
Hedefimize,
arzumuza ya da hayallimize ulaşmamıza sadece son bir adım kalmışken; hep bir engel
çıkar.
Kurallar,
prensipler, duygular ve düşünceler yerle bir olurken; BİR AN sadece BİR AN için
dururuz.
Pes
etmeden önceki o incecik çizgide titrek soluklanırken; umudumuzun bizi çoktan
terk ettiğini düşünürüz.
O
soluklanma anımız bazen kısacık bir süreyi bazen de yılları kapsar. Ama bir gün
gelir ki, tam da istediğimiz o şey; her ne ise; oluverir.
Kendiliğinden.
İşte
tam O AN.
Hayatın
BÖYLESİLİĞİ kucaklamıştır bizi. Yani kendiliğinden, doğal bir şekilde karşımıza
çıkmıştır. Hiçbir baskı, zorlama olmadan bize ‘Hayat böyle bir şey.’ dedirtmiştir.
Peki
nasıl olur da onca gayret, zorlama ve çaba ile hiçbir şey yapamazken; her şeyi
bıraktığımız o ANda oluverir arzumuz?
Bunun
cevabı bizde saklı.
İçimizde.
Kalp
sesimizde ve tavrımızda.

İngilizce
‘Suchness of life’ bunun tam karşılığı. Yani ‘Hayat böyle bir şey’ dediğimiz
zaman aralığını yakalama hali.
Osho’nun
‘Yaşama ve Ölme Sanatı’ isimli kitabını okuyanlar hatırlayacaklar.
Osho
burada yaşamı sevgiyle ve bütünüyle kucaklarken; kabullenmenin mucizesinden söz
eder.
Budizm
Zen felsefesinin temel noktasıdır bir yerde bu ruh hali.
Yaşamı
derinden hissedip; her anın farkına varırken ‘BÖYLESİ’ kalabilme hali. Herhangi
bir mücadele olmaksızın, şikayet etmede; kendi özüne, içine dönme hali.
Hayatta
bazı şeylerin istediğimiz yönde gidemeyeceğini bilme ve kabullenme durumu.
Böyle
yaptığımızda o olayın bir adım ötesine geçiyoruz aslında. Onunla sürekli
didiştiğimizde ise aynı paralelde kaldığımız için giderek yıpranıyoruz. Beden
de bundan nasibini alıyor haliyle.
Oysaki
o bir adım ötede engel yok. Dert, sıkıntı, duygu ve düşüncelerimizdeki o arsız
haykırışların son bulduğu nokta orası. Kendi ruhumuzla beraber her şeyin iyileştiği,
ışıltı kazandığı, güzelleştiği yer.
Elbette
o bir adım ötede olma halini yakalamak kolay değil.

Ama
kalben kabul ve teslimiyet halinde, yaşam içimizde yeniden şekillenir. Yaşamı
tebessümle izlerken, coşkuyla ona ayak uydurmanın keyfini tam anlamıyla alırız.
Ruhen olgunlaştığımızı hissederiz, sevgimiz çağlayan olup akarken.
Tıpkı
post modern yaşamın en önemli yorumcularından bir tanesi olan Zygmunt Bauman’ın
dediği gibi; içimizdeki ötekiliği, ruhumuzu sevmeyi öğrendiğimiz zamanı
yakalarız.
Dileğim
o ki, bu ruh halini yakalayanlardan olalım ve hepimiz sevgi çağlayanımızda
ıslanalım.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
29.01.2017
Kaynak:
Osho- Yaşama ve Ölme
Sanatı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder