Bir
yanda yokluğu, bir yanda başlangıcı temsil eder.
Kendi
başına hiçbir değeri yoktur. Belki de bu yüzden içi boş bir halka ile temsil
edilir.
Kendisi
ne pozitif ne de negatiftir. Tamamen nötrdür.
Mühendisliğin
ve fen bilgisinin temel sayısıdır.
Geleceği
tahmin etmemize vesiledir.
Romen
rakamlarında gösterilemeyen tek rakamdır.
Evet,
tahminleriniz doğru.
İşte
karşınızda matematiğin en güçlü sayısı SIFIR.
Diğer
sayılar tarih boyunca şekilsel olarak değişikliğe uğrasa da; sıfır ilk bulunduğu
şekliyle kalmış.
Rakamlar
arasında en son bulunmuş olsa da; normal bir sayı olarak kabul edilmesi için tam
iki bin yıllık yol kat etmiş.
Peki
2000 yıl öncesine kadar böyle bir sayıya gerek duymama nedeni ne olabilir
dersiniz?
Sıfırın
temsil ettiği anlam ve hiçlik, yokluk kavramının birbirinden oldukça ince bir
çizgiyle ayrılması olmasın?
Bir
dönem şeytanın rakamı diye kullanılması bile yasaklanmış.
Matematiksel
işlemler sırasında çarpımda yutup yok ederken; toplamada tamamen sessiz ve
etkisiz kalan şahane bir sayı kendisi.
Tüm
matematiksel işlemler onun bulunması ile daha bir kolaylaşmış.
Babil
tabletlerinden, Maya uygarlığına; Hindistan’dan Mezopotamya’ya; oradan Ortadoğu
ve Avrupa’ya kadar uzun bir yok kat etmiş. Tarihsel
ve dönemsel bu geçişler sırasında; ‘’zero, şunya, gagana, bindu, ling, aş-şifr,
şsifr, zephyrum, zefiro, cifra, zeuero, cifre ve chiffre’’ şeklinde pek çok
isimle adlandırılmış.
İlk
defa matematik, gökbilim ve coğrafya alanlarında çalışmış Farslı bilim adamı
El-Harezmi tarafından kullanıldığını yazıyor tarih sayfaları.
Ancak
matematiksel boyutuyla normal bir sayı olarak kabul edilmesinin ilk tohumları
Hindistan’da atılmış.
Neden
mi Hindistan?
Çünkü,
tüm endişe ve arzularımızdan arındığımız hal olan HİÇLİK hali, yani NİRVANA bu topraklarda
kök salmış. İşte hiçliği ifade eden bir sembol arayışı da bu rakamın doğumuna
vesile olmuş. Üstelik şekilsel yuvarlaklığı bir ölümsüzlük kıvrımı olarak yorumlanmış.
Yıllar
sonra Orta Doğu'daki İslam alimleri tarafından kabul görüp, kendi sayı
sistemlerine eklenmiş. Ancak Avrupa yollarına açıldığında zorluklarla
karşılaşmış. Negatif sayılara geçit vermesi, dokuz rakamına kolayca
dönüştürülüp hileye yol açması gibi nedenlerle yasaklanmış.
Özellikle
her rakamın belli bir değeri olduğuna inanan eski Yunanlılar, hiçliği temsil
eden sıfır rakamına başlarda hiç sıcak bakmamış. Onlar, 1 rakamının mantığı, 2
rakamının genel düşünceyi, 3 rakamının genel uyumu ve 4 rakamının da cezayı
simgelediğine inanmış. Dolayısıyla felsefik yaklaşımlarını bozacağı endişesi
ile yepyeni bir rakam olan sıfıra kapılarını kapatmak istemiş.
Bu
ve benzeri nedenlerle aradan geçen uzun yıllar içinde sıfır hep tartışmalara
konu olmuş.
Hatta
tarihin tozlu sayfaları arasında kalan bir bilgiye göre, bir ara lanetlenmiş.
Ancak
ekonomide ve ticarette yaşanan zorluklar artınca; kabul görmüş. Sıfırın
kabulüne, rakamların pozisyon sisteminin bulunması da eklenince; bilimsel ve
teknoloji alanındaki tüm gelişmelerin önü hızla açılmış.
Rakam
deyip geçmemek gerek.
Şu
anda farkında olmadan kullandığımız her şeyin bir hayat hikayesi, bir var olma
mücadelesi var. Buna vesile olanlara, bize sağlam basamak hazırlayanlara sonsuz
şükran duymak ve teşekkür etmek ise bize düşen minicik bir adım sadece.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
Kaynaklar:
http://www.bilgiustam.com; https://tr.wikipedia.org;
https://www.facebook.com/notes/matematik/sifirin-0-tarihi/423760518000.