25 Ocak 2025 Cumartesi

ŞAKİR PAŞA AİLESİ (2/2)

Şakir Paşa ailesinin kızlarından Fahrünnisa Zeyd ile Aliye Berger, resim alanında büyük ses getirir. Sadece yurt içinde değil aynı zamanda yurt dışında da eserleri ile takdir toplar iki kız kardeş.

İlk evliliğini İzzet Melih, ikinci evliliğini ise Irak Kralı I. Faysal’ın kardeşi Emir Zeid ile yapan Fahrünnisa Zeyd; aldığı prenses unvanı bir yana; Paris ve Londra’daki sergileri ile beğenilen bir kadın ressamdır. Soyut resmin öncülerinden kabul edilir.

Kardeşi Aliye Berger, ablasının etkisiyle başladığı resim hayatına gravürle devam eder.

Katıldığı bir sergide birinci olur. O dönemlerde bir kadın ressamın birinci olması sanat dünyasında pek çok eleştiri yaratır.

Küçük yaşlarda ders aldığı keman hocası Karl Berger’e olan aşkı hep sorunlarla dolu dünyasındaki tek ışık olur. Uzun yıllar süren aşk ilişkisi evlilikle sonlanır. Kısa süre sonra çok sevdiği eşinin kaybını kaldıramaz ve hayatına son vermek isterken; ablası elinden tutup onu yeniden hayat döndürür. Sonrasında ruhunu sanatla iyileştirmeye çalışır.


Bu arada yaşanan olaylarda madalyonun her zaman iki yüzü olduğunu düşünenlerdenim.

Bir tarafta baba ölümüne yol açan belki de zalim bir oğul; diğer tarafta ise kimsenin kabul edemeyeceği yasak bir ilişkiye tanık olan ve tartışsa da derinlerde sevdiği babasını öldürecek kadar acı çeken bir adam.

Tarihsel kaynaklar bu yasak ilişkiden ve detaylarından bahsetmez. Öldürme sebebi olarak hep ekonomik durumlar gösterilir.

Cinayetin ardından yargılanan Cevat Şakir Kabaağaçlı on beş yıl kürek cezasına çarptırılır.

Cezasının yedi yılını çektikten sonra baş gösteren verem hastalığından ötürü erken tahliye edilir.

Ancak o sıralarda yazdığı yazılar nedeniyle idam teklifi ile İstiklal Mahkemeleri’nde yeniden yargılanır.

Ardından verilen bir karar değişikliği ile o yıllarda bomboş bir belde olan Bodrum’a sürgüne gönderilir.

Üç yıllık sürgünlüğünün yarısını Bodrum'da tamamlar, kalanını İstanbul'da.

Artık özgür olarak İstanbul’dadır. Ama Cevat Şakir insanlarını ve doğasını çok sevdiği Bodrum'dan uzak kalamaz. Geri döner. Hayatının sonuna kadar da ayrılmaz.

Bu sürgün belki de onun için yepyeni bir yolculuğun ilk adımıdır aslında.

Çünkü Cevat Şakir burada kendini maviliğe, denize ve yazmaya adar. Özellikle deniz, balıkçılar, gemiler, kıyılar, kıyı evleri hakkında pek çok roman ve hikaye yazar.

Mahlası ise aşık olduğu Bodrum’un eski isimlerinden esinlenilerek Halikarnas Balıkçısı olur.

Bu arada babalarından aldıkları genlere mıh gibi işleyen sanat tutkusu, ailenin gelecek nesillerinde de etkisini gösterir.

Örneğin Hakiyye Hanım’ın kızı Füreya Koral, ilk Türk kadın seramik sanatçısı olur.

Fahrünnisa Zeyd’in ilk evliliğinden olan oğlu Nejad Devrim, ilk Türk modernist sanatçı olma özelliğini taşır. Kardeşi Şirin Devrim ise ünlü bir tiyatro sanatçısı olarak çok ses getirir.

İşte bir zamanlar Büyükada’nın taşlı yollarında ve kıyısında nefes alan Şakir Paşa Ailesinin; yer yer mutlu, yer yer hüzünlü ama çokça acı dolu hayat öyküsü.

Son söz olarak belirtmek isterim ki; topluma mal olmuş ünlü kişilerin hayatlarından bahsederken mahremiyetlerine duyulan saygı her daim ön planda kalmalıdır.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

15.01.2025

Kaynaklar: https://oggito.com; https://tr.wikipedia.org.

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...