arkitektuel.com; https://en.wikipedia.org; https://www.atlasobscura.com; https://en.wikipedia.org.






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder