Gönlünü müziğe adamış, rengarenk notalarla adeta dans eden, çaldığı müzik aletini ise en yakın sırdaşı olarak gören ünlü bir müzisyen bugünkü konuğumuz.
Klasik
müziğin mihenk taşlarından.
Kemanı
adeta konuşturduğu söylenen özel bir yetenek.
Notalara
bağlı kalmadan doğaçlama çalmayı daha çok seven.
Farklı
oktavlara son derece hızlı geçiş sağlayan.
Bu
nedenle konserlerinin sonunu kemanındaki tek telle bitiren.
En
zor besteleri büyük bir ustalıkla çalan.
Başarılı.
Dinleyicileri
adeta büyüleyen.
Sıra
dışı bir müzisyen.
İtalya
doğumlu.
İsmi
Niccolò Paganini.
Lakabı ise “Şeytanın Müzisyeni”.
Neden
mi?
Çünkü
kendisi dost meclislerinde; başkalarının çalarken zorlandığı zor besteleri
çalabilmek için; şeytanla sözleşme yaptığını dillendirmekten hiç çekinmez.
Belki
de yaşadığı dönemlerde, kemanın şeytanın enstrümanı olarak kabul edilmesi
gerçeğinden etkilenmiştir bilinmez; ama gerçekler aslında bambaşkadır.
O
halde gelin 18. yüzyılın sonlarına doğru gidelim ve virtüözümüzü yakından
tanırken; notaların ardına saklanan drama beraber tanıklık edelim.
Müziğe
henüz beş yaşındayken babasının desteği sayesinde bir mandolinle başlar. İki
sene sonra da kemana geçer.
Altı
yaşındayken kızamığa yakalanır. Hatta öldü sanılarak defin işlemlerine
başlanır. Tam gömülecek iken kefenin hareket ettiği fark edilir ve kurtulur.
Sonraki yılları okul ve keman eğitimi ile geçer.
On
altı yaşında konserler vermeye; on sekiz yaşında ise Lucca Cumhuriyeti
Orkestrasında ilk kemancı olarak çalmaya başlar.
Bir
süre sonra babasının baskısından kurtulur ve kendi gelirini sağlama özgürlüğüne
kavuşur.
Şöhreti
günden güne artar.
Ancak
babasından kalma kumarbazlığı, kadınlara olan düşkünlüğü, maalesef zaman zaman
ününü gölgeler.
Paganini,
hayatı boyunca pek çok kronik hastalıkla mücadele eder.
Akciğerlerinden
rahatsızlanması ömür boyunca öksürükle mücadele etmesine neden olur. Yaşamının
son yıllarında da sesini tamamen kaybeder.
Paganini’nin
çocukluktan ergenliğe geçiş döneminde yavaş yavaş bedensel görünümü değişmeye
başlar.
Belki
de çocukluktan itibaren yakasını bırakmayan hastalıkların etkisi nedeniyle yüzü
hep solgundur.
Tedavisinde
kullanılan cıva nedeni ile tüm dişlerini kaybeder. Bu durum nedeniyle ağzı
içeri kaçarken; burnu ve çenesi öne çıkar.
Bedensel görüntüsü de oldukça sıra dışı durur. Kemikleri görünecek kadar zayıflığının yanında; kolları çok uzun, el ve ayakları bedenine göre orantısızdır.
Ömrü
boyunca hep siyah renkli kıyafetleri tercih eder, gerek konserlerinde gerekse
özel yaşamında.
Kemanını
eline alıp çalmaya başladığı anda ise dünyayı unutur.
Artık
sadece o ve sırdaşı kemanı bir de aşık olduğu notaları vardır.
Neredeyse
kendinden geçercesine çalarken bedenini şekilden şekile sokar, kaç kez eğilip
büküldüğünü ise hiç fark etmez. (devamı
2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
25.08.2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder