Yaptığımız
her şeyi bir mantık çerçevesine oturtmak.
Toplumun
yarattığı yargı ve inanç sistemine uygun olması için didinmek.
Öyle
değil mi?
Bir
kalıp ver önümüzde, hatta kalıplar.
Hepimiz
duygu, düşünce ve davranışlarımızı bunların içine uydurmaya çalışıyoruz.
Peki
nerede kaldı bizim kendi seçimlerimiz?
Eğer
Bilince Erişim sisteminin 4 adımını daha yakından incelersek, belki de bu
sorunun cevabını yakalayabiliriz. Ne dersiniz?
Hayatımıza
yön verirken her şeyin bir seçimden ibaret olduğunu bilmemiz önemli. İlk adım
bu.
Zorluklar
karşısında yollar önümüze çıktığında seçme hakkımız var. Bizim için en doğru
olanı kalbi desteklerle seçiyoruz. Yanlış da olabilir. Doğru da. Başlangıçta
bilmiyoruz. Ama cesaretle seçimimizi yapıyoruz.
Ardından
o sıralarda beynimize üşüşecek birçok negatif düşünceyle savaşmak yerine;
onları serbest bırakıyoruz.
Var
olduklarını kabul ediyoruz. Direnmiyoruz. Rahatlıyoruz. Hafifliyoruz. Böylece
daha farklı seçimler yapacak bir bakışa da sahip oluyoruz. Bu da ikinci adım.
Şimdi
sıkı durun.
Yapılan
araştırmalar, var olan duygu ve düşüncelerin yüzde doksan sekizinin gerçekte
bize ait olmadığını gösteriyor.
Yanımızda
yöremizde olan herkesten ve her şeyden etkileniyoruz.
Dolayısıyla
beynimizde dans ederken yakaladığımız tüm bu duygu ve düşünceler bir KARMA.
İçlerinden
sadece yüzde ikisi bize ait.
İşte
bu durum; etrafımızda olan bitenin aslında bizleri nasıl bir etki bulutu içine
aldığını gösteriyor.
O
halde ne diye başkalarına ait yığınla düşünce ve duyguyu üzerimizde yük gibi
taşıyalım ki?
Bırakalım
gitsin.
Kime aitse onu bulsun. Yeter ki bizim beynimiz hafiflesin. Bu üçüncü
adımdı.
Son
adım olarak da bolca soru sormamız gerektiğini söylüyor Douglas. Olumlama cümlelerini
kullanırken oluşabilecek şüphelerle kafamızı karıştırmaktansa veya karar ve
sonuç cümleleri ile beklentileri çoğaltmaktansa; değişmesini istediğimiz her şey
için bolca soru sormalıyız.
Hayatın
içindeki farklı olasılıkları görmek, sahip olduğumuz değerlerin kıymetini
bilmek ve her ne olursa olsun her zaman bir seçim hakkına sahip olduğumuzu hiç
unutmamak da önemli.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
24.02.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder