Alman barok müzik bestecisi Johann Sebastian Bach’ı yeniden yaşama döndüren kişi olarak tanınan; dahi çocuk unvanlı Alman müzisyen, besteci Jacob Ludwig Felix Mendelssohn’u hepimiz tanıyoruz.
Bu
ünlü bestecinin büyükbabasıyla büyükannesinin evlilik öyküsünü bilenlerimiz ise
pek az diye düşünüyorum.
Hadi
gelin 18. yüzyıla Almanya taraflarına gidip yaşamlarına tanıklık edelim.
Yoksul
bir yazmanın oğlu olarak dünyaya gelen büyükbaba Moses Mendelssohn, Alman
Yahudi filozofu ve eleştirmeni aynı zamanda.
Bir
edebiyat yarışmasında Prusya Sanat Akademisi ödülünü kazanmış, gerek
düşünceleri gerekse eserleri ile adından söz ettirmiş bir yazar.
Ailesinin
yoksulluğu, geçirdiği hastalıkların bedeninde bıraktığı kalıcı hasarların
yanında, düzenli eğitim şansı olmadığı halde; olağanüstü düşünme yeteneği,
zekası ve çalışkanlığı sayesinde başarmış tüm bunları.
Bu
kadar değerli özelliği yanında önemsiz olsa da fiziksel görünümü pek dikkat
çekici değilmiş. Kısa boyu ve sırtındaki garip kamburu nedeniyle özellikle
kadınları ürkütürmüş.
Günlerden bir gün Hamburg da yaşayan bir işadamını ziyareti sırasında hayatının aşkına rastlar.
Karşılık
göremeyeceğini bildiği halde bu iş adamının Frumtje ismindeki güzel kızına aşık
olur.
Güzel
genç kız ise onun görüntüsünden adeta ürker. Yanına bile yaklaşmaktan çekinir.
Her
şeyin farkında olan Moses, evdeki ziyaretinin sonuna yaklaştığında kapıdan
çıkmadan önce kızla bir kez olsun konuşmak ister. Kızın odasının bulunduğu üst
kata çıkar. Tüm cesaretiyle kapısını tıklatır. Aldığı davetle içeriye
girdiğinde gördüğü olağanüstü güzellik karşısında heyecanlansa da cesaretini
toplar ve konuşmaya başlar.
Bu
sırada kızın kendisine hiç bakmadığını, hatta başını yerden kaldırmadığını fark
eder.
Bu
duruma çok üzülmüş olsa da konuşmasını tamamlar. Son olarak evliliğin kutsallığına
inanıp inanmadığını sorar, tüm nezaketiyle.
Aldığı
‘evet’ yanıtına gülümserken, birdenbire kendisi de aynı soruyla karşılaşır.
Hiç
düşünmeden ‘elbette’ yanıtını verir ve sözlerine devam eder.
Geçmiş
bir inanışa göre; erkek çocukların dünyaya gelmeden önce hayatlarını
birleştireceği eşlerin Tanrı tarafından seçildiğini söyler.
Tıpkı inanıştaki gibi kendisi doğarken de evleneceği kızın belirlendiğini ve eşinin kambur olacağının kulağına fısıldandığını anlatır. Ardından da Tanrı’dan özel bir istekte bulunduğunu; eşine vereceği kamburluğu kendisinin severek taşıyabileceğini belirttiğini ekler sözlerine. Eşinin güzel bir kadın olmasını dilediğini de.
Çünkü
Moses’e göre fiziksel şekil bozukluğu kadınlar için çok daha fazla yaralayıcıdır.
Bu
sözlerden hayli etkilenen genç kız, ilk defa başını yerden kaldırıp Moses’in
gözlerinin içine bakar.
Elini
uzatıp tutar ve içtenlikle eşi olabileceğini söyler.
Böylece
öykümüzün kahramanı cesur Moses ile dünyalar güzeli eşi Frumtjet evlenip mutlu
bir yaşama adım atarlar.
Ve sevgi dolu, aşk dolu bu özel ailenin yıllar süren mutluluğu çocuklar ve torunlarla taçlanır.
İşte
onlardan bir tanesi de dünyanın hayranlık duyduğu ünlü besteci Mendelssohn olur.
Peki
melodilerle adeta dans eden besteci kendi yaşamında büyükbabası kadar şanslı ve
mutlu mudur dersiniz? (yanıtı ve devamı2/2’ de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
01.12.2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder