15 Eylül 2022 Perşