Bu sıralar gündemde olan bir dizi ile her birimiz Şakir Paşa ve ailesini merak eder olduk. Üstelik çocuklarının pek çoğu bir döneme imzasını atan, eserler bırakan şahsiyetler olunca.
Ben
de tam böylesi bir araştırmanın içindeyken; karşıma çıkan hoş bir anektod ile;
hayattaki tesadüflerin bazen ne kadar özel olduğunu düşündüm.
Osmanlı’nın
son zamanlarına denk gelen bir aile Şakir Paşa ya da Atalarının Afyon’un Kabaağaçlı
köyüne yerleşmesi nedeniyle Kabaağaçlı ailesi. (Bu aile ile ilgili daha detaylı
paylaşımı bir başka blog yazımda yapacağım.)
Asker
kökenli bu ailenin o dönemlerde sanat ve edebiyata verdiği önem özellikle
çocuklarında meyvesini verir.
Baba
Şakir Paşa’nın oğlu Cevat Şakir Kabaağaçlı hepimizin eserlerini zevkle
okuduğumuz, halk arasında bilinen mahlasıyla Halikarnas Balıkçısı.
Onun
kız kardeşi Fahrünnisa Zeyd özellikle yurtdışında verdiği eserlerle ön plana
çıkan ünlü bir ressam.
Ablasının
resim hayatından oldukça etkilenen diğer kız kardeşi Aliye Berger de özellikle gravür
alanında başarılı bir başka ressam.
Ancak
burada sıra anektod sahibi Fahrelnisa Zeid’de.
Fahrelnisa Zeid ilk evliliğini İzzet Melih, ikinci evliliğini Irak Kralı I. Faysal’ın kardeşi Emir Zeid ile yapar. Dolayısı ile Prenses unvanını alır.
Paris
ve Londra’da sergilenen eserleri ile Avrupa’nın en beğenilen ressamları
arasında sayılır. Özellikle soyut resim alanında Türkiye ve Avrupa’daki
öncülerden biridir.
Tarihler
1944 yılını gösterdiğinde Fahrünnisa Zeyd, eserlerini İstanbul Maçka’daki Ralli
Apartmanında sergiye açmak ister.
Tam
170 resim o apartman dairesinin neredeyse her duvarını süsler.
Heyecanla
sanat severleri beklerken içi içine sığmaz. Bir yandan da apartman dairesinde yapılan
serginin sıra dışı olacağını söyleyen yakınlarının sözlerini hatırlar.
Sonuçta
bir başına bekler durur.
Tam
umudunu kaybedecekken birden kapısına bir havagazı kontrol memuru gelir.
Fahrünnisa
Zeyd ne mi yapar?
Eserlerini
tek tek bu gaz memuruna gösterir.
Peki sizce o görevli kimdir dersiniz?
O
yıllarda Havagazı Şirketi’nde gaz kontrol memuru olarak çalışan ve Türkiye’den
Nobel Ödülü’ne aday gösterilen ilk yazarımız Yaşar Kemal.
Geçmişinde
öğretmen vekilliği, pamuk tarlalarında, patozlarda işçilik, traktör sürücülüğü,
çeltik tarlalarında kontrolörlük yapan Yaşar Kemal; çalışmak için İstanbul’a geldiğinde
kısa bir süre için havagazı şirketinde çalışır.
Ve
ne kadar ilginçtir ki havagazını kontrol etmek için gittiği o dairede,
karşısına ünlü bir kadın ressam ve eserleri çıkar.
Gerçekten
de tesadüfün böylesi, hepimizin birbirimizin hayatına nasıl da dokunduğunun
güzel bir örneği değil mi?
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
10.01.2025
Kaynaklar:
https://oggito.com; https://tr.wikipedia.org; https://artdogistanbul.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder