20 Haziran 2020 Cumartesi

GÖRÜNTÜ YANILTABİLİR Mİ?


Yere ve şartlara göre çoğu zaman evet.

Özellikle sağduyumuzu bir kenara bırakıp, ön yargı ile baktığımızda yanılma payımız artıyor.

Düşünsenize iyi bir kıyafetin, pahalı bir arabanın bir anda bakışları değiştirdiği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Dolayısı ile dış görüntü yanıltıcı ışıltılar saçmaya devam ediyor.

Hadi gelin kafamızda sanal bir görüntü yaratalım.

Oldukça sade giyimli bir kadınla, elinde pahalı telefonu, kolunda marka çantası ve son derece gösterişli giysisi ile etrafına neşeli tebessümler saçan bir başka kadın; aynı anda bir lokantaya adım atsınlar.

Hangisi öncelikli olarak masasına yerleştirilir?

Ya da hayli yıpranmış arabasından inen bir adamla, son model lüks arabasından kasılarak inen diğer adamın; lüks otel önündeki karşılanması nasıl olur dersiniz?

Maalesef maddiyatın yarattığı görüntü bir adım önde oluyor. Üstelik maddiyatın geçici olduğu gerçeğini bilmek bile bu durumu düzeltmeye yetmiyor. 

İşte 1950 yılına ait, yazıma konu olan fotoğraf da bunun güzel bir örneği.

Edirne Tren Garı’nda çekilmiş.

Sahibi Life dergisi fotoğrafçısı Jack Birns.

Bulgaristan göçünün arkasındaki dramı ve ironiyi anlatıyor aslında.

Nasıl mı?

Yaşadıkları zor zamanların acısı bakışlarına vuran bu kadınların hepsi kürk manto giymiş.

Ne kadar düşündürücü bir fotoğraf değil mi?

Evlerini, eşyalarını, doğup büyüdükleri toprakları ve hatta akrabalarını arkalarında bırakarak göçe zorlanan kadınlar; tam o kaosun ortasında sırtlarında kürkleri ile trene biniyor. Sanki yaşamları eskisinden de iyiymiş gibi. Sanki hiçbir dertleri yokmuş da, keyfi bir yolculuğa çıkıyorlarmış gibi.

İşte gerçeğin tamamen farklı olduğu bir yanılsama.  

O ana değin kürk manto giymeyi akıllarından dahi geçirmeyen bu kadınlar, sadece vardıkları yeni topraklarda en azından kısa bir sürede olsa yaşayabilmek için bu yola başvurmuş. Ve sırtlarına birer kürk manto takarak o bilinmez yolculuğa adım atmış.

Hiçbir eşyalarını yanlarına alamayan nice insandan söz ediyoruz.

Düşünsenize ne kadar zor bir durum.

Evinizi, eşyalarınızı, toprağınızı ve hatta akrabalarınızı ardınızda bırakıyorsunuz.

Minicik bir hatırayı dahi yanınıza alma şansınız yok.

Sadece giysilerinizle gidebilirsiniz.

Acımasızlık içindeki çaresiz boyun eğişin simgesi olmuş belki de bu fotoğraf o yıllarda.

Bir bilinmez yoldaki ilk adımda sırtı süsleyen bir kürk manto insana neler hissettirir ancak yaşayan bilir. Soğuk terler döktükleri o tren garında kürk mantonun sıcaklığını hissettiklerini hiç düşünmüyorum. Aksine ruhları daha da üşümüştür. Öyle değil mi?

Gönül gözü ile bakmasını bilenlerin sayısının çoğaldığı, zorlukların insanları farklı şekillerde sınamadığı, görüntünün sadece bir yanılsama olduğunun bilincinde; sevgisi ve merhameti bol bir dünya dileğimle.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

01.05.2020






1 yorum:

  1. Paylaşımlarınızı çok sevdim, hepsi düşündürücü.
    Kürk Mantolu Madonna'lar... Bizim tarihimizde bu mübadeleler, göçler çok. Özellikle insanlar beklemedikleri bir anda göçe zorlanınca, sadece elbiselerini almak durumunda kalınca, bir de fotoğrafları alıyorlar, ceplerine giysilerine sığdırabildikleri kadarını..

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...