Zihni organize etmek, zihnimizin direksiyonunu kendi elimizde sımsıkı tutmak ve olabildiğince verimli kullanmak çok önemli. Böylelikle kendi verimliliğimizi artırıyoruz ki bu da özlediğimiz KALİTELİ YAŞAMIN en güzel anahtarı. Olaylar karşısında hızlı düşünmenin, doğru algılarla doğru karara varmanın da yolu. Elbette doğru ve hızlı düşünmek kadar sistemli düşünmenin de önemi büyük. Çünkü bu sayede düşüncelerimizin farkında oluyoruz. Kaçıp gitmelerine, biz fark etmeden olumsuz yönlere kaymasına izin vermiyoruz.
Yapmamız gereken en
önemli şey, gerek küçük gerekse büyük olaylar karşısında zihnimizin doğru
tepkiler vermesini amaçlıyor olmak. ‘Zihnimizi düzenlemek bizim hedeflerimize
daha kolay ulaşmamızı sağlıyor’ diyor uzmanlar. Tıpkı masamızı, odamızı düzenlemek
gibi. Bu düzen elimizi her attığımıza kolayca ulaşmamızı nasıl sağlarsa; düşüncelerimizi
düzenli tutmak da aynı işlevi yapıyor. Karmaşa, çözümsüzlük yok bu düzende.
Aksine çözümleme odaklı bakıyoruz. İstediğimiz de bu değil mi aslında? Elbette aklımıza
hiçbir zaman imkansız kelimesini getirmiyoruz.
Ve böylece kendimize
olan güvenimizle, düzenli zihin yapımız ve olumlu düşüncelerimizle belirlediğimiz
rotada hızla ilerlemenin keyfini yaşamaya başlıyoruz.
Hayat direksiyonumuzu kendi
elimizde tuttukça yaşamla ve zorluklarıyla daha kolay mücadele ediyoruz. Hedef
ve hayallerimize daha çabuk ve doğru kanallarla ulaşıyoruz. Mutlu anlarımızın
keyfini çıkarıyor, enerji ve tebessümlerimizi kalıcı hale getiriyoruz. İşte
kaliteli yaşamı kucakladık bile. Daha ne olsun?
Hayatta yapmak istediklerimiz
ve hedeflerimizin yanında bir de her zaman yapmak zorunda olduklarımız var.
Bugünün işini yarına ertelediğimizde, bitirmediğimiz her iş zihnimizde bir
birikime yol açıyor. Sonlandırmamış olduğumuz işlerin yarattığı karmaşıklık, bizim
net düşünmemize de engel oluyor. Çünkü sonraki işlerimizi daha kolay planlamak,
daha hızlı çözüme ulaşmak için zihnin
sadeleşmesi çok önemli. Zihnimizin aşırı dolu olması, mevcut stres ve problemler
kapasitemizden tam olarak yararlanmamıza
engel oluyor. Yani verimlilikten uzaklaştırıyor.
Bu nedenle zihni dinç ve
sağlıklı tutmamız çok önemli. Geçmişteki kötü yaşanmışlıkların sisli puslu
havasını yok etmek; gelecekle ilgi endişe ve kaygıları olabildiğince aza
indirmek yapabileceğimiz ilk adımlar. Her zaman dediğimiz gibi dünü dünde bırakıp,
bugünü yaşamak ve geleceğe sadece umut ve tebessümle bakabilmek asıl olan. Bizi
gergin ve öfkeli yapacak her türlü kişi ve ortamdan, stresten olabildiğince
uzak kalmak, huzurla düşünmemizin temel basamakları. Tıpkı bedenimiz gibi ruh
ve zihin sağlığımız da enerjiyle dolu ve dinç olacak ki içimizden yapma isteği
gelsin. Böylelikle kendimize, etrafımızdakilere hatta dünyaya verimli olalım.
Verimlilik, sahip
olduğumuz fiziksel ve zihinsel kaynaklarımızı en etkin biçimde kullanmamız
demek. Konunun uzmanları zihinsel verimliliği; ‘bireyin zihinsel kaynaklarını
geliştirmesi ve etkili biçimde kullanılmasıdır’ şeklinde tarif ediyor. Pekiyi
geliştirmemiz gerekli zihinsel kaynaklarımız neler? Sahip olduğumuz bilgiler, zihinsel becerilerimiz
(düşünme, anlama, sorgulama, karar verme, sorun çözme) ve hızımız. Bunları ne kadar geliştirir ve etkin
kullanmasını öğrenirsek başarımız o ölçüde artıyor. Çünkü zihinsel
verimliliğimizin artması; bizim geniş düşünmemizin ve farklı bilgilere kolayca
ulaşmamızın, yeri geldiğinde kullanmamızın yollarını açıyor. Bu sayede yeni
bilgiler üretmememiz, toplum yaşantısına daha rahat katılmamız, daha aktif ve cesur olmamız, kendi kapasitemizi geliştirmemiz
mümkün. Tüm bunlar ise bizim hayata daha sıkı sarılmamız, hedeflerimize daha
kolay koşmamız için altın birer anahtar adeta.
Özetle hayat direksiyonumuzu
elimize aldığımızda; dinç ve huzur dolu bir ruhla, net ve düzenli düşüncelerimizle;
zihnimizi organize etmemiz ve verimli kullanmamız mümkün. Herkesin imrenerek
baktığı, belki de gıpta ettiği kaliteli bir yaşamın gölgesinde mutlulukla
gülümsemek için tüm bunlara değer bence. Siz ne dersiniz?
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
02.05.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder