24 Ağustos 2022 Çarşamba

İNSAN OLMAK mı VAR OLMAK mı?

 

Zor bir soru olduğunun farkındayım.

Hele hele insan olmayı dahi, doğru dürüst beceremediğimiz bir gerçek iken.

Üstelik içimizden ‘her ikisi birden’ demek istiyor iken.

Şair ve yazar Fahri Erdinç; Ege’nin bir kasabasında geçen otuz yıllık yaşam dilimini anlattığı ‘Acı Lokma’ isimli romanında şöyle der;

‘’Düşünebildikçe insansınız, sevebildikçe varsınız.’’

Evet bana bu yazıyı yazdıran ve üzerinde düşünmemi sağlayan bu sözlerdi işte.

İnsan olmak ve bu arada var olduğunu hissetmek.

Aradaki ince çizgiyi bir balerin edasıyla adımlarken, zarafetin konfeti misali başımızdan dökülmesine olanak sağlamak gerekiyor.

Kolay mı?

Maalesef değil.

Düşünmek var olduğumuzun, insan olduğumuzun en güzel göstergesi. Düşündükçe, araştırdıkça, paylaştıkça çoğalıyoruz. Kendi zenginliğimize zenginlik ekliyoruz.

Var olmaktan söz edip de Milan Kundera’nın ünlü klasiği ‘Var Olmanın Dayanılmaz Hafifliği’ ni anmamak olmaz sanırım. İnsanı düşünmeye adeta zorlarken dünyayı ve yaşamı anlamamızı kolaylaştırıyor. Olaylar karşısındaki tepkiler kadar tepkisizliği, kararlılık kadar kararsızlığı, tüm bunların toplumsal ön yargılarla olan bağını irdelemek mümkün satırlarında.

Elbette bunlara ek olarak sevmeyi, ama gerçek anlamda sevmeyi biliyorsak var oluyoruz.

İşte bunu hissedebilmek muhteşem olmalı.

Bana insanın yüreğine güneşin doğmasını anımsatıyor.

Ve tam bu noktada aklıma Brezilyalı yazar Paola Coelho’nun şu satırları düşüyor.

‘’Güneşin, denizlerin, rüzgarların enerjisinden yararlanabiliriz. Ancak, insanoğlunun sevginin enerjisinden yararlanmayı öğrendiği gün, ateşin keşfedildiği gün kadar önemli olacak.’’

Peki nasıl başaracağız sevgiye tutunmayı ve böylece var olmayı?

Davranış bilimleri konusunda çalışma yapan uzmanlar, davranışlarımızın çoğunda tetikleyici olan önemli bir duygudan söz ediyor.

Bu öyle bir duygu ki; yaşamamız için gerekli olan temel ihtiyaçlarımızdan sonraki ilk sırada yer alıyor.

Kendi değerimizin farkında olmak.

Kendimizi değerli hissetmek.

Peki kaç kişi kendi değerinin gerçekten farkında ve işe kendini sevmekle başlıyor?

Keşke bu sayı için çok diyebilseydik.

Ne yazık ki değil.

Kendimize sevgi duymadığımız halde, sevilmek isteyenlerimizin sayısı bir o kadar fazla oysaki.

Ne kadar acı öyle değil mi?

Bilmemiz gereken en önemli nokta bu muhteşem hissin gelip geçici olmaması. Eğer kendi değerimizi koşullara bağlamışsak vay halimize.

Çünkü o koşullara bağlı şartlar değişim gösterince bunun üzerine inşa ettiğimiz değerlilik hissimiz yara alacak. Başkalarının onayına ihtiyaç duyduğumuz her destek ayağımızın altından kayacak. Ve biz her defasında kendimizi daha değersiz hissedeceğiz.

Halbuki kendi öz değerimiz kendi içimizde saklı. Hiç istisnasız her birimizin ki özel ve muhteşem.

Yeter ki bunun farkında olalım.

İşe kendimizi sevmekle başlayalım.

Gerisi çorap söküğü gibi gelecek, ben buna inanıyorum.

Düşüncelerimizin farkındalığında, kendi öz değerimizin ışığında kalbimizdeki sevgiyle özgürüz.

Her şeyden ve herkesten.

Bunu hissettiğimiz gün, hem insan olduğumuzu hem de var olduğumuzu yaşama fısıldayabiliriz.

Yolumuz uzun mu yoksa yaklaşıyor muyuz?

İnanın buna verecek net bir yanıtım yok hala.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

27.05.2022

Kaynaklar: https://www.uplifers.com; https://www.kitapyurdu.comVar Olmanın Dayanılmaz Hafifliği- Milan Kundera.

 


 

10 Ağustos 2022 Çarşamba

SADECE DÖRT RAKAM (2/2)

Ulaştığımız sayı 6264 idi.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 6642.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 2466.

Farkını alalım 6642 – 2466 = 4176.

Bir dakika. Bu sayı bize bir şeyler hatırlatıyor sanki.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 7641.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 1467.

Farkını alalım 7641 – 1467 = 6147.

İşte bulduk.

Sıkılmadan devam etmenin ve sonunda başarmanın gülümsemesi yakışır dudaklara bilirim.

İsterseniz bir yandan gülümseyelim, bir yandan başka bir sayı ile denememizi sürdürelim.

Bana kalırsa ben defalarca yapabilirim. Sayılarla uğraşmak çok keyifli; ancak sizi sıkmaktan korktuğum için son bir kez daha deneyelim istedim.

Bir başka özel sayı seçelim istedim yine.

Örneğin Atamızın Samsun’a ayak bastığı sene olsun 1919.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 9911.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 1199.

