Şimdi bana seninle bir ömür vaad etseler,… ‘’
Ne
güzeldir Sezen Aksu’nun bu şarkısı ve sözleri ve ne kadar anlamlı.
Üstelik
yıllar yılları kovalayıp, hayatın yorucu çarklarına kendinizi kaptırdığınız;
ama yaşadığınızın pek farkına varmadığınız o yaşlarınız ellerinizin arasından
yitip gittiğinde.
Birdenbire
kırklı, ellili yaşlar önünüze dizildiğinde anlarsınız ancak zamanın ve
yaşamanın ne denli kıymetli olduğunu. Hele
bir de hayal ettiğiniz, belki çocukluktan beri düşlerini kurduğunuz o yaşamdan
çok uzaklardaysanız; vay halinize. İşte o zaman o kaybolan yıllar içinizi daha
bir acıtır. Teninizi kızgın demirle dağlasalar duyacağınız o acıyı siz
kalbinizde yaşarsınız kendi kendinize. Sorarsınız yalnız gecelerinizde neden
diye; sorarsınız da ne cevap vereniniz olur, ne de sizi o yıllara geri
döndüreniniz.
Oysa
ki umutlarınız öylesine masum, öylesine erişilebilir şeylerdi ki…
Ama
yok, hayat işte. Olmayınca olmuyor. Şans yüzünüze gülmediyse ya da elinizdeki
fırsatları o deli çağlarınızda bir kenara ittiyseniz farkına varmadan; yılların
suçu ne?
Zaman
kimine göre öyle yavaş, kimine göre atlı sırtında dolu dizgin…
Geçip
gidiyor gözlerimizin yaşına bakmadan.
Kaybolan
yıllara ise neler neler yükleniyor her defasında. Kimimiz okuyamamanın
ezikliğinden dem vuruyor; kimimiz önümüze çıkan onlarca fırsatı
değerlendiremediklerimizden; kimimiz ise gurura yenik düşüp aşkımızın peşinde
koşmamaktan. Bir kısmımız keşkelerininin bedelini anne babaya dargınlığı ile
ödüyor; bir kısmımız öfkesine yenik düşüp kırdığı, paramparça ettiği ailesinin
ardından çektiği vicdan azabıyla. Bir kısmımız sevmeden, aşık olmadan yaptığı
evliliğin ceremesini çekiyor hala; bir diğeri gururu nedeniyle kaybettiği
aşkının hala yüreğini yakan hasretini özlerken yalnızlığına ağlıyor.
Öyle
çok ki örnekler…
Her
bir kalp bir başka özlemde…
Pek
çok keşkenin sislendirdiği o kayıp yıllarında…
Ama
ne çare?
Geri
dönülmez bir yoldayız. Yapılacak olan ise şu anın kıymetini bilmek, şu an sahip
olduklarımıza sımsıkı sarılmak ve şükredecek pek çok nimetle hayata gülümsemek.
Belki
bir beş, belki bir on yıl sonra, hayat muhasebesini yapmak adına geriye dönüp
baktığımızda bu sefer ikinci durakta; keşke dememek adına o gün kaybolacak
yıllarına, şimdilerde sahip çıkmak.
Her
ne şart altında olursa olsun hayatın yaşanılası değerlerine göz kırpmak.
Sevgiyle
kalın, kaybolan yıllarınız olmasın hayatınızda.
Belgin
ERYAVUZ
29.04.2012
Oysa ki umutlarınız öylesine masum, öylesine erişilebilir şeylerdi ki…
YanıtlaSilAma yok, hayat işte. Olmayınca olmuyor. Şans yüzünüze gülmediyse ya da elinizdeki fırsatları o deli çağlarınızda bir kenara ittiyseniz farkına varmadan; yılların suçu ne?
Zaman kimine göre öyle yavaş, kimine göre atlı sırtında dolu dizgin…
Geçip gidiyor gözlerimizin yaşına bakmadan.
............
Birçoğumuzun iç sesini dile getirmişsin sevgili Belgin.
Umut ve hayaller her zaman vardır her şeye rağmen.
sevgi ve selamlarımla.