Güneybatı Avrupa'da İber Yarımadası üzerinde yer alan Portekiz’in başkenti Lizbon'da, neredeyse 800 yıllık bir kadim gelenek hala uygulanıyor.
Hem
de iki farklı yerde.
Bir
tanesi tarihi ve kültürel açıdan zengin Mafra beldesinde yer alan Mafra Milli
Sarayı içinde.
1717-1755
yılları arasında Barok mimarisi tarzında yapılmış bu manastır ve saray
kompleksi; aynı zamanda 1910 yılında milli anıt olarak, Portekiz'in yedi
harikasından biri kabul edilmiş.
Mafra
Milli Saray Kütüphanesi.
Zemini
pembe, gri, beyaz ve diğer renklerdeki mermerlerle tam bir görsel şölen
yaşatırken; ahşap kitaplık raflarında yaklaşık 36 bin deri kaplı çok kıymetli
eser bulunur. Bir kısım esere ise paha biçilemez.
Diğer
kütüphane ise Portekiz'in batısındaki Coimbra kentinde.
Avrupa’nın en eski eğitim kurumlarından biri olan Coimbra Üniversitesi’nin içindeki Joanina Kütüphanesi ( Biblioteca Joanina), tam bir Barok kütüphanesi.
Kütüphane
bünyesinde diğerinde olduğu gibi zengin bir kitap arşivi var.
Kıymetli
el yazmaları ve değerine paha biçilemeyen yaklaşık 60.000 cilt eser kitaplık
raflarını süsler.
Bu nedenle
de dünyanın en güzel kütüphanelerinden biri olarak kabul edilir.
Söz konusu kütüphaneleri bir araya getiren ve ilginç yapan ise kitapları korumak için yıllardır uygulanan sıra dışı yöntem.
YARASALAR.
Bu
yazıya denk gelip araştırmaya başlamadan önce kütüphaneyi, kitapları ve
yarasaları aynı ortamda düşünmek aklıma gelmemişti.
Oysaki
buradaki uygulama tam 800 yıllık bir geleneğe bağlı olarak yıllardır yapılıyor.
Her
iki kütüphane içinde de iki yüzyıldan uzun süredir yaşayan bir yarasa kolonisinin
bulunduğu söyleniyor.
Yarasalar, eski ve son derece nadide kitaplara zarar verebilecek böcekleri yiyerek onları koruyor.
Nasıl mı?
Geceleri,
neredeyse kütüphanenin ev sahipliğini yapan yarasalar kış aylarında
gizlendikleri oymalı ahşap raflardan çıkar.
Eski
kitapların arasında uçmaya başlar.
Nadide
sayfalara zarar verebilecek böceklerle beslenirler.
Yaz
aylarında ise kütüphanenin dışındaki meyve bahçesinde yaşamayı tercih ederken, her
dönem kitapları kemirecek böcekleri avlamakla meşgul olurlar.
Bu
sayede kimyasal madde kullanımına gerek kalmadan zararlı böcekler yok edilir.
Ancak
bu sırada yarasaların oluşacak dışkılarının kütüphane mobilyalarına ve ahşap
yüzeylere zarar vermemesi adına bir başka önlem daha alınır.
Her
akşam, ziyaret bitiminde kütüphane görevlileri tarafından okuma masaları özel bir örtüyle kaplanır.
Sabah
olunca kaldırılıp, kütüphane özenle temizlenir.
Bu çalışma yılın her günü hiç aksatılmadan yapılır.
Bu
mükemmel koruma yöntemi sayesinde tarih, mimari, kitaplar, doğa ve insan tam
bir uyum içinde; yaşama en güzel imzalarını atar.
Son
yapılan araştırmalarda veriler; kitapların artık özel sistemlerle korunduğunu
savunsa da; kütüphane görevlilerinin geleneği yaşatmak adına uzun kulaklı gri yarasaları
beslediklerini not ediyor.
Dünya
çapında yaklaşık 1.400 türü bulunan ve gerçek uçuş kabiliyetine sahip tek memeli
olan yarasaların bu faydalı dokunuşunu öğrendikten sonra; onlar hakkındaki
olumsuz düşüncelerimizin bir nebze de olsa azaldığını düşünüyorum.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
08.05.2025
Kaynaklar:
https://www.egitimsistem.com; https://kayiprihtim.com; https://www.milliyet.com.tr;
https://www.oktayaras.com.