25 Eylül 2017 Pazartesi

DOĞANIN İNTERNETİ (2/2)

Bu konuda bizlere ekolojinin en büyük dersini veren kişi; Peter Wohlleben.

Ormancılığa farklı bir bakış açısı getiren, ağaçların bugüne değin bilmediğimiz ya da pek üstünde durmadığımız özelliklerini ortaya çıkaran tecrübeli bir korucu kendisi. Bonn şehrinde doğmuş ve büyümüş.

Çocukluk yıllarından gelen doğa, hayvan ve özellikle orman sevgisi onu şimdiki düzeyine taşımış.

Dünya genelinde satış rekorları kıran “The Hidden Life of Trees - Ağaçların Gizli Yaşamı” isimli kitabın sahibi aynı zamanda.

Amacı insanların ağaçlara ve ormanlara bakış açısını değiştirmek olmuş ilk planda. 
Kitabındaki satırları ile de bizlere ağaçların ne kadar muhteşem olduğunu birer birer kanıtlamış.

Onun deyimi ile yeraltında bambaşka bir dünya var ve ormanlar sonsuz biyolojik patikaların dünyası. Bir tür zeka gibi.

Ağaçlar tıpkı bizler gibi yaşıyorlar.

Bizim gibi sosyal canlılar onlar da.

Tıpkı insanlar gibi yaşlandıkça kırışıyorlar.

Sayabiliyorlar.

Öğreniyorlar.

Unutmuyorlar.

Üzülüyorlar.

Hasta komşularını tedavi ediyorlar.

Tehlike anında birbirlerini uyarıyorlar.

Dostlarının ışığını engellemiyorlar.

Kökleri iç içe geçen ve yıllarını beraberce tüketen ağaçlardan birisi öldüğünde, diğeri de yaşama veda ediyor. Herhangi bir nedenle uzun süre önce kesilmiş arkadaşlarının kütüklerini; köklerinden şeker çözeltisi gönderip besleyerek; yüzyıllar boyunca canlı tutabiliyorlar.

Kendi akrabalarını ve soylarını tanıyorlar. Özel ağlar sayesinde kendi soylarını kolonileştiriyorlar. Yer altından daha fazla karbon gönderiyorlar. Hatta kendi kök uzantılarını azaltarak çocuklarına hareket alanı sağlıyorlar.

Ormanın ana ve büyük ağaçları fazla besinlerini yeni küçük fidelere aktarıyor. Onların hayata tutunma şanslarını artırıyor. Üstelik sadece besin değil savunma sinyalleri yollayarak; yani bir tür konuşarak; onların güçlerine katkı sağlıyor.

Ana ağaçlar bir şekilde zarar gördüğünde veya ölmek üzere olduğunda ise; yeni nesil fidelere yaşam için değerli son bilgileri gönderiyor. Geri bildirim yolunu da böylece açmış oluyor.

Ancak tüm bu güzel özelliklerine karşın ağaçlar öyle korumasız ki.

Her türlü doğal afet, büyük yangınlar, hortum, fırtına, zararlı böcekler, iklim değişikliği, elinde baltayla yanına sinsice yaklaşan SEVGİSİZ insanlar onların en büyük düşmanları.

Tehlike anında kaçma şansları yok elbette. Tek yapabildikleri; kendilerini yenileme gücüne sıkı sıkıya bağlı olmaları. Ve kendi aralarında paylaştıkları bu güçle yaşama sımsıkı tutunmaları. Tıpkı toprağa asılan kökleri gibi.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

10.08.2017



   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...