13 Şubat 2019 Çarşamba

KURALLARI YIKAN SEVGİ



Hindistan’dan İngiltere’ye uzanan; aralarındaki yaş, dil, din, seviye ve ırk farklarını hiçe sayan bir sevgi yolundayım bugün. Ve sizleri de bu ışıltılı yola davet etmek istiyorum satırlarımla beraber.

İçimizi sımsıcak ısıtacak olan bu güçlü sevgi yolunun sonunda, hem gülümseyecek hem de duygulanacaksınız. Buna eminim.

Tamamen gerçek yaşam öyküsünden esinlenerek hazırlanmış olan film; Hintli kadın gazeteci ve yazar Sharabani Basu tarafından kaleme alınan bir roman uyarlaması.

Romanın ismi “Victoria & Abdul: The True Story of the Queen’s Closest Confidant’’.

İngiliz Amerikan yapımı film 2017 senesinde çevrilmiş.

Şimdi hazırsanız 1800’lü yılların sonuna gidiyoruz hep birlikte.

Kraliçe Victoria’nın en şaşalı dönemlerine.

Kendileri; ‘Üzerinde güneş batmayan imparatorluk’ olarak kabul edilen Büyük 
Britanya Krallığı’nın kraliçesi. Aynı zamanda dünyanın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı.

Tahta çıkışının ellinci yılı için kraliçenin sarayında bir davet verilir. Bu davete Hindistan’dan gelen genç katip Abdul Karim adeta damgasını vurur.

Bir yanda kaskatı kurallar arasında sıkışıp kalmış, varlığı ile herkesi korkutan, sözleri ile delip geçen; ancak gerçek sevgiye ve dostluğa hasret bir kraliçe.

Diğer yanda Hindistan’da katiplik yapan sıradan genç bir adam.

Birbirine benzeyen, protokol ağırlıklı sıkıcı ve anlamsız günleri bu genç adam sayesinde değişir.

Abdul Karim, derin bilgisi, gerçek duyguları ve doğallığı ile kraliçenin dikkatini çeker.

Başlangıçta aralarında hiçbir ortak nokta olmamasına rağmen; yavaş yavaş gelişen arkadaşlıkları; zamanla muhteşem bir dostluğa dönüşür.

'Hiç kimse kraliçe olmanın nasıl bir şey olduğunu bilmiyor' sözünü söylerken aslında hayatının gerçekte ne denli zorlayıcı olduğunu özetleyen kraliçe; bu sevgiye dört elle sarılır. Çünkü büyük bir ülkenin hükümdarlığını yaparken gücünün zirvesinde; ama kendi dünyasın da mutsuzluk denizinde kulaç atmaya çalışan bir kadın ve bir anne olmanın ağır yükü altındadır.

Bu nedenle aralarındaki devasa farkları ve içinde olduğu tüm kuralları adeta yok sayar.

İlk defa içtenlikle gülümser.

İlk defa hayatına farklı açılardan bakmaya, sorgulamaya başlar.

Karşılıksız sevginin tılsımlı gücünü iliklerine kadar hisseder.

Buckingham Sarayı’nın çalkalanmasına neden olan Kraliçe Victoria ile Hintli katip Abdul Karim arasındaki bu muhteşem arkadaşlığa tüm kraliyet elbette karşı çıkar.

Ancak kraliçe pes etmez.

Hayli ilerlemiş yaşını unutur.

Sırtına yüklenen onca protokolü önemsemez.

O ana değin yapamadığı her şeyi, yeni arkadaşı sayesinde yapmanın keyfine varır. 

Baş başa sohbet etmenin, her konuda konuşup özgürce dertleşmenin tadına varır. 

Kırlarda yaptıkları gezintilerde çocuklar gibi gülümser. Arkadaşının kollarında yaptığı dansla mutluluğu iliklerinde hisseder.

Hayatının son demlerinde karşısına çıkan bu ışıltılı arkadaşlık için, defalarca şükrederek; 81 yaşında yaşama veda eder.

Yolun sonunda; önem verilen, uğruna çok şey feda edilen maddi birikimlerin ne kadar önemsiz olduğunu görüyor insan. Farklı kültürlerin sevgi yolunda el ele verebildiğine şahit oluyor.

Dışarıdan bakıldığında özenilen yaşamların aslında göründüğü gibi olmadığını; yeri geldiğinde paranın, servetin, ünvanın, güç ve kudretin insan ruhunu doyurmadığını hissediyor.

Yaşamdaki en kıymetli hazinenin sevgi ve dostluk olduğunu anlıyor.

Bense kendi adıma bir yandan gülümserken; o sıcak sevginin ışıltısından minicik bir parçayı alıp kalbime koymak istiyorum.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

14.11.2018












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...