Tolstoy hayatının iyi ya da kötü her anında yazmaktan geri durmaz. Bu tutku dünya çapında kabul gören pek çok eseri kaleme almasındaki en önemli etken olur.
Her
şey yolunda gibi görünüyorken, Tolstoy’un ruhsal yapısı yeniden çöker.
Maalesef
bu sefer ki hepsinden kötüdür.
Özellikle
yoksul ve perişan halkın ve köylülerin durumuna çok üzülür. Ailesine rağmen tüm servetini köylülere dağıtır.
Onlar gibi yaşamaya başlar. Tercihi nedeniyle ailesiyle de arası açılır.
Ruhani konulara olan ilgisi; evlendiği yıllarda eşiyle yaşadığı tutkulu aşk ilişkisini bozmakla kalmaz. Çocuklarına da mutlu bir aile ortamı sağlayamaz.
Tam
o sıralarda yazdığı bir kitap nedeniyle Ortodoks Kilisesi tarafından aforoz
edilir.
Bu
küskünlük onun evini tamamen terk edip, yollara düşmesine neden olur. Kışın o
zemheri soğuğunda sokaklarda, banklarda yaşar. Yetersiz beslenme ve aşırı soğuk
nedeniyle sık sık hastalanır.
Yıllar acımasızca geçerken 1910 yılını gösterdiğinde, 82 yaşındayken; Astapovo'da bir tren istasyonunda şiddetli zatürreden yaşama sessizce veda eder. Cenazesi ölüm haberini duyan binlerce köylü tarafından uğurlanır.
Hayatı
boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışan ünlü yazar geride öyle
özel eserler bırakır ki…
Hepimizin aşina olduğu romanlarına ek olarak; öyküleri, masalları, günlük mektupları, eğitim eserleri, din ve ahlak eserleri, sanat ve edebiyat eserleri, halk için kısa öğretici hikayeleri, sosyal ve siyasi denemeleri, oyunlarını saymazsak olmaz.
Çünkü
birbirinden değerli eserlerinin yıllar içinde okundukça, nesilden nesile pek
çok yazarı etkileyerek daha da devleştiğini söylemek yanlış olmaz.
Üstelik
bu etki hep zamansız kalır. (devamı
3/3’te)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
26.07.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder