Gökyüzünün
saçlı yıldızları onlar.
Işıltıyla
geçtiklerinde insanı adeta büyülüyor.
Belki
de bu yüzden, eski yıllardan günümüze; gökyüzündeki diğer yıldızlar gibi hep
merak edildi kuyruklu yıldızlar.
Sadece
buz ve kozmik toz karışımı oldukları halde onu gözlemleme arzusunu hiç
kaybetmeyen; tam sekiz kuyruklu yıldızı keşfedip, onlarla adeta dans eden cesur bir kadının hayat öyküsü var bugünkü
dağarcığımızda.
Caroline
Herschel.
1750
Almanya doğumlu.
Yoksul
bir ailenin sekizinci çocuğu.
Maalesef
çocukken geçirdiği tifüs hastalığı onda bazı izler bırakmış.
Boyu
1,29 metre sadece.
Bir
gözü de tam olarak görmüyor.
En büyük
desteği eğitime önem veren müzisyen babasıdır. Annesi karşı çıksa da azimli ve
cesur Caroline eğitiminden hiç vazgeçmez. Bir yandan da kardeşlerinin bakımını
sürdürür.
Çok
sevdikleri babalarını kaybedince yerini ağabeyleri William alır. İngiltere’nin
Bath şehrinde yaşayan; besteler yapan, pek çok müzik aletini başarıyla çalan
William, kız kardeşini de yanına aldırır.
Bir
süre sonra Caroline, Bath’ın en iyi sopranolarından birisi olur.
Ancak
çok yönlü ağabeyinin diğer habisi olan gökyüzünü inceleme arzusu onda da
vardır. İki kardeş gökyüzünü incelemek adına güçlü teleskopların başında
saatler harcar.
Caroline
ilk başlarda teleskopun temizliğinden sorumluyken; öğrendiği matematiksel
hesaplarla gözlem yapmaya, onları hesaplayıp kayda almaya başlar.
Kendi
küçük teleskopu ile gökyüzünün masmavi enginliğine dalmak Caroline için paha
biçilmez bir mutluluktur artık.
Uranüs’ü
ve uydularını; Satürn‘ün uydularını; kızılötesi radyasyonunu ve pek çok yıldız
kümesini keşfeden ağabeyi gibi o da hiç boş durmaz.
Zaman
içinde iyi bir gök bilimci olur.
Otuz
üç yaşındayken toz ve gaz karışımından oluşan
yeni bir yıldız adayı nebulayı bulur. Aynı gece Andromeda Gökadasının
uydusu Messier 110'u keşfeder.
Tüm
bu yoğun çabaları sonunda; her gece dans etmek için ellerini uzattığı
gökyüzünde tam sekiz kuyrukluyıldızı keşfeder.
Buluşları
İngiliz kralı tarafından maaşla takdir edilir. Bu durum İngiliz tarihinde bir
ilk olarak tarih sayfalarında yerini alır.
Ağabeyini
kaybedince tüm özel çalışmalarını onun oğlu John’a devreder. Doğduğu şehre Hannover'e
geri döner.
Bu
arada ağabeyi ile beraber kendisine ait olan tüm keşifleri titizlikle
derleyerek bir bütün halinde İngiliz Bilim Kurulu’na gönderir.
1828
yılında Kraliyet Astronomi Topluluğu Altın Madalyası ile onurlandırılır. Bundan
yedi yıl sonra aynı topluluğun fahri üyeliğine getirilir.
1846
yılında Alman Prusya Kralı’ndan ‘Altın Bilim Madalyası’nı kazanır.
Kraliyet
İrlanda Akademisi onur üyeliğine layık görülür.
Yaşamının
son demlerinde dahi gözlem yapmayı bırakmaz. Tam 97 yaşında dans ettiği
kuyruklu yıldızlara ve hayata veda eder.
Günümüzde
Herschel ailesinin evi Astronomi müzesi olarak hizmet vermeyi sürdürmekte.
İşte
zekası ve çalışkanlığı ile tarihe damgasını vuran başarılı bir kadın daha.
Üstelik tek gözü ile zoru başarmış, herkesin farklı gözlerle bakmasına aldırış
etmeden kendisiyle barışık kalmanın meyvelerini fazlasıyla hak etmiş harika bir
kalp.
Bizlere
yaşattığı tebessüm için önünde saygıyla eğiliyor ve kocaman alkışlıyorum. İyi
ki yaşamış ve iyi ki hayran olduğu gökyüzünün ışıltılı kuyruklu yıldızlarıyla
dans etmiş.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
26.04.2020
Çok farklı bir konu ve harika bilgiler, çok teşekkürler Belgincim.... Gök cisimleri beni çok ilgilendirir...76 yılda bir görülen Halley Kuyruklu yıldızını ve ismini hatırlamadığım başka bir yıldızı görmek mutluluğuna ermiştim... Halley çok güzeldi...
YanıtlaSilFarklı konular ilgimi çekiyor. Araştırıp öğrenmek ise en büyük keyfim. Ben teşekkür ediyorum güzel kalbinize, varlığınıza))) yıldızlar hem çok uzaktalar, hem de hiç olmadıkları kadar yakın aslında. Sevgi ve saygımla.
SilHarika bir yazı ellerinize yüreğinize sağlık olsun Belgin abla :) sevgiler Murat Arslan
YanıtlaSil