Farkını alalım 9911 – 1199 = 8712.

Artık adımları ezberlediğimizi düşünüyorum ve kısaca yazıyorum.

8721 - 1278 = 7443.

7443 – 3447 = 3996.

9963 – 3699 = 6264.

6642 – 2466 = 4176.

7641 – 1467 = 6174.

Sonuçta içiniz rahat olsun.

Hangi dört basamaklı sayıyı seçersek seçelim sonuç değişmiyor.

Hep aynı sabit rakam karşımıza çıkıyor.

Kaprekar sabiti.

Bu gizemli sayıya ilk ulaşan matematikçi bir Hintli.

İsmi Dattatreya Ramchandra Kaprekar.

1949 yılında Hindistan’da düzenlenen bir matematik konferansında bu keşfini ilk defa açıklar. Başlarda pek ilgi çekmez. Hatta gereksiz bir çalışma yaptığını düşünenler tarafından aşağılanır.

Ta ki 1970 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nin en eski ve popüler bilim dergisi olan Scientific American’da hakkında bir makale kaleme alınana değin.

Bugün dünya genelindeki tüm matematikçiler tarafından kabul gören bu çalışma için çoğu kişi ‘esrarengiz’ tanımlamasını kullanıyor.

Sonuçta tüm dört basamaklı sayılar; rakamların tümü aynı olMAdığı sürece; en fazla yedi adımda 6174 sayısını veriyor.

Eğer vermediği bir durumla karşı karşıya kalırsanız; mutlaka bir yerlerde hesaplama hatasını aramak gerekiyor.

Bu keşiften sonra Kaprekar sabitinin üç basamaklı sayılar için de bir benzeri olduğu bulunmuş.

O gizemli üç basamaklı sayı hangisi derseniz işte karşınızda.

495.

Korkmayın başka işlem yapmayacağım.

Son olarak matematik uzmanları bu tür sabitlerin sadece üç ya da dört basamaklı sayılarda olduğunda hemfikir.

Hatta bu özel sayıyı temel alan Hintli bir firma; kırsal yörelerdeki okullar için renkli bir oyun da geliştirmiş. Amaç elbette matematiği sevdirmek, sayıların büyülü dünyasına adım atmalarını sağlamak.

Bugün biraz beyin jimnastiği yaptık beraberce. Bana katıldığınız için teşekkürler.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

14.07.2022

Kaynaklar: https://www.bbc.com; https://akilfikir.net.

 

 

SADECE DÖRT RAKAM (1/2)

Matematiği seviyorum hem de çocukluğumdan beri. Bana göre insan aklını en güzel kullanma biçimi.

O nedenle ne zaman matematik alanında hayranlık uyandıran sayılarla karşılaşsam, araştırmadan geçemiyorum.

İşte şimdi paylaşacağım rakamlar da bunlardan biri.

İlginç.

Gizemli.

Büyüleyici.

Evet sadece dört rakamdan oluşan bu dört basamaklı alelade bir sayı; ama matematik uzmanlarını 1949 yılından beri büyülemeyi başarmış.

Karşınızda 6174.

Nam-ı diğer ‘Kaprekar sabiti’.


İlk bakışta hiçbir özelliği yok bu rakamların. Belki de bu yüzden insanı daha fazla heyecanlandırıyor.

Bu dört rakamın özelliğini keşfetmek için basit uygulamalar yapalım istedim beraberce.

Şimdi aklımızdan geçen dört basamaklı herhangi bir sayıyı ele alalım. Birbirinin aynısı olmasın yeter.

Basit olması açısından 1234 olsun mu?

Şimdi rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 4321.

İkinci adımda tersini yapalım küçükten büyüğe doğru sıralayalım 1234.

Böylece 2 tane dört basamaklı sayımız oldu.

Büyük olanından küçük olan sayıyı çıkaralım.

4321 – 1234 = 3087

Yepyeni bir dört basamaklı sayımız oldu.

Şimdi bu yeni sayımıza aynı işlemi sırayla yapalım.

Önce rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 8730.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 0378.

Küçük sayıyı büyük sayıdan çıkaralım 8730 - 0378 = 8352.

Yine bir başka dört basamaklı sayımız oldu.

Aynı işlemi buna da yapalım.

Önce rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 8532.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 2358.

Farkını alalım 8532 - 2358 = 6174.

Ve işte gizemli sayımız karşımızda.

Şimdi sıkı durun ve biraz sabredin.

Yukarıdaki işlemleri bu özel sayıya da yapalım.

Önce rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 7641.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 1467.

Farkını alalım 7641 – 1467 = 6147.

Şaşırdınız değil mi?

Bu özel dört basamaklı sayı yine kendisini veriyor.

Peki neden dersiniz?

Acaba ilk seçtiğimiz sayıyla mı ilgiliydi, yoksa sadece tesadüfen mi bulduk bu sayıyı?

Gelin kafamızdaki soru işaretlerini yok etmek için, bambaşka sayılar bulalım ve işlemi yeniden yapalım.

Örneğin Atatürk’ümüzün doğum tarihi olsun 1881.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 8811.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 1188.

Farkını alalım 8811 – 1188 = 7623.

Şimdi işleme bu yeni sayıyla devam edelim.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 7632.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 2367.

Farkını alalım 7632 – 2367 = 5265.

Bir başka yeni sayımız var elimizde.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 6552.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 2556.

Farkını alalım 6552 – 2556 = 3996.

Rakamları büyükten küçüğe doğru sıralayalım 9963.

Ardından küçükten büyüğe doğru sıralayalım 3699.

Farkını alalım 9963 – 3699 = 6264.

Bir daha yapıyoruz. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

14.07.2022

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...