Mitlere bile konu olan ve tarihi akış içinde büyüsünü koruyan efsanevi Kız Kulesi’nin çoğumuzun bilmediği, iddia dolu sırlarında sıra.
Bu
sırrın ortaya çıkışı günümüz tarihine rastlıyor.
Bir
İngiliz antika eser koleksiyoneri.
Arapça
yazılmış gizemli bir defter.
Bir
mahzen.
Gözlerden
uzak bir geçit.
Devamında
bir mağara.
O
karanlık yerde inşa edilmiş bir bina.
Kapalı
demir kapağı açacak bir anahtar.
Nihayetinde
İstanbul’un altında hayat bulan bir labirent yapı.
Deniz
tabanındaki tüm bu sırlar, Kız Kulesi’nin altından geçen gizemli tünelde gün
yüzüne çıkıyor.
Nasıl mı?
Tarihler
1960 yılını gösterdiğinde, moleküler biyolog, fizikçi ve aynı zamanda ünlü bir koleksiyoncu
olan Francis Harry Compton Crick’in yolu oldukça gizemli bir adamla kesişir.
Hiç
beklenmedik bir anda Sir Francis Crick’in köşküne kadar gelen bu adam; bozuk
aksanı ile elindeki defteri satmak istediğini söyler. Kendisine uzatılan
defteri şaşkınlık içinde alan Sir, içeriğine kısaca göz atar. Bir takım teknik
çizimlerin ve Arapça harflerle yazılmış notların olduğunu görür. İlk başta pek
üstünde durmak istemese de; gizemli adamın ısrarına dayanamaz. Başından savmak
için çok az bir para ödeyerek defteri satın alır.
Birkaç gün sonra defteri dikkatlice yeniden incelediğinde kendisine oldukça tanıdık gelen çizimlerin Kız Kulesi'ne ait olduğunu görür.
İçinde
başlayan merak ve heyecan duygusu ile kule hakkında bulabildiği tüm dokümanları
inceler. Karşılaştırma yapabilmek için defterdeki notları tercüme ettirir.
Ardından tüm çizim ve yazıları var olan bilgilerle karşılaştırır.
Okudukça
ve araştırdıkça heyecanı artar. Çünkü notlarda Kız Kulesi mahzeninde aşağıya
inen bir geçitten bahsedildiğini fark eder. Üstelik geçidin, eski bir mağara
içine yapılmış başka bir yapıya açıldığını hayretle görür.
Notlarda geçidi açacak olan anahtar detaylı olarak tarif edilirken, deniz altında yer alan bu yapının bazı odalarında su gücü ile çalışan antik mekanizmanın varlığından bile söz edilir.
Gizemli
adamın getirdiği defterdeki o bilgilerle başlayan araştırmalar; o günlerde Sir Francis
Crick’in neredeyse tüm hayatı olur.
Heyecanla
daha çok bilgi öğrenme merakı ve varsa sırrı çözme isteği üzerine; önce köşküne
gelen ve Arap olduğunu düşündüğü adamı araştırır. Saygınlığı ve statüsü
sayesinde adam hakkında arama emri çıkarttığı halde bulamaz.
Merakı
o denli ağır basar ki Kız Kulesine gidip bizzat inceleme yapmak isteği
kaçınılmaz olur. Ama önce notlarda detayları verilen anahtarı bir demir
ustasına yaptırmalıdır.
Anahtarı
eline alır almaz; sıcak bir Ağustos günü, yardımcısı ile beraber İstanbul’a
doğru yola çıkar.
Bağlantıları sayesinde dönemin Türk hükümeti ve İngiltere’nin Türkiye büyükelçiliği ile irtibata geçer.
Sonunda
mimari inceleme yapmak kaydıyla 5 gün izin almayı başarır. Hazırlıklarını yapar
ve yanlarına verilen koruma memuru ile beraber kuleye ilk adımını atar.
Beraberce
etrafı dolaşırlar. Notlarda kule tabanında olduğu belirtilen girişi
ararlar. Ancak söz edilen yerde sadece
kocaman bir kaya parçasından başka bir şey göremezler. (devamı 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
07.03.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder