9 Temmuz 2025 Çarşamba

BÜYÜLEYİCİ DİL (2/2)

Guido’nun Eli, aslında yedi adet iç içe geçen altı notalı diziden oluşan bir sistemdir. Eğitim sırasında da elin ilgili kısmı gösterilerek anlatım kolaylaştırılır.

İşitme duyumuzu koordine eden ve müzisyenleri doğru tonlara yönelten ilk müzikal işaret sistemi, yedi sembolle beraber ortaya çıkmış olur.

Müziği yazılı olarak ifade etmede kullanılan her bir nota, müzikteki belli bir sese karşılık gelir.

O zamanlarda kare görünümlü olan notalar; her biri başlangıçta bir harfle işaretlenen ve belirli bir tonla eşleşen dört paralel çizgi üzerinde tasvir edilir. (Bugün beş paralel çizgi var ve şekilleri oval.)

Böylece notaların ismi, Aziz John'un “Ut queant laxis” ilahisinin ilk heceleri yani   “ut-re-mi-fa-sol-la..” olur.

‘Ut’ sonraları ‘do’ olarak değiştirilir. ( Peş peşe söylerken tutukluk yaptırdığı, uzatılamadığı için.)

Guido, ‘Si’ notası hariç, diğer notaların isim babası olarak tarihe geçer.

Mucize ve gizem dolu ilk hecelerle beraber, müzik dünyası insanlar arasında güzelliklerle dolu bir iletişimi aralamıştır artık.

Günümüzde notalar iki temel sistem kullanılarak isimlendirilir.

Birinci sistem (do-re-mi dizgesi) daha çok İtalya, Portekiz, İspanya, Fransa, Romanya, Yunanistan, Rusya, Moğolistan, İran, Arabistan, İsrail, Ukrayna ve Bulgaristan gibi ülkelerde kullanılır.

İkinci sistem (A-B-C-D-E-F-G dizgesi) ise İngiltere, Almanya gibi kuzey ülkelerinde tercih edilir.

İşte, dört satır ve kare şeklindeki notalarla el üzerindeki çizgilerle başlayan müthiş yolculuk.

Dileğim o ki; dört bir yanınız her zaman kalbinize iyi gelecek müzik tınıları ile kuşatılsın.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

06.02.2025

Kaynaklar: https://www.zdergisi.istanbul, https://tr.wikipedia.org; https://onedio.com; https://evrimagaci.org.

 

 

 

BÜYÜLEYİCİ DİL (1/2)

Dünya üzerinde insanların kolayca iletişim kurabildikleri, hatta birbirlerini anlayıp sevdikleri tek bir dil var.

Müzik.

Duyguları bir araya getiren eşsiz bir kaynak.

Müzik sözcüğü dilimize Fransızca (musique) kelimesinden, Fransızcaya ise Eski Yunancadan (mousikḗ) geçmiş.

Müzik, sesin anlamlı titreşimler kazanmış sanatsal bir formu. Ve istisnasız tüm toplumların kullandığı bu tek ortak dilin de bir alfabesi var.

Bu alfabe yedi harften oluşuyor. İşte bizler müzik dilinin bu harflerine nota diyoruz.

Peki notalar ne zaman ve nasıl ortaya çıkmış derseniz; beraberce eski yılların tozunu kaldırmamız gerekiyor.

Çok eski tarihlerde; Erken Orta Çağ döneminde (MS 6. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar); müzik sadece kilise ve ruhban sınıfının ilgilendiği bir uğraş olarak görülür.

Ve o dönemde müzikle ilgili belgeler metin şeklindedir. Çünkü henüz notalar yoktur.

Bu nedenle ezgileri, melodileri icra etmek, bu işle ilgilenen kişileri hayli zorlar.

Var olan ezgiler ya ezberlenir ya da doğaçlama yapılır. Ancak süreklilik sağlanması büyük bir sorundur.

Aslında çok daha önceki dönemlere (milattan önceki yıllara) göz attığımızda; müzikteki matematiksel gizemin bir şekilde keşfedildiği gözlemlenir.

Bu gizemi çözüp yazıya döken kişi; ünlü Grek filozofu, matematikçi ve astronom; Pisagor olur.

Rivayet odur ki; Pisagor müziğin içindeki matematiği bir demirci dükkanının önünden geçerken keşfeder.

Demirci ustasının, demir döverken kullandığı aletlere göre değişik sesler çıkarması ilgisini çeker.

Dükkanı kapattırır. Ustaya çeşitli aletler kullandırır. Çıkan sesleri inceleyip notlar alır.

Yine de çıkan seslere isim vermeyi ilk düşünen Romalı filozof Boethius olur.

O yıllarda dizideki seslerin her birini bir harf ile (A-B-C-D-E-F-G) isimlendirmek gerektiğini ileri sürer.

Gelin görün ki tarihi kayıtlar, notaların -si notası hariç- bugünkü şekliyle isimlendirilmesini ilk önerenin, 33 yaşında İtalyan bir keşiş olduğunu gösterir.

Guido D'AREZZO.

11. yüzyılda yaşamış, Orta Çağ müziğinin en büyük teorisyenlerinden biridir kendisi.

Müzikal sesleri simgeleyen işaretlere duyulan ihtiyaçtan hareketle Guido,  önce dört çizgiden oluşan yatay nota çizgilerini icat eder.

Manastırda bir grup koro öğrencisine ‘Aziz Lohannes Battista’ ilahisindeki mısraları kolay öğretebilmek amacıyla, elinin parmaklarındaki çukurlara ve tümseklere metnin ilk hecelerini yazar.

Söz konusu çalışma bu nedenle müzik tarihinde ‘Guido’nun Eli’ olarak anılır.

Böylece seslerin perdeleri ve yüksekliği tarif edilebilir hâle gelir. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

06.02.2025

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...