Şakir Paşa ailesinin kızlarından Fahrünnisa Zeyd ile Aliye Berger, resim alanında büyük ses getirir. Sadece yurt içinde değil aynı zamanda yurt dışında da eserleri ile takdir toplar iki kız kardeş.
İlk
evliliğini İzzet Melih, ikinci evliliğini ise Irak Kralı I. Faysal’ın kardeşi
Emir Zeid ile yapan Fahrünnisa
Zeyd; aldığı prenses unvanı bir yana; Paris ve Londra’daki sergileri ile
beğenilen bir kadın ressamdır. Soyut
resmin öncülerinden kabul edilir.
Kardeşi
Aliye Berger, ablasının etkisiyle başladığı resim hayatına gravürle devam eder.
Katıldığı
bir sergide birinci olur. O dönemlerde bir kadın ressamın birinci olması sanat
dünyasında pek çok eleştiri yaratır.
Küçük yaşlarda ders aldığı keman hocası Karl Berger’e olan aşkı hep sorunlarla dolu dünyasındaki tek ışık olur. Uzun yıllar süren aşk ilişkisi evlilikle sonlanır. Kısa süre sonra çok sevdiği eşinin kaybını kaldıramaz ve hayatına son vermek isterken; ablası elinden tutup onu yeniden hayat döndürür. Sonrasında ruhunu sanatla iyileştirmeye çalışır.
Bir
tarafta baba ölümüne yol açan belki de zalim bir oğul; diğer tarafta ise
kimsenin kabul edemeyeceği yasak bir ilişkiye tanık olan ve tartışsa da
derinlerde sevdiği babasını öldürecek kadar acı çeken bir adam.
Tarihsel
kaynaklar bu yasak ilişkiden ve detaylarından bahsetmez. Öldürme sebebi olarak
hep ekonomik durumlar gösterilir.
Cinayetin
ardından yargılanan Cevat Şakir Kabaağaçlı on beş yıl kürek cezasına
çarptırılır.
Cezasının yedi yılını çektikten sonra baş gösteren verem hastalığından ötürü erken tahliye edilir.
Ancak
o sıralarda yazdığı yazılar nedeniyle idam teklifi ile İstiklal Mahkemeleri’nde
yeniden yargılanır.
Ardından
verilen bir karar değişikliği ile o yıllarda bomboş bir belde olan Bodrum’a
sürgüne gönderilir.
Üç
yıllık sürgünlüğünün yarısını Bodrum'da tamamlar, kalanını İstanbul'da.
Artık
özgür olarak İstanbul’dadır. Ama Cevat Şakir insanlarını ve doğasını çok
sevdiği Bodrum'dan uzak kalamaz. Geri döner. Hayatının sonuna kadar da
ayrılmaz.
Bu
sürgün belki de onun için yepyeni bir yolculuğun ilk adımıdır aslında.
Mahlası
ise aşık olduğu Bodrum’un eski isimlerinden esinlenilerek Halikarnas Balıkçısı
olur.
Bu
arada babalarından aldıkları genlere mıh gibi işleyen sanat tutkusu, ailenin
gelecek nesillerinde de etkisini gösterir.
Örneğin
Hakiyye Hanım’ın kızı Füreya
Koral, ilk Türk kadın seramik sanatçısı olur.
Fahrünnisa
Zeyd’in ilk evliliğinden olan oğlu Nejad Devrim, ilk Türk modernist sanatçı
olma özelliğini taşır. Kardeşi Şirin Devrim ise ünlü bir tiyatro sanatçısı olarak
çok ses getirir.
İşte bir zamanlar Büyükada’nın taşlı yollarında ve kıyısında nefes alan Şakir Paşa Ailesinin; yer yer mutlu, yer yer hüzünlü ama çokça acı dolu hayat öyküsü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder