18 Aralık 2024 Çarşamba

ÖĞRENMEKTEN ACİZ ve İSTEKSİZ mi? (3/3)

İşte uzun bir hayatın sorgulamalarla geçen; geçerken yapılan tercihler ve verilen kararlarla şekillenen sonu.

Dünyaya mal olmuş eserlerini yazarken acaba yaşamın gerçekten nasıl olduğunu anlamış mıdır ünlü yazar?

Bu sorunun yanıtını vermek zor.

Ancak Tolstoy’u ve felsefesini daha iyi anlamak adına onun bilinmeyen yönlerine göz atmakta fayda var. Çünkü hiçbir şey sebepsiz yere olmuyor ve yaşanmıyor. Mutlaka çocukluktan, gençlikten ya da ileriki dönemlerde yaşanan bazı olaylardan etkiler yaşamı ve seçimleri tetikliyor.

Tolstoy, oldukça varlıklı bir ailede doğduğu halde, lüks yaşam tarzını hiçbir zaman benimseyemez. Hayattan beklentisi sadece küçük mutluluklar olur. En büyük mutluluğunu kırsaldaki köylüler gibi sade ve basit giyinip aralarına katıldığında yaşar. Ruhu alabildiğine özgürdür çünkü.

Mütevazi yaşamında, tercihleriyle örtüşmese de mükemmel derecedeki İngilizce, Fransızca ve Almancasının yanında; Yunanca, İspanyolca, İtalyanca, Ukraynaca, Türkçe ve Bulgarcayı rahatça okuyup anlar. Bu anlamda kütüphanesi 39 dildeki 23.000 eserden oluşur.

Son derece kötü olan el yazısı ile yazdığı romanları nedeniyle editörleri hep zorluk yaşar. Üstelik eserleri hep çok uzun olunca sorun daha da artar. İşte o dönemlerde eserlerini yeniden yazan eşinin yardımı fazlasıyla hissedilir.

Buna rağmen dünya çapında okurları ile mektup arkadaşlığı yapmayı çok sever. Çok sayıdaki hayran mektuplarını tek tek okuyup yanıtlamak en büyük hevesi olur. Mektup arkadaşları arasındaki en çarpıcı isim ise; kötülüğe karşı aktif ama şiddetsiz direniş felsefesini ilke edinen; Mahatma Gandi olur.

Belki de en kötü özelliği kumara ve oyun kartlarına olan tutkusudur. Maalesef bu alışkanlığı, hayatı boyunca elindeki değerli şeyleri kaybetmesiyle sonuçlanır.

Yaşamında dünya çapında tanınan bir yazar olmasına rağmen; yoksulluğu hep önemser. Öyle ki her şeyi elinin tersi ile iterek; hatta bir dönem eserlerinin telif ücretlerini dahi almayacak kadar radikalleşerek; fakirlik içinde yaşama kararından vazgeçmek istemez.

Hayatı boyunca pek çok ünlü yazarı ve eserlerini takip eder. Birçoğundan etkilenir. Jean-Jacques Rousseau, Charles Dickens, Victor Hugo gibi. Ancak kaynaklar nedense William Shakespeare’den pek hoşlanmadığını yazar.

Aynı kaynaklar bu kadar başarılı ve ünlü eserle Nobel Edebiyat Ödülü’nü neden hiç alamadığına dikkat çeker. Nedeni 1906 yılında Rusya Bilim Akademisi tarafından Nobel ödülüne aday gösterildiğini haber alınca; ismini listeden sildirmesi olur. Çünkü ödüle layık görüldüğünde kabul etmemeyi kafasına önceden koymuştur. Verdiği bu oldukça sert tepki Tolstoy’un bir daha Nobel için aday düşünülmemesinin ana nedeni olur.

Tolstoy 50 yaşlarına geldiğinde beslenme şeklinde radikal bir değişiklik yapar ve hayvansal gıdaları yaşamından çıkarır. Şimdinin çokça kabul gördüğü böyle bir beslenme tarzı o yıllarda kimse tarafından bilinmezken, Tolstoy en büyük uygulayıcısı olur.

Sıra dışı hayatında tercihleri ve felsefesi ile herkesi şaşırtan Tolstoy’un yaşam değişiklikleri eserlerinde de yakinen hissedilir.

Serserilik ve kötü alışkanlıklarla geçen gençliği; sade ve basit yaşamı tercih eden olgunluk yaşı ve evsiz geçirdiği son demleri…

Üstelik çoğu yazardan farklı olarak yaşarken kıymeti bilindiği halde belki de tercihleri; insanların ruhuna dokunmayı başarmasındaki en büyük etken olur.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

26.07.2024

Kaynaklar: https://tr.wikipedia.org; https://kayiprihtim.com; https://kayiprihtim.com; https://www.webtekno.com.

1 yorum:

  1. Muhteşem bir yazarmış.Inatçı ve özel bir insan..Bilgi için tşk.canım Nilgün.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...