Bazı
bilgiler kalıplaşmış bir hal alıyor beynimizde. Örneğin sudan çıkar çıkmaz ölen
bir balığın, kuru bir toprakta yaşayabileceği aklımızın ucuna dahi gelmiyor.
Var olduğunu anlatan yazıları okuduğumuzda kafamızın içinde pek çok soru
işareti dolaşmaya başlıyor. Ancak gün geçmiyor ki doğa ve canlılar hakkında
öğrendiklerimiz bizleri şaşırtmasın.
İşte
geçenlerde karşıma çıkan bir videoyu izlerken tam da böylesi bir şaşkınlık
içindeydim. Önce inanamadım. Sonra araştırıp detaylarına baktığımda canlıların
yaşam döngüsü içindeki çabalarına ve doğanın getirilerine; yine yeniden hayran
kaldım.
Şimdi
gelin kupkuru toprakta yaşayan bu muhteşem balıklara yakından bakabilmek için;
Afrika kıtasına doğru yol alalım.
Suya
hasret topraklarıyla Afrika’da yaşam her canlı için oldukça zor.
Burada
insanlar dahil her canlı hayatta kalmak ve neslini sürdürmek adına pek çok
değişime uğruyor.
Yazıma
konu olan balıklar bir “Protopterus’’ cinsi.
Tropikal
bölgelerde yaşayan tatlı su balıklarından.
Akciğerli
balık olarak da bilinen bu balıklar ’amfibiler’ grubuna dahil.
Amfibiler
canlıların sabit bir vücut sıcaklıkları yok. Bulundukları çevrenin sıcaklığını
alıyorlar. Kısacası soğukkanlı hayvanlar.
Deri
yapıları nedeniyle nemli koşullarda yaşamak zorundalar. Yoksa derileri hemen kuruyor
ve ölüyorlar; tıpkı kurbağalar gibi.
Bu
nedenle de suya yakın yerleri tercih ediyorlar.
Afrika’daki
akciğerli balıklar da bu yüzden göl ya da nehir yataklarında yaşıyorlar.
Normal
şartlarda solungaç solunumu yapıyorlar. Şartlar zorladığında, ihtiyaç duyarlarsa
hava solunumuna geçebiliyorlar. Yani çift solunum yapabilme özellikleri var.
Yaklaşık
80 cm boyları var.
Renkleri
zeytuni yeşili.
Diğer
balıklar gibi pulları var, ama derisinin içinde saklı.
Orta
yüzgeçleri kuyruğunun çevresinde bir tek yüzgeç biçiminde birleşiyor. Uzun çift
yüzgeçleri ise ayak görevi görüyor adeta ve dipten destek almasına yarıyor.
Yağmur
mevsiminde göllerde yüzüyorlar. Ancak sıcak yaz günleri ve kuraklık dönemi
başlayınca; başka balıklar gibi bulundukları yerden ayrılmıyorlar.
Yeniden
yağmurla buluşuncaya kadar hiç hareket etmemeyi seçiyorlar. Bir nevi kendilerini
yaz uykusuna hazırlıyorlar.
Önce
kuraklıktan korunmak adına çamurun içine dalıp ağızları ile bir yuva kazıyorlar.
Sonra tıpkı ipek böceklerinin yaptığı gibi; salgıladıkları madde ile bir koza
yapıp, içine kapanıyorlar.
Bu
kozanın içinde oluşturdukları soluk tüpü yardımıyla nefes alıyorlar. Bunun için
kozalarını yüzeye oldukça yakın yerlerde hazırlıyorlar.
Afrika’daki
bu balıkların benzerlerine; yine sıcak iklimlere sahip Avustralya ve Güney
Amerika’da da rastlanıyor.
En
büyük düşmanları timsahlar. Ancak yerli halkın da severek tükettiği bir balık
türü olduğu paylaşılan bilgiler arasında.
İşte
böyle; doğanın acımasız şartları karşısında, sabırla yaşama tutunan balıkların gerçek
öyküsü. Evrim sürecinin su ile kara arasındaki narin halkaları onlar. Var olsunlar.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
14.01.2018
Not:
Bu harika balıkların videosunu izlemek isteyenler kaynak bölümüne bakabilirler.
Kaynaklar:
https://www.wattpad.com; https://www.youtube.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder