30 Kasım 2024 Cumartesi

YANITI ZOR SORULAR


Hayatın içinde kendimizi, yaptıklarımızı, bize yapılmasına izin verdiklerimizi, vermediğimiz halde göz yumduklarımızı; ara ara kendinizle baş başa kaldığınızda sorgular mısınız hiç; bilemiyorum.

İçinde bulunduğumuz sarmalda debelenip dururken; kendimiz mi yarattık bu zor şartları acaba?

Yaşadığımız çağa ayak uydururken, hızına yetişmek için soluksuz koşarken; tadını alarak yaşamayı unutmaya mı başladık yoksa?

Audrey Magee’nin ‘Koloni’ isimli romanında bazı satırlar, işte insana bunları sorgulatıyor.

Neden mi?

Çünkü İrlandalı kadın yazar bakın ne diyor?

"...basitlik çoğu kişiye uymuyor. (...) Kaçıp otobüs tarifelerine, faturalara bağlanıyorlar, tatillere, evlere, divanlara, mutfak tezgâhlarına ve perdelere; varoluşun çıplaklığını maskeleyecek şeyler satın alarak, bir şeylere sahip olarak geçen hayat. Hayatın zorluğunu saklayacak. Daha kabul edilebilir kılacak."

Ne kadar doğru.

Hayatın zorluğundan bu şekilde mi kaçıyoruz?

Daha kabul edilebilir hale gelsin diye eşyalardan mı medet umuyoruz?

Sadelikten uzaklaştıkça, hep daha çok istedikçe; farkında olmadan hayatı sevmeyi unutuyoruz da farkında değiliz.

Sonrasında da sevgisiz hayatlarda mutlu olmaya çalışıyoruz.

Üstelik bazen kendi yanımızdan geçip gittiğimizi bile fark edemiyoruz.

Böylece tükeniyor yaşamlar.

İçimizden inkar etsek de yanıtı zor olan bu sorular aklımızdan gelip geçiyor zaman zaman. Kabul edelim.

Peride Celal’in ‘Dar Yol’ isimli romanındaki bir satırda durup düşündüğümü hatırlarım geçmişte.

‘’Bir zamanlar başkalarında olanı, onlar bizim olduğu zamansa kaybettiklerimizi aramak; bu dert ezeli, bu dert hepimizde.’’

Peki nerede kaldı anı yaşamak?

Her ne yapıyorsak tüm kalbimizle hissederek yapmanın güzelliği çok özel oysaki.

Sade, basit, minicik zaman dilimlerinde saklı hepsi.

O anlarda ne geçmiş var, ne gelecek, ne endişeler, ne kararsızlıklar.

Hesapsız, plansız geçecek olan mutlulukla dopdolu anlar.

Bir de bu anlara eşlik edecek özel kalpler varsa yanınızda daha ne olsun. Gülümsemek gerek dolu dolu hayata.

Kore'de çok satanlar arasında yerini alan ve özellikle gençlere hitap eden bir kitap var.

İsmi ‘Hyunam-Dong Kitabevi’.

Yazarı  Hwang Bo-reum.

Bir zamanlar bozulan çocukluk arkadaşlığını onarmak için kendini okumaya adayan ve kitapçı olmaya karar veren bir genci anlatır.

İşte o kitapta hayata dair minik bir anektod var.

‘’ Büyük panda küçük ejderhaya; yolculuğun mu yoksa varacağın yerin mi daha önemli olduğunu sorar.

Yanıt ‘o yolda size kimin eşlik ettiği’ olur.’’

Hayat yolculuğumuzda her zaman zarif kalpler yanımızda olsun.

Olsun ki yanıtı zor sorularla daha kolay başa çıkalım.

Umutla hayata hep gülümseyelim.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

21.07.2024

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...