13 Kasım 2016 Pazar

ATAMIZIN BİLİNMEYEN YÖNLERİ (3/4)

Dünya liderlerini eleştirileri ile terleten bir eleştirmende şimdi sıra.

Mustafa Kemal’in eleştirecek hiçbir yönünün olmadığını fark ettiğinde, hayatında ilk kez bir itirafta bulunur.

“Liderler içerisinde eleştiri acizliği yaşadığım tek lider Mustafa Kemal’dir. Çünkü bütün Rönesans, bütün reform, bütün aydınlanma çağı etkinlikleri bir adamın kafasında toplanmış, bir çağa sığan etkinlikler on yılda başarılmış, bu büyük bir mucizedir. En büyük radikal Mustafa Kemal’dir”.

Harf öğreten Mustafa Kemal’de bizim, arkeolojik kazılara katılan da. Tek bir ağaç için ağlayan da o. Tren raylarının genleşme hesabını yapan da. Çocuklarla oyun oynayan da o, milletinden ayrı kaldığında üzülen ve hemen onların arasına karışan da. 
Duygulanıp şiir yazan da o. Gazete çıkarıp, tiyatro oyunu yazan da. Geometri kitabı çıkarıp, bizlere matematiği sevdiren de o. Ülke ve millet sevgisini ruhumuza aşılayan da.

Çocukluk dönemlerinde eline geçen her iki kuruştan biriyle kitap alan ve kitapları adeta içer gibi okuyan bir Mustafa Kemal’imiz var bizim.

35 yaşında general.
40 yaşında başkomutan.
42 yaşında cumhurbaşkanı.
46 yaşında dile dokunabilen tek reformist.

Savaş meydanlarındaki dinlenme ve uyku molalarından çalarak okuduğunu hepimiz biliyoruz artık. Ve zihnini öyle genişletti ki; savaştan sonrasını, yapacaklarını daha o zamanlarda beyninde şekillendirdi.

1914 Anafartalar savaşı sırasında; dilimizi değiştirmeyi kafasına koydu.

1916 Bitlis cephe komutanıyken, Türk kadınına erkeği ile eşit hakları sağlamayı, özgürlüğünü vermeyi düşündü.

Kucağındaki bebeği yerine top mermilerinin üstünü örten Ayşe(Tayyibe) Hatun’ların;

Eksi 30 derecede üzerindeki tek pazen giysisine inat, elindeki yorganı ve battaniyeyi cephanenin üstüne örten 80 yaşındaki Kütahya’lı ninenin;

Pişirdiği sıcacık ekmekleri askerlere yetiştirmek için giderken, düşmana yakalanıp; askerlerin yerini söylemediği için kendi ekmek fırınında yakılan Nazife Kadın’ın;

Sadece 8 yaşında Tuğgeneral rütbesi verilen, yüreği büyük kendisi küçük Nezahat’in torunlarıyız bizler.

Ne mutlu bizlere.

Ne mutlu Türk kadınlarına. (devamı 4/4’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

10.11.2016




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...