24 Mart 2018 Cumartesi

BEYNİN LABİRENTLERİ (1/2)

Elimdeki romanın sürükleyici satırları arasında kaybolurken rastladığım bir sendrom var bu sefer bilgi hazinemde. Millennium serisinin dördüncüsü olarak David Lagercrantz tarafından kaleme alınan ‘Örümcek Ağındaki Kız’ romanını okuyanlar hatırlayacaklar.

Az çok tanımlanmış, karakterlerden bir tanesini anlatırken bir parça söz edilmişti. Sayfalar ilerledikçe merakım arttı. Araştırdıkça ilginç, bir o kadar da bilinmezliklerle dolu bir hastalıkla karşı karşıya olduğumu anladım.

Var mısınız benimle beraber beynimizin labirentleri arasında gezinmeye?

Çoğumuzun bilmediği hayli ilginç bir sendrom bu sefer ki.

Aslında bir hastalık ancak bu hastalığa yakalananlar birer dahi olabiliyor.

İşte bu nedenle ismi  Savant Sendromu.

Kelime anlamı olarak bilgin, dahi demek.

Savant sendromluların çoğu engelli, otistik, asperger sendromlu ya da otistik olmayıp bu belirtileri gösteriyor. Gelin görün ki matematik, müzik ya da görsel alanda inanılmaz yetenekliler. Nedeni üzerinde hala kafa yoruluyor ancak tam bir yanıt bulunamamış.

Savant sendromu doğuştan ya da doğum sırasında olduğu gibi; daha sonraki yıllarda yaşanan beyin kazaları sonucu da ortaya çıkabiliyor.

Hem zihinsel hem de bedensel anlamda yetersiz oldukları, genel zeka düzeyleri ortalamanın çok altında kaldığı halde; resim, müzik ya da matematik gibi alanların birinde ya da bir kaçında olağanüstü başarılı olabiliyorlar.

İnanılmaz bir hafızaları var.

Daha önce hiç öğrenmedikleri şeyleri dahi genetik olarak hatırlıyorlar.

Matematik alanında hesaplama hızlarına yetişmek mümkün olmuyor.

Bilim insanlarının ‘eidetik’ ya da ‘fotoğrafik bellek’ dedikleri bir hafızaya sahipler. Sadece saniyeler içinde baktıkları görüntüleri bile en ince detayına kadar hatırlıyorlar. Her şey hatta upuzun matematik dizinleri bile onlar için beyinlerine kaydettikleri birer görsel tablo.

Dünya üzerinde tanınmış ünlü savantlar kimler derseniz; Mozart, Bethoven, Einstein bildiklerimiz arasında.

Peki ya bilmediklerimiz?

Örneğin lakabı ‘yürüyen kütüphane’ olan bir savant var ki; neredeyse 9.000 kitabı okuyup ezberlemiş. Çünkü her iki gözü ile iki ayrı sayfayı okuma yeteneğine sahip. Bunun yanında pek çok kentin haritasını ezbere biliyor hem de en ince detayına kadar. Kendisine ‘Yağmur Adam’ da deniyor.

Asıl ismi Kim Peek.

Peki günlük ihtiyaçlarını yapabiliyor mu? Maalesef hayır.

Dört yaşına kadar konuşamamış. Hep başkalarının, en çok da babasının yardımına muhtaç kalmış. IQ testi vasatın çok altında. Beyinciği yeterince gelişememiş. Tüm bu olumsuzlukların yanında o bir savant. Çünkü beyni muhteşem işliyor.

Bir başka savant Stephen Wiltshire.

Tek seferlik Roma helikopter gezisi sonrası ne yapmış dersiniz?

3 gün gibi kısacık bir sürede şehrin panoramik görüntüsünü çizmiş. Yer verdiği detaylarla çizimini adeta nakış gibi dokumuş. (devamı ilginç savanlarla 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

09.02.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...