Yazıma
bir soru ile başlamak istiyorum. Bakalım cevabınız ne olacak?
Dünyanın
herhangi bir yerinde zarif tek bir kelebeğin kanat çırpması, dünyanın yarısını dolaşacak kadar büyük bir
kasırgaya neden olabilir mi sizce?
İmkansız
gibi geliyor insana değil mi? Bir yanda minicik kanatlar, diğer yanda felaket
habercisi kasırga. ‘’Mümkün değil.’’ diyorsunuz biliyorum.
Elbette
bu bir metafor. Ancak böyle bir etkileşim var. Yani minicik, incir çekirdeğini
dahi doldurmayan şeyler; yeri geliyor tozu dumana katabiliyor.
İsmi
KELEBEK ya da KAOS ETKİSİ. Geçmiş yıllarda filmi de yapılmıştı. Belki aranızda
hatırlayanlar vardır.
Bu
teori bir meteorolojist olan Edward N. Lorenz’e ait. Hava durumuyla ilgili
olarak verdiği bu örnekle ün kazanmış kendisi. Bir sistemde başlangıç verilerindeki
küçük değişikliklerin; yeri gelip devasa sonuçlara sebep olabileceğini
anlatıyor Kaos teorisinde. Aynı zamanda bir savaş pilotu olan Lorenz; sadece 3
değişkenle kaos ortamı doğabileceğini keşfetmiş ve bu sayede pek çok yeni
araştırma alanı açılmış. Fraktal geometri de bunlardan bir tanesi.
Kaos
teorisi, benim de çok sevdiğim matematik biliminin içinde doğmuş. Dinamik olan
sistemlerin koşullara olan bağlılığını inceliyor. Teorinin sahibi Lorenz’den
çok daha önceki yıllarda ortaya atılmış aslında. Bu önemli teoriye ait ilk
bulgular 18. yüzyıla kadar gidiyor. Özellikle Yunan ve Çin mitolojilerinde
geniş yer bulmuş. Zaman içinde pek çok matematikçi tarafından ele alınıp temel
kavramları oluşturulmuş. Ancak bir bilgisayar programını geliştirmek üzere
verilerle oynayan Lorenz sayesinde günümüze ulaşmış. Sebebi ise yanlışlıkla
yaptığı minicik bir rakam hatası olmuş.
Kaos
teorisinin temelinde göz ardı edilebilir gibi görünen etkiler var. Ve bunlar
zamanla birikiyor. Sonunda yapılagelen her ne ise; başlangıçta beklenenden
tamamen farklı bir şekilde gelişiyor. Dolayısıyla bundan hepimiz bir şekilde
etkileniyoruz.
Her
şeyi biliyor olsak da, yeri geliyor rastlantılar son taşı koyuyor yerine.
Bizleri hayrete düşüren olaylara sadece seyirci kalıyoruz. Neden mi? Hepsinde
geçmiş süreçte göz ardı edilen etkenler söz konusu çünkü.
Önemsiz
gibi duran parçacıkların bütüne olan büyük etkisi.
Kaosu.
Şöyle
bir düşünecek olursak; yaşadığımız dünyada ve hatta evrende o kadar çok
parametre, o kadar çok etken var ki. Her şey iç içe geçmiş adeta. Hem ayrı gibi
duruyor, hem birbirini etkiliyor, hem de değişiyor. Ama yine de o muhteşem
denge korunuyor. İşin
bu tarafından bakınca; insan düşünmekte zorlanıyor değil mi? Bu nedenle de
ismine ‘kaos’ denmiş.
Tüm
canlılar, doğa, iklim ve hatta bizler. Değişmeyen ne var ki?
Hiçbirimiz
olduğumuz yerde ve aynı şekilde kalmıyoruz. Her daim sabit kaldığını
düşündüğümüz şeyler de buna dahil.
Kabul
etmek gerekiyor ki; teorinin ismi bizi olumsuzluğa yöneltiyor bir parça. Ancak
kaos varsa düzende onunla beraber geliyor. Çünkü hep bir aradalar.
Birbirlerinden ayrılmıyorlar. O büyük karmaşa arasında bile, alabildiğine
hassas bir denge ve düzen var. Ve bence bunu gözlemlemek muhteşem bir duygu. Biraz
farkındalıkla ve dikkatle, bizler de düzensiz gibi görünen yapıların
işleyişindeki ahengi, düzensiz gibi görünen şekillerin içindeki simetriyi
yakalayabiliriz diye düşünüyorum. Ne dersiniz?
Düşünürler
kaos teorisini; tümevarımla tümdengelimin; yani batı ile doğunun sentezi olarak
ele almayı tercih ediyor.
Tümevarım
olarak bildiğimiz teori; parçalardan bütüne yönelme şekli. Bir anlamda özelden
genele. Burada sistem parçalara ayrılarak incelendiği için, o sırada ara
ilişkilerin bozulduğu ve temel kuramdan uzaklaşmanın söz konusu olduğu
belirtiliyor. Tümdengelimde ise bütüne bakarak parçalar hakkında fikir üretiliyor.
Diğerinin tersine genelden özele bir bakış var.
Yine
de bu sentezi yapmak bile, bazen olayların tam olarak açıklanmasına yetmiyor. Neden
mi? Uzun vadede her an her şey değişim gösterirken, göz ardı ettiğimiz kelebek
etkileri devrede kalıyor çünkü.
Evet,
evrenin varoluş ve işleyiş yasası devrede.
İstisnasız
hepimiz en küçük parçacıktan en büyüğüne kadar; kocaman bir zincirin halkalarında
yer alıyoruz. Birbirimize bağlıyız.
Birimizin
gelişimi ya da değişimi bir diğerini etkiliyor. Ve bu etki yayılarak büyüyor.
O
halde bize düşen bu değişimin hep olumlu gelişimlere zemin hazırlaması olmalı.
Öyle değil mi? Yani bencillik aklımıza dahi gelmemeli. Çünkü o zincirden
ayrılmamız mümkün değil. Sonuçta bencillikle hareket ettiğimizde zararları bizi
de etkileyecek çarklar arasında. Bunu sık sık hatırlamak da fayda var bence.
Kaos
içinde düzeni ararken gözlerimiz; duygu, düşünce ve sevgimizle kelebek kanatlarına
zarafeti konduralım dileğimle…
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
15.01.2015
Kaynaklar:
http://arsiv.indigodergisi.com; http://tr.wikipedia.org; http://www.evrimagaci.org; http://gizliilimler.tr.gg; http://www.felsefe.gen.tr; http://www.merakname.com; http://thebrandage.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder