İnsanın
içinde araştırma merakı varsa, her bir araştırma, her bir yeni konu bir
diğerine pencere açıyor. Kelebekleri yazarken, kaos teorisine oradan da fraktal’a
kadar geldim işte.
Fraktal.
İlginç
bir kelime. Pek bilindik değil. Ancak içinde yaşadığımız evrende o kadar çok
örneği var ki. Paylaştığımda sizler de şaşıracaksınız eminim ki. Şu ana değin
bakıp da detaylarını bilmediğimiz pek çok örnek aslında bir fraktalmış. Büyük
şeklin içinde, büyük şeklin aynısından; ama boyut olarak daha küçük pek çok
şekil saklıymış.
Kelimenin
kökeni Latince’ye ait. Parçalanmış, kırılmış anlamındaki ‘fractus’ tan
türetilmiş. Bir şeklin orantılı olarak küçültülmüş ya da büyütülmüş
modellerinin bütününe verilen isim. Yine bir matematikçi tarafından bulunup,
geliştirilmiş. Fraktal; matematikte, kendine benzeme özelliği gösteren karmaşık
geometrik şekillerin ortak ismi.
Kaos
teorisinden söz ederken karmaşadan ve düzensiz yapılardan söz etmiştim. İşte
şimdi bu düzensiz ayrıntıları, desenleri düşünelim beraberce. Hepsi
incelendiğinde detayda giderek küçülen ölçülerde tekrar ettiğini fark ediyor
insan. Ve bence bunu fark edebilmek muhteşem bir zenginlik.
Bütünün
her bir küçük parçası büyütüldüğünde, yine cismin bütününe benzemesi ana koşul.
Dolayısıyla kendimiz elimizle ya da bilgisayar
yardımıyla pek çok fraktal örneği yaratabiliriz. Geometrik pek çok desen. Küçük
bir modelden büyüğüne doğru, hep aynı çizgilerle. Halı ve kilimlerde de bunu
gözlemlemek mümkün elbette.
Fraktal
yapılar, başlangıçta düzensiz ve farklı gibi algılanıyor belki ama, parçalar
mercek altına alındığında; her bir minik parçanın bütünle benzer olduğu
gözlemleniyor. Rastgele, düzensiz ama tıpatıp benzer.
Şimdi
gelin beraberce doğadaki fraktal örneklerine bakalım. Hepsi öyle güzel ki. Detaylarına
baktığımızda saygı duymamak, şaşırmamak mümkün değil.
Akciğerlerimiz
fraktale çok iyi bir örnek. Soluk borumuzun ikiye ayrılmasıyla başlıyor bölünme.
En küçük bronş ve bronşçukların oluşumuna kadar da aynı şekli koruyarak devam ediyor.
Peki
ya sürekli elimizin altında olan sebzelere ne demeli? Mor lahana buna harika
bir görsel örnek. Tam ortasından kesip ikiye ayırdığımızda içindeki o dizilim
öyle güzel ki. Sevmemek elde mi? Pek kullanmıyor olsak da piramit karnıbaharı
bir diğer sebze örneği.
Kar
taneleri, buz tutmuş cam, bizmut
kristalleri, bakır kristalleri.
Ağaçlar,
gövde, dal ve yaprakları, hatta ağaç kabuğu, aloe bitkisi, eğreltiotu
yaprakları, maymuncuk ağacı çiçeği, kozalak,
ejderha ağacı.
Mısır’ın
uzaydan görünümü, çöldeki nehir yatağı, Damlataş mağarası, sıradağlar,
şelaleler, akarsular, bulutlar, yıldırım.
Salyangoz
kabuğu, yusufçuk kanatları, tavus kuşunun tüyleri en muhteşem örneklerden.
Bu
eşsiz örnekler bize; doğada, etrafımızdaki nice manzarada saklı pek çok fraktal
olduğunu gösteriyor. Bu çok önemli bizim açımızdan. Neden mi? Onları fark
ettiğimiz ölçüde bizleri şükürlerle buluşturacak çünkü.
Yaşadığımız
dünya, evren, canlılar, elimizin erdikleri ve hatta eremedikleri… Olağanüstü
bir güzelliğe sahipler.
Ve
bizler de bu muhteşemliğin bir parçasıyız. Belki bir tuz tanesi kadar küçüğüz
ama olsun. Bu muhteşemliğin içinde bilerek, fark ederek nefes alabilmek bile
ayrıcalık değil mi?
Bir
AN.
Sadece
bir an FARK etmeye gayret edelim mi? Gerisi kendiliğinden gelecek eminim.
‘’Şükretmek,
enerjinizi yönlendirerek isteklerinizi daha çok hayata geçirmenizi sağlayan
etkili bir süreçtir. Sahip olduklarınız için şükrettikçe daha çok iyilik ve
güzelliği kendinize çekeceksiniz.’’ diyor; bizlerin ‘The Secret-SIR’ adlı
kitabıyla tanıdığımız Avustralya'lı yazar Rhonda Bryne.
O
zaman fraktal deyip geçmeyelim. Her detayda bizi şükürlerle buluşturacak
güzelliklere kalbimizi ve sevgimizi açalım. Açalım ki zenginliğimiz katlanarak
artsın.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
26.01.2015
Kaynaklar:
http://www.matematikciler.org; http://matematikcifatih.tr.gg; http://onedio.com; http://tr.wikipedia.org.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder