22 Eylül 2020 Salı

ADALETİN SİMGESİ DEĞİRMEN


Almanya’nın başkenti Berlin’e 45 dakika uzaklıkta bulunan ve saraylar şehri olarak anılan bir başkent Potsdam.

Brandenburg Eyaleti’nin başkenti.

Çoğu seyahat yazarı, burayı Almanya’nın karakter sahibi bir aristokrat sayfiyesi olarak kabul ediyor.

İşte burada eski tarihi bir değirmen var. Yolumuz oraya düştü bugün.

Tıpkı Alman Prusya kralı Büyük Friedrich (Friedrich II) gibi.

Yıl 1750.

Postdam’ı çok beğenen kral, bu büyüleyici yere görkemli bir saray yapılmasını emreder. Emri alan adamları hemen ertesi gün sarayın yapılacağı alanda incelemelere başlar.

Gelin görün ki kralın beğendiği o arazide eski bir değirmen vardır. Değirmen sahibi Sans Souci simli yaşlı bir değirmencidir.

Adamlar kralın isteğini iletir ve değirmenciden arazisini değirmeni ile birlikte satmasını ister. Ancak inatçı değirmenci bu isteğe karşı çıkar. Değirmenini satmayacağını söyler. Bu itiraz karşısında şaşıran adamlar ne yaparlarsa yapsınlar değirmenciyi bir türlü ikna edemezler.

Geri dönüp krala her şeyi anlatırlar.  Bunun üzerine kral değirmenciyi huzuruna çağırır. İsteğini bu defa kendisi dile getirir. Ne kadar para isterse de vereceğini eklemeyi ihmal etmez.

Değirmenci ise kararından vazgeçmemeye kararlıdır. Sözleri ise bir o kadar katı. 
Babasından miras kalan değirmenini asla satmayacağını, tıpkı babası gibi onu kendi oğluna ve torunlarına miras bırakacağını söyler. Değirmencinin yanıtına sinirlenen kral değirmenciye kendisinin kral olduğunu bir kez daha hatırlatır.

Yaşlı değirmenci ise aynı kararlılıkla; Berlin’de adaletin ve hakimlerin olduğunu; hiçbir gücün adaletten daha üstün olamayacağını söyler.

Sonuçta ne mi olur?

Kazanan yaşlı değirmenci ve adalettir.

Kralın emrettiği saray, değirmenin hemen yanındaki alana yapılır. Aralarında geçen tatsızlıkları unutan kral ile değirmenci bir süre sonra çok iyi komşu olurlar.

Her sabah bahçeye gezintiye çıkan krala seslenen değirmenci ona yaptığı sıcak ekmekten yollar. Ve kral ne der biliyor musunuz?

‘’Adalet her sabah bana, sıcak bir ekmek kokusuyla geliyor.’’

İşte Postam’daki saray ile hemen yanı başındaki tarihi değirmenin biraz da efsaneleşmiş öyküsü böyle.

Ama henüz bitmedi. Şimdi sıkı durun ve benimle 31Aralık 1917 yılına gelin.

Bu kez Berlin‘de bir oteldeki yılbaşı kutlamasındayız.

Şu işe bakın ki, diplomatik ilişkilerini geliştirmek isteyen Osmanlı heyeti de orada. 
Aralarında ise dikkat çekici genç bir subay var.

Değirmenin öyküsünü anlatan subay, heyete beraberce Postam’a gidip öyküdeki değirmeni görmeye davet eder.

Ne ilginçtir ki havanın soğuk olmasından yakınan heyetten kimse bu davete katılmaz.

Peki genç subay ne yapar dersiniz?

Tek başına Postdam’ın yolunu tutar. Sarayı ve adaletin adeta simgesi olan değirmeni gezerken bir yandan da düşünür.

Son bir soru sormama izin verin lütfen.

O subay kim olabilir dersiniz?

Bizlere dünyanın en özel ülkesini armağan ederken, adalet duygusunu kalbimize nakış gibi işleyen Mustafa Kemal Atatürk.

Ne mutlu bizlere ki, onun sevgisini yüreğimizde her daim taşıyan evlatlarıyız.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

24.04.2020

Kaynaklar: https://blog.prontotour.com; Sn. Sunay Akın'ın değerli anlatıları; https://yaziatolyesi.com; https://pinphotography.wordpress.com.















2 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...