Saat: 19:00
Yer: İstanbul – Bağdat Caddesi Suadiye Işıklar
Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 88. yılı nedeniyle yapılacak olan törenlerin iptal edilmesine karşın, hepimiz bir araya geldik; TEK YÜREK olmak için. Kızımla beraber her sene geleneksel hale getirdiğimiz Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yine Bağdat Caddesi’ndeyiz. Sol göğsümüze iliştirdiğimiz ay yıldızlı rozetlerimiz, saçlarımıza taktığımız kırmızı beyaz aksesuarlarımız, elimize aldığımız ay yıldızlı bayrağımız ve elbette güzel Atamızın resmi ile coşkunun, heyecanın tam ortasındayız.
Diğer senelere oranla çok daha büyük bir katılımla her yer dopdolu. Bağdat Caddesi, Bağdat Caddesi olalı böylesi büyük bir kalabalığı, böylesi tek yürek olmuş insanları bir arada görmedi.
Cumhuriyet’imize ve geleceğimize sahip çıkmak adına oradayız…
Her yer kırmızı beyaz…
Herkes heyecanlı, herkes coşkulu…
Gencinden yaşlısına, emeklisinden çalışanına, çocuğundan bebeğine, sanatçısından sanatseverine kadar herkes el ele, omuz omuza, yürek yüreğe. Tek bir kaldırım taşı, tek bir boş mekan, adım atacak tek bir yer bile yok.
En güzel marşlar dilimizde, yürüyoruz geleceğimize…
Tüylerimiz diken diken oluyor, bu güzel coşkunun bir parçası olmanın gururu ile ışıldayan gözlerimiz arada sırada nemleniyor. Ama içimizdeki heyecan, Atalarımıza, şehitlerimize duyduğumuz minnet hiç bitmiyor.
Bir çocuğa verilecek en büyük armağan vatan ve millet sevgisidir. Ki bu sevgi kitaplardan okuyarak öğrenilmez. Cumhuriyet aşığı bir Türk kadını olarak, Cumhuriyet aşığı kızımla el ele olmanın gururu kelimelerle anlatılmaz. Ve biliyorum ki o da kendi çocuklarına aynı coşkuyu aşılayacak.
Genelde arabalarda olsun, yaya trafiğinde olsun önceliği hep kendinde gören, birazcık bencilliği kendisine hak sayan Bağdat Caddesi; bu bayram gecesinde mütevaziliğin yumuşaklığıyla el uzattı yanındakine. Milletine, vatanına, Cumhuriyet’ine sahip çıkmanın güzelliğiyle gülümsedi önündekine, ardındakine. Yeri geldi sırasını verdi, yeri geldi bebek arabasını kucakladığı gibi kaldırdı, yeri geldi elindeki pankartı bayrağı paylaştı severek, isteyerek.
Bir süre önce topluca kaybettiğimiz şehitlerimizin adlarını tek tek andık; dövizlerini gururla taşıdık. Van depreminde kaybettiklerimizi de unutmadık. Binlerce kişi 1 dakikalık saygı duruşundayken, sessizliğin nasıl bir erdem olduğunu adeta haykırdık.
İstiklal marşımızı okurken yeri göğü inlettik. İlk mısrasında “Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak!” derken al sancaklarımızı başımızın üstüne hiç durmadan salladık. Ağrıyan kollarımıza, şişen boğazlarımıza, kesilen sesimize aldırmadan tek yürek olmanın coşkusunu damla damla içimize akıttık.
Darısı diğer senelere olsun dileklerimizle ayrılırken, yüzlerimizde tatlı bir tebessüm vardı; yorgun ama bir o kadar da gururluyduk.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
30.10.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder