12 Ekim 2010 Salı

HAYATIN EN GÜZEL HEDİYESİ, BUGÜN!

Okuduğum bir romanın satır aralarında rastladım bu dizelere. Gönlümün biraz buruk olduğu, endişelerimi sıkça hissettiğim, hassaslığımın da bir o kadar fazlaca olduğu dönemlerdeydim belki de kimbilir. İşte bu nedenle bu dizelere bağlandım, okudum defalarca ve okudukça yaşadığım bugünlere şükürler ettim. Yarınla ilgili endişelerim ise hafifledi ya da eski önemini biraz da olsa yitirdi. İşte bu nedenle paylaşmak istedim sizlerle, gelin beraber bakalım Horace’in anlamlı dizelerine…






‘’ Ne mutlu, ne kadar yalnız olsa da
   Bugünü kendisinin kabul edene
   Ve güvenerek kendine,
  ‘Yarın ne kadar kötü olursa olsun,
   Bugünü yaşadım ya!’ diyebilene. ’’


Bu satırlar hayata karşı bir meydan okuma, o anın değerini bilme, yaşamın hakkını verme değil mi sizce de? Yarınla ilgili tüm endişeleri, olabilecek tüm olumsuzlukları bugünün hakkını vererek, cesaretle göğüsleyebilmek…

Hangimiz yapabiliyoruz ki bunu yeterince, yeri ve zamanı geldiğinde?

Dünde yaşayıp, yarın için endişelenirken bugünü hiçe sayanlarımız öylesine fazla ki aramızda. Elbette gayretler, çabalar, çalışmalar olacak yarına dair. Ama bugün doğan güneşin içimizi ısıttığına, çocuklarımızın ağızlarından dökülüveren kırık dökük ilk kelimelere, taşların arasına sıkışmış olduğu halde açmak için mücadele eden ısrarcı papatya, evimizdeki mis gibi yemek kokusuna, kumsala vuran dalgaların sesine,


Bir çocuğun içten kahkahasına, içimiz sıkıldığında duyduğumuz dost sesine, sıcacık bir merhabaya, bizi anılarımızla buluşturan bir melodiye, okuduğumuz kitabın bizi yaşamla yeniden buluşturan satırlarına,… yeterince dikkat etmiyor; öylesine yaşarken her şeye kulaklarımızı tıkıyor, gözlerimizi kapatıyor, adeta duyularımızı körleştiriyorsak, vay bizim halimize.

Yarın bugün olduğunda ne değişecek ki? Bu kez yine yarın için yepyeni bir bugünü harcamayacak mıyız? Oysa ki bugün çok kıymetli! Bugün yaşam hanemizin en güzel günü.

Bugün, şu dakika, şu an bizim en mutlu olduğumuz an aslında. Nefes alabiliyor, bu satırları paylaşabiliyoruz hep beraber. Ne mutlu bizlere… akşam yastığa başımızı koyduğumuzda yaşadığımız bugün için şükürler edip, yarının bugünden çok daha güzel olmasını dileyip; rüyaların gizemli koylarına yelken açarken gülümseyin doyunca. Hayatta olduğunuzun, sağlıklı olduğunuzun, yaşadığınızı farkına varmanın gülümsemesi olsun bu. Kocaman, içten…

Elbette her yeni gün sürprizlere gebe. Ama yarın olacakları şimdiden dert ederek bugünü yok saymak, hayata karşı yapılacak en büyük ihanet. Yarın aslında çok uzak bize. Bugünün değerini bilenler içinse yarın bir başka bugün olmalı.

John Berger’in dediği gibi ‘’Yarın usulca ilerler, kördür daha gözleri’’ onu görünür kılmak, ondan çoşkulu bir bugün yaratmak bizim elimizde.

Özdemir Asaf’ın çok sevdiğim ömür şiiri der ki;

‘’ Ömür dediğin üç gündür.
   Dün geldi geçti, yarın meçhuldur.
   O halde ömür dediğin
   Bir gündür, o da bugündür.’’

Her şeyi nasıl da ustalıkla özetliyor bu dizeler, öyle değil mi? Üstelik bugün öyle bir hayat yaşayalım, öyle unutulmaz olsun ki yarına da kalsın anıları. O anılar bize kötü ve zor günlerimizde destek olsun. Yarına olan umudumuzu her zaman dipdiri tutsun. Tutsun ki zor günleri atlattığımızda aklımızla, kalbimizle kendimize olan güvenimiz daha bir artmış olarak; yarınları unutulmaz bugünler yapmak adına daha bir cesur karşılayalım hayatı.

Yaşamak ve bugünü yaşadım ya diyebilmek cesaret ister. Ve bu cesareti yaratmak, az sayıdaki insanlara kendinizi de katabilmek sadece sizin elinizde.

Unutmayın BUGÜN, şu AN, şu dakika çok değerli ve YAŞADIĞIMIZ ANIN EN GÜZEL HEDİYESİ.

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ
20.04.2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...