Hayatta her şey olması gerektiği gibi mi?
Yolunda
mı?
Kararında
mı?
Yeterli
mi?
Bu
sorular hemen her gün beynimizin labirentlerinde adeta kovalamaca oynuyor.
Özlediğimiz
huzur ve dinginlik aslında var ama adeta o da bizden kaçıyor gibi.
Tam
başardık derken, ellerimizin arasından kayıp gidiyor bir yerlere.
Belki
de bir şeyleri bırakamıyoruz içimizde.
Tutunuyoruz
sımsıkı onlara.
Gitmesin,
kaybolmasın hesabı.
Oysaki
biliyoruz akışa direnmek bizi sadece yoruyor. Zamanımızı kaybetmenin yanında,
yeniler geçip gidiyor da görmüyoruz.
Umutsuzluğa
kapılıyoruz aniden.
Korkuyoruz.
Sanki
karanlık bir mahzene girmişiz. Ürkek birkaç adım atsak da ardımızdaki kapının
kapanacağı endişesi bizi yiyip bitiriyor.
Peki
ya umut nerelerde?
Minicik
bir parçası bile yok sanki. Herkes arıyor ama bulmakta zorlanıyor.
Hala
o mahzendeyiz ve üstüne üstlük kapanan kapının kilitlenmesi söz konusu.
Yani
umutsuzluğun ta dibindeyiz.
Tam bu noktada severek okuduğum; Matt Haig imzalı ‘’Rahatlama Kitabı’’nın iki cümlesi aklıma düşüyor.
‘’Her
şeye rağmen umudun en iyi özelliği dirençli olması. En zor zamanlarda bile var
olmayı sürdürebilme becerisine sahip olması.’’
İşte
buna tüm kalbimle inanmak istiyorum.
Üstelik
ünlü Fransız yazar ve düşünür Jean-Paul Sartre; bu tezi tam da doğrular
nitelikte bakın ne demiş?
‘’Hayat
umutsuzluğun öte yanında başlamıyor mu?
Evet
dünyamızda gelecek, bilinmezliklerle dolu ve onları bilme şansımız yok.
O
bilinmezlik içinde iyi ya da kötü pek çok olasılık mevcut.
Bunu
kabul etmek gerekiyor. Çünkü geleceğin ucu hep açık.
Bu
anlamda; kabulümüz iyi olacağından
yanaysa mutlu oluyoruz o an için. Değilse mutsuz.
Yaşamımızın
hemen her evresinde önümüze çıkan yollar da böyle değil mi?
Seçimlerimiz
doğrultusunda kazanacağız ya da kaybedeceğiz. Hepsi o an için bizlere doğru
gelen düşünce ve kararlar. Onlar için feda ettiklerimiz de cabası.
Artıyı
eksiyi karşılaştırdığımızda o an için kayıp olan, belki yıllar sonra bambaşka
bir kazanca dönüşecek.
İşte
bunu bilmek de mümkün değil. Ama her ne olursa olsun kararlı ve cesaretli olmak
kendi özgürlüğümüzün tek anahtarı.
Son sözü aynı kitaptan vermek istedim.
‘’Hiçbir
şey, pes etmeyen ufacık bir umuttan daha güçlü değildir.’’
Bu
sözü hiç unutmayalım, olmaz mı?
Umutla
baktığımız gelecekte her şey olması gerektiği gibi olacak.
Ne
bir fazla ne de bir eksik.
Her
şey akışında, aşkla ve yolunda.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
15.09.2022
Kaynaklar:
https://gulenaypema.com; Gece Yarısı Kütüphanesi- Matt Haig; Savaşmaktan
Vazgeçtiğin An Kaybedersin- Ernesto Che Guevara.