22 Nisan 2012 Pazar

AŞK OLSUN AŞKKK…

‘’Aşk bir sızma halidir.’’ demişti çok yakın zamanda kaybettiğimiz ve kalemini de yüreğini de sevdiğim sanatçı Meral Okay.

Ne güzel bir cümle aşkı tarif eden…

Aslında aşkın öyle çok tarifi var ki, herkes kendi yaşadığını kendince anlatıyor; belki de ondan. Belki de aşk yüreklere kondu mu ve an be an tüm duyguları ele geçirdi mi; artık yapabilecek bir şey kalmıyor tariflemekten başka.

Sızmak… belli, belirsiz, fark ettirmeden o alanı ele geçirme hali. İşte aşk da kalbimize aşk meleği erosun okuyla gelip yerleşti mi, siz fark edinceye kadar olanlar oluyor. İsteseniz de istemeseniz de aşk sizi esir alıyor bir şekilde.

Kime, neden, nasıl, niçin bilemeden...

Aşık olmak dünyada yaşanabilecek en naif duygu bana göre. Her haliyle yaşamak, damarlarında, ruhunda, kalbinde, tüm bedeninde hissetmek de çok özel. Sonu nasıl biterse bitsin, süresi uzun ya da kısa sürsün hiç fark etmez. Aşk olsun yeter ki gönüllerde. O aşkla her şey öyle güzel görünür ki gözlere. Daha önce baktığınız ama görmediğiniz pek çok detay gözünüze çarpar aniden. Ve hepsi ne hikmetse güzeldir. Kötü, çirkin yoktur aşkın ruh halinde. Sadece ve sadece güzellikler vardır.

Mavi pembe bulutlarda gezinmek, en olmadık yerlerde en olmadık şeylere tebessümle bakmak, çoğu kez aklı başında olmama halidir aşk. Bir nevi içmeden sarhoş olmaktır. Gerektiğinde delilikler yapmak, çocukça hareketlerde bulunmak; ama her duruma ve şarta sevgiyle bakmaktır.

Aşk gözleri kör olmaktır, köprüleri bir an bile düşünmeden yıkmaya cesaret göstermektir. Aşk insanın en bencil halidir. İç sesinizin adeta haykırdığı, bağırarak şarkılar söylediği; tüm çılgınlıkların alabildiğine yaşandığı bir güzelliktir.

Aşk başın delice döndüğü, kalbin hızlıca çarptığı, serseri ruhumuzun yaşam kıyısındaki muzur çocuk yanımızdır.

Aşk yaşayanın gün gelip yaka silktiği, yaşayamayanın ise yaşamak için ömrünü adayacağı bir gizemli duygu halidir. Aşk hayata beraber tutunmaktır. Açık denizlerde pupa yelken yol alırken ellerin birbirine sımsıkı kenetlenmesidir.

Aşk mantığın devre dışı kaldığı, soruların hep yanıtsız bırakıldığı; göğüs gerilecek tüm zorluklara rağmen vazgeçilemeyendir.

Aşk, hayatın tadı tuzudur. Yaşamımızın rengarenk gökkuşağıdır. O denli albeniyle sarar içimizi, o denli titretir yüreğimizi.

Aşksız yaşamak ve bir ömrü bitirmek mi, yoksa en azından bir kere aşık olup o gökkuşağının sarmalına dalmak mı?

‘’Eğer hayatta aşk yoksa hiçbir şey yoktur.’’ diyordu Perfect Sense filmindeki özel bir kare. Ne kadar da doğru. Her şart ve durum altında elbette aşk yaşanmalı.

Tıpkı şiirleriyle yazılarıma renk kattığına inandığım, yüreği güzel insan Ersin Ay’ın dizelerinde söylediği gibi ruhta, yürekte, hatta tende, kısacası tüm bedende hissederek;

‘’Yağmurda şemsiyeni açma sevgilim.
  Yağmur diye yağan benim.
  Bırak, bir kez olsun tenini hissedeyim.’’

Sonucunda ayrılık, hüzün, gözyaşı olsa; o muhteşem aşk ritminde kısacık bir AN için kalınsa bile. AŞK HERŞEYE DEĞER…

Sevgiyle AŞKla kalın.
Belgin ERYAVUZ

11.04.2012


NOT:bu yazımda fotoğraf aşığı  Cüneyt Çetiner'in de bir resmini kullandım, kendisine paylaşımı için teşekkür ediyorum.

1 yorum:

  1. Yazılarınızı gityat.com ‘ da paylaşabilir, kendi kanalınızı oluşturabilirsiniz. Sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...