Hayal kurmak…
Pembenin en can alıcı, mavinin en göz okşayıcı tonlarında sadece kendimizin yarattığı bir alemde gezinmek…
Gün gelip o mavi gökyüzünde bir beyaz martı olup uçtuğunu düşlemek, gün gelip yemyeşil çayırlarda ve rengârenk çiçekler arasında uçuşan bir kelebek kadar naif ve vurdum duymaz olmak…
Gün gelip lacivert okyanusların derinliklerinde yüzüp, yunuslarla arkadaş olmak; gün gelip karlı dağların en tepesine tırmanan korkusuz bir dağcı olmak.
Hayal bu, adı üstünde zaten. Öyle geniş, öyle uçsuz bucaksız ve sınırsız ki… İş sadece sizin düş kurma maharetinize ve içinizdeki o çocuk sevincinize kalmış. Kısıtlama yok, engel yok, her şey sınırsız bu alemde. Hayallerinizde her şey olabilirsiniz, herkesin yerini alabilirsiniz.
Hayal kurmak insanın iç dünyasını zenginleştirir bana göre. Yaşama daha sıkı sarılmasını, hayattan daha çok zevk almasını sağlar. Varsın uçsuz bucaksız bir hayaliniz olsun, varsın söylediğinizde çevrenizdekiler çok uçuk kaçık bulsun Ne olur ki?
Siz ve hayalleriniz özgürsünüz, hem de hiç olmadığınız kadar. Bunun tadını çıkarmak en güzeli değil mi sizce de? Unutmayalım ki hayallerle aramızdaki tek engel, yine kendimiz. Kendi kendimize koyduğumuz sınırlandırmalar.
Hayal kurma üzerine iki tip yaklaşım var genellikle. Bir tanesi hayallerine sınır koymaktan yana olanların düşüncesi ki, onlar bu sınırı koyarak hayalleri gerçekleşmediğinde oluşacak hayal kırıklığını minimize etmek istiyorlar. Diğeri ise hayallerine sınır koymayanların düşüncesi ki, onlar aslında bir yönleri ile daha gerçekçiler. Çünkü hayallerin gerçekleşmemesi, hayal kırıklığına uğrayıp, hayata küsmek için bir neden değildir tezini savunuyorlar.
Sizleri bilmem ama ben hayallerin sınırsız olmasından yanayım. Çok hayalci birisi olduğum için değil, tam tersi mantığım daha ön plandadır her zaman, ama olsun. Kurulan hayallerin bakış açımızı zenginleştirdiğini, içimize yaşama coşkusu aşıladığını düşündüğüm için o süreç önemli bence.
İnsanın kurduğu bir hayale kavuşması, onu gerçekleştirmesi elbette doruk noktadır, ama hayal kurduğunuz süreç çok daha heyecanlı ve anlamlı. Çünkü hayale kavuştuğunuz anda, elde etmiş olmanın hazzını yaşarsınız ve her şey biter. Hatta bazı zamanlar gelir ki; o olmasını çok istediğiniz ve hep hayalinizde yaşattığınız o büyük arzunuz gerçekleşmiştir; ama siz gerçekten de beklediğiniz kadar mutlu olamadığınızı fark edersiniz. İşte en acısı da budur. O nedenle hayal kurma sürecinin keyfini çıkarmak, özgürlüğü buram buram koklamak çok daha iyi bana göre. Hayalinize sımsıkı sarılırken; hayata gülümseyerek bakabilmenin, çevreye pozitif enerji dağıtmanın ve bir ayna misali size yeniden yansımasının tadı çıkarın önce. Sonrasında olacaklar bir pastanın kreması gibi ağzınızda hoş bir tat bırakıp gidecek nasılsa anılar hanenize. Orada sizi gülümseten kareler çokça olsun ki, içiniz hep sıcak kalsın.
Hayal kuran, hayal kurup yaşam sevincine sevinç katan herkese selam olsun.
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
06.01.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder