30 Ekim 2017 Pazartesi

JİNEKOLOJİ TARİHİNİN UTANÇ YÜZÜ

Ruhundaki güzelliği, yüreğindeki güçlü sevgisi ve tükenmez fedakârlıkları ile kadınlar özeldir. Kadın olarak doğmak ise tüm bu zenginlikleri kucaklamak adına muhteşem bir duygu. Ancak bir o kadar da zor zanaat.

Tarihsel dönemler boyunca kadınların yaşadığı zorluklar o kadar çok olmuş ki, hangi ucundan tutarsanız, içinizi sızlatan tınılar yüreğinizi kanatıyor. Bildiklerimiz ne kadar azsa, tarih sayfaları arasında sıkışıp kalmış bilinmeyen utanç dolu yüzler de bir o kadar fazla.

Şimdi paylaşacağım notlar da onlardan sadece bir tanesi.

Hadi gelin beraberce 1800’lü yıllarda Amerika’ya gidelim. Karşımızda ‘Modern jinekolojinin babası’ olarak ünlenen tıp doktoru J. Marion Sims var.

1813 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin güneydoğu bölgesinde doğmuş. 

Jinekoloji alanında tıp eğitimi almış. Alanın da gösterdiği başarılar yıllar içinde ünlenmesine vesile olmuş. New York’ta açılan ilk kadın hastanesinin kurucularından birisi aynı zamanda. Doğurganlık, kanser ve rahim üzerindeki araştırma ve tedavileri ile pek çok hastalığa çözüm bulmuş. Hatta kendi adını taşıyan rahim muayene aletlerinin de mucidi aynı zamanda.

Elbette tüm bunlar son derece kıymetli. Ancak gelin görün ki modern jinekolojinin babası, bu araştırmalar sırasında tam bir vahşete imza atmış.

Araştırmalarını yapmak, aklındaki sorulara çözüm bulmak için belki de insanlığını unutmuş.

Neden mi?

Jinekolojik araştırmaları için ihtiyaç duyduğu denek kadınları parası ile satın almış.

Bunun için siyahi kadınlar adeta biçilmiş kaftandır. Çünkü o yıllarda siyah ırkın kadınlarının hiç acı duymadığına inanılır. Çünkü onlar yarı insan bile değillerdir. Söz hakları yoktur. Mal gibi alınıp satılır. Köle olarak her işte kullanılabilir.

Dolayısıyla Doktor Sims satın aldığı kadınlara sormadan, rızalarını almadan; hatta ne acıdır ki anestezi kullanmaya gerek duymadan; pek çok deneyi onların çığlıkları arasında, ZORLA gerçekleştirir.

İlk okuduğumda içimi sızlatan bu bilgi, doktorun kendi açıklamalarını okuyunca yerini bambaşka duygulara bıraktı ister istemez.

Tam 5 yıl sürmüş bu deneyler. Laboratuvarına kapattığı 14 kadından sadece bir tanesi üzerinde 30’dan fazla cerrahi müdahalede bulunmuş. Canlı canlı, bağırta bağırta. Özellikle Anarcha, Lucy ve Betsey isimli üç köle kadın üzerinde sayısız farklı cerrahi teknik denemiş. Tekrarlıyorum, hiç birinde anestezi kullanılmamış.

Durum böyle olunca, her bir müdahale birer işkenceden farksız hale gelmiş ne yazık ki. Bunlara vajinaların kesilip biçilmesi, her defasında rahim içlerine yeni aletlerin konarak denenmesi dahil. 

Yazarken bile kanımı donduran bu notlar ne yazık ki gerçekler. Ancak her şey bu kadarla da sınırlı değil. Sırada zenci çocuklar da var maalesef. Onlar da kafatası araştırmalarının bir numaralı denekleri olmuşlar zamanında.

Amerika’daki kaynaklar ilk kuruluş yıllarından itibaren zencilerin her türlü deneyde kobay olarak kullanıldığını doğrular netlikte. Aşılar, deneysel cerrahi içeren tüm operasyonlar bunlar arasında. Ve hepsinde anestezi kullanılmaması en çarpıcı nokta.

İnatçı denemeleri ile sonunda başarıya ulaşan ve geçen yıllar içinde değer kazanan 
Doktor Sims; Amerikan Tıp Birliği’ne başkan olarak seçilir. Alabama, Washington ve New York gibi pek çok yere anıtları dikilir.

Zaman zaman siyahi ırkın kadınları tarafından protesto edilse de; sonuçta tıp dünyasının en başarılı isimlerinden biri olarak tarihteki yerini alır.

Kadın sağlığı ve kadın hastalıklarını önlemek adına yapılan girişimlere çok şey borçlu olduğumuz bir gerçek. Ancak işin içinde acı, işkence, zorlama ve eziyet unsurları olunca insanın soluklanmaya ihtiyacı oluyor.

Biz kadınların her yıl yaptırmak zorunda olduğumuz rutin muayeneler sırasında bile ayaklarımız geri geri giderken; onca kadının yıllarca çektiği eziyet içimi fena acıttı. 
Zorla,  işkenceyle, can acıta acıta denek masalarına yatırılan tüm kadın bedenleri için ne söylenebilir ki?

Ancak bu iç acıtan tablolar sadece bir doktorla da sınırlı kalmamış. O yıllara imza atan, buluş yapan pek çok doktor maalesef hep hocalarının yolundan gitmiş.

Örneğin; kadının skene (boşalma) bezlerinin ismi, jinekolog Alexander Skene’den geliyor ki; o da doktor Sims’in öğrencilerinden bir tanesi. Ve o da tıpkı hocası gibi zor kullanarak, anestezi yapmadan buluşlarını ilerletmiş. Doktor Skene tam 72 farklı aracın mucidi. Jinekolojik muayeneler sırasında çok kullanılan spekulum, klemp ve benzeri her aracın denenme süreci, maalesef kullandığı kadınlar için uzun süreli birer işkenceye dönüşmüş.

Yine kadının vajinal bölgesinde bulunan ve cinsel ilişki sırasında salgı üretilmesini sağlayan ‘gland bezleri’nin ismi de, işkenceci bir doktor olan Bartholin Gland’ den geliyor. Özellikle siyahilerin ve yoksul kadınların bedenleri üzerinde araştırmalar yapmış Doktor Gland. Bunun için neredeyse 40 kadını, hamileliklerinin farklı dönemlerinde karınlarını keserek öldürmüş. Böylece kadınların ve bebeklerinin dönemsel periyodik gelişmelerini mercek altına yatırmış.

Biliyoruz ki bilimin her bir basamağında yaşanan zorluklar, çekilen acılar, katlanılan eziyetler; hep bir sonraki basamağa yatırım. Bugünün kolaylıklarına erişmek için o zamanlarda yapılanları bilmek ise; bizlerin daha duyarlı olması için birer vesile diye düşünüyorum.

Şimdilerde yepyeni bir proje var kadınların emek verdiği, araştırdığı ve üzerinde çalıştığı. İsmi o siyahi denek kadınların isminden esinlenerek konmuş.  

Anarchagland projesi.

Amaç o yıllardan itibaren birçok yerde kullanılan ancak hiç tanınmayan, unutulan siyahi köle kadınların öyküsünü gün yüzüne çıkarmak.

Katalonya’da başlatılan bu projede; kadın bedeninin tarihinin yeniden yazılması amaçlanıyor. Hatta doktor ismi taşıyan dokulara o acıları çeken denek kadınların isimleri verilerek, bir parça olsa da isimlerinin onöre edilmeleri tasarlanıyor.

Ne diyelim yolları açık olsun.

Bizlerin sağlıkla nefes almasına katkıda bulunan, emek veren tüm bilim insanlarına ve bu yolda canlarını harcayan, isimsiz cesur kadın kahramanlarına sonsuz minnet duygumuzla.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

02.09.2017





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...