“Türklere
karşı önyargıyla gelmiştim. Türkiye’yi onların bir DOSTU ve HAYRANı olarak terk
ediyorum.”
Mustafa
Kemal’in zevkine, Ankara’da tren garının hemen yanında kaldığı o minicik
konaktaki odasına hayran kalır daha ilk gördüğünden itibaren.
Kalpaksız
ve gözlüklü halini bir profesöre benzetir. Yaşam biçimi ve liderliğinde;
gösteriş ve kendini beğenmişliğin izlerine bile rastlamadığını belirtir. ‘Düşlerini
gerçekleştiren idealist’ ifadesi hafızasına adeta kazınır.
İşte
bizzat onun sözcükleri ile Mustafa Kemal.
“Çok
az insan beni bu Türk Washington’ın etkilediği gibi etkilemiştir. Hangi ülkede
olursa olsun iz bırakırdı. Kendine çabucak güven aşılama yeteneği olan nadir
insanlardan biri.
İNSANLARIN
UĞRUNA ÖLMEK İSTEYECEĞİ BİR ADAM.
Fiziksel
açıdan yakışıklı, yapılı. 40 yaşlarında. Ama daha genç gösteriyor. Bir
entellektüelin sahip olabileceği yükseklikte alnı var. Eylem adamlarının ağız
ve çenesine sahip, yani bir savaşçı. Çok güçlü bir karaktere sahip. Yüzünde,
gözlerinde, idealistçe bir şey var; bir hayalpereste has ama hayallerini
gerçekleştiren bir hayalpereste. Batı basınında, ‘asi, diktatör, demagog’
olarak adlandırılıyor. Asi olduğu şüphe götürmez. Fakat diğer iki yakıştırmaya
gelince bu adamla karşılaşmak ve onu Ankara’daki gündelik hayatının içinde
görmek bunun saçmalık olduğunu fark etmek için yeterlidir.’’
Mustafa
Kemal ile röportajı yaklaşık iki saat sürer. Onun yavaş, ölçülü ses tonuna,
mükemmel Fransızca’sına ve Türk konukseverliğine hayran kalır. Halkın sevdiği,
güvendiği bir lider otoritesine sahip olduğunu ilk görüşte anlayan Streit; onu
en demokratik insanlardan biri olarak niteler.’
Davranışlarından;
milletine sonuna kadar inanan, onlarla konuşmaktan, sohbet etmekten,
şakalaşmaktan hoşlanan bir lider olduğunun da altını çizer. Ve son sözleri şu
olur;
’’Tarih,
Mustafa Kemal Paşa’yı yeni Türk devletinin kurucusu olarak tanıyacak. Böyle insanlara
çok az rastlanır. Kendine güvenen, idealist, kültürlü, doğuştan lider. Onunla
konuştum ve halkının ona neden güvendiğini anladım.”
1923’te
ve 1927’de iki kere TIME Dergisi’ne kapak olan Mustafa Kemal Atatürk’ün
ardından; Amerikalı gazeteci Clarence Streit de, 1950’de TIME’ın kapağında yer
aldı. Ve son buluşmaları da bu dergi yoluyla oldu.
Bu
kitabı, içeriğini ve Mustafa Kemal ile ilgili övgü dolu sözleri ilk okuduğumda;
duyduğum gurur sizlerle paylaşırken şu ANda da devam ediyor. O anki heyecanım
gözlerime, tenime, kalbime öyle bir tını verdi ki; bu güzellik paylaştıkça
artsın kocaman olsun istedim. Eminim ki bu son satırlarda sizler de benimle
aynı hislerdesiniz.
İyi
ki Mustafa Kemal ATATÜRK’ün evlatlarıyız, İYİ ki.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
10.11.2016
Kaynaklar:
http://www.amerikaliturk.com; http://www.ensonhaber.com; http://www.bahcesehir.edu.tr; http://www.radikal.com.tr; http://www.gazetevatan.com; http://blogs.voanews.com/turkish; http://www.bilcan.net.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder