İşte uzun bir hayatın sorgulamalarla geçen; geçerken yapılan tercihler ve verilen kararlarla şekillenen sonu.
Dünyaya
mal olmuş eserlerini yazarken acaba yaşamın gerçekten nasıl olduğunu anlamış
mıdır ünlü yazar?
Bu
sorunun yanıtını vermek zor.
Ancak
Tolstoy’u ve felsefesini daha iyi anlamak adına onun bilinmeyen yönlerine göz
atmakta fayda var. Çünkü hiçbir şey sebepsiz yere olmuyor ve yaşanmıyor.
Mutlaka çocukluktan, gençlikten ya da ileriki dönemlerde yaşanan bazı olaylardan
etkiler yaşamı ve seçimleri tetikliyor.
Tolstoy, oldukça varlıklı bir ailede doğduğu halde, lüks yaşam tarzını hiçbir zaman benimseyemez. Hayattan beklentisi sadece küçük mutluluklar olur. En büyük mutluluğunu kırsaldaki köylüler gibi sade ve basit giyinip aralarına katıldığında yaşar. Ruhu alabildiğine özgürdür çünkü.
Mütevazi
yaşamında, tercihleriyle örtüşmese de mükemmel derecedeki İngilizce, Fransızca
ve Almancasının yanında; Yunanca, İspanyolca, İtalyanca, Ukraynaca, Türkçe ve
Bulgarcayı rahatça okuyup anlar. Bu anlamda kütüphanesi 39 dildeki 23.000 eserden
oluşur.
Son
derece kötü olan el yazısı ile yazdığı romanları nedeniyle editörleri hep
zorluk yaşar. Üstelik eserleri hep çok uzun olunca sorun daha da artar. İşte o dönemlerde
eserlerini yeniden yazan eşinin yardımı fazlasıyla hissedilir.
Buna rağmen dünya çapında okurları ile mektup arkadaşlığı yapmayı çok sever. Çok sayıdaki hayran mektuplarını tek tek okuyup yanıtlamak en büyük hevesi olur. Mektup arkadaşları arasındaki en çarpıcı isim ise; kötülüğe karşı aktif ama şiddetsiz direniş felsefesini ilke edinen; Mahatma Gandi olur.
Belki
de en kötü özelliği kumara ve oyun kartlarına olan tutkusudur. Maalesef bu alışkanlığı,
hayatı boyunca elindeki değerli şeyleri kaybetmesiyle sonuçlanır.
Yaşamında
dünya çapında tanınan bir yazar olmasına rağmen; yoksulluğu hep önemser. Öyle
ki her şeyi elinin tersi ile iterek; hatta bir dönem eserlerinin telif
ücretlerini dahi almayacak kadar radikalleşerek; fakirlik içinde yaşama
kararından vazgeçmek istemez.
Hayatı boyunca pek çok ünlü yazarı ve eserlerini takip eder. Birçoğundan etkilenir. Jean-Jacques Rousseau, Charles Dickens, Victor Hugo gibi. Ancak kaynaklar nedense William Shakespeare’den pek hoşlanmadığını yazar.
Aynı
kaynaklar bu kadar başarılı ve ünlü eserle Nobel Edebiyat Ödülü’nü neden hiç
alamadığına dikkat çeker. Nedeni 1906 yılında Rusya Bilim Akademisi tarafından
Nobel ödülüne aday gösterildiğini haber alınca; ismini listeden sildirmesi olur.
Çünkü ödüle layık görüldüğünde kabul etmemeyi kafasına önceden koymuştur.
Verdiği bu oldukça sert tepki
Tolstoy’un bir daha Nobel için aday düşünülmemesinin ana nedeni olur.
Sıra
dışı hayatında tercihleri ve felsefesi ile herkesi şaşırtan Tolstoy’un yaşam
değişiklikleri eserlerinde de yakinen hissedilir.
Serserilik
ve kötü alışkanlıklarla geçen gençliği; sade ve basit yaşamı tercih eden
olgunluk yaşı ve evsiz geçirdiği son demleri…
Üstelik
çoğu yazardan farklı olarak yaşarken kıymeti bilindiği halde belki de
tercihleri; insanların ruhuna dokunmayı başarmasındaki en büyük etken olur.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
26.07.2024
Kaynaklar:
https://tr.wikipedia.org; https://kayiprihtim.com; https://kayiprihtim.com; https://www.webtekno.com.
Muhteşem bir yazarmış.Inatçı ve özel bir insan..Bilgi için tşk.canım Nilgün.
YanıtlaSil