18 Aralık 2019 Çarşamba

NOBEL ÖDÜLlü YAZARın UTANCI


100 yıla yaklaşan uzun bir ömür.

Pek çok eserde hayat bulan duygu ve düşünce.

Sayısız ödül.

Mutluluk.

Yer yer gözyaşı ve hüzün.

Yakasına yapışan ancak atlatılan ölümcül hastalık.

Her ana yayılan bir gizem.

Derman kesen bir açlık.

Gurur.

Son notalarda ise büyük bir utanç.

İşte karşımızda dünya edebiyatının ünlü yazarlarından Knut (Pedersen) Hamsun.

Edebi çevrelerde ‘En Karanlık Işık’ olarak anılan yazar; 1859 Norveç doğumlu.

Gelin bu önemli yazarın yaşamına biraz ışık tutalım.

Çocukluğu ve gençliği kırsal bölgelerde geçer. Bu nedenle okula gidip resmi olarak eğitim göremez. Ancak okumayı ve yazmayı çok sever.

Hayatının tek ideali olan yazarlıkta ustalaşmak için bir yandan yazarken bir yandan da önüne çıkan her işte çalışır. Bir ara tercih ettiği Amerika macerası ise zorluklar içinde sadece iki yıl sürer.

Ülkesine geri döndüğünde yaşam mücadelesine kaldığı yerden devam eder. Denediği küçüklü büyüklü işler, inişli çıkışlı denemeler, açlık, evsizlik, hastalık hiç biri onu pes ettirmez.

Derken şansı yavaşça dönmeye başlar. 

Oslo’nun sokaklarında yaşam mücadelesi veren gururlu bir adamın hikâyesini anlattığı ‘Açlık’ romanı; onun ilk romanı olarak tarihe geçer.

Üstelik roman kahramanını öyle içten anlatır, romanı öyle kurgular ki satır aralarında adeta kanınız donar.

Edebi çevrelerde kazandığı başarı onu yazmaya daha da yönlendirir. Yalın dili, kendine has üslubu ile pek çok makale ve roman yazar.

Sonunda 1920 yılının Nobel Edebiyat Ödülünü alır.

Edebi kariyeri gün geçtikçe gelişirken, hayatında hiç olmadığı kadar maddi imkâna sahip olur.

Bol bol seyahat eder hatta yolu İstanbul’a düştüğünde gördüklerinden öyle etkilenir ki bizim şehrimiz hakkında bir kitap dahi yazar.

Belki de o dönemler yazarın en güzel yıllarıdır.

Çünkü İkinci Dünya Savaşı sırasında ülkesinin işgaline sebep olan Nazilerle yakınlaşması ve onları desteklemesi yaşamındaki sıkıntılı günleri de beraberinde getirir.

Vatanına ihanetle suçlanır. Hapis ve rekor para cezasına çarptırılır. İşte bu olumsuzluklar yaşamı boyunca edindiği güçlü ve saygın imajını sarsar.

Ancak gelin görün ki yaşamının en büyük utancını henüz yaşamamıştır.

Savaş sırasındaki tutumlarını hiç affetmeyen ve kalben kırgın olan Norveç halkı yazara sessiz ama etkili bir ders verir.

Nasıl mı?

Günlerden bir gün genç bir Norveçli, okuduğu bir Knut Hamsun romanını; yazarın evinin önüne sessizce bırakır. Bir süre sonra bir başka kırgın Norveçli okur bu gencin yaptığını yapar. Onu diğerleri izler. Böylece yazarın romanları kapının önünde kocaman bir yığın oluşturur.

Hayatının son demlerinde yaşadığı bu acı ders ve utanç yazarı çok üzer. Pişmanlık, mutsuzluk içinde geçirdiği o son yılları 1952 yılında bir huzurevinde son bulur.

İşte farklı bir bakış açısı.

İşte medeni bir dokunuş.

İşte protestonun belki de en zarif hali.

Sessizce yapılan son derece etkili ve ders alınası bir eylem.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

07.10.2019




1 yorum:

  1. Sadece adını bildiğim bir yazar... Hiç kitabını okumadım... Hayat hikayesini ise hiç bilmiyordum... Çok teşekkürler Belgincim .

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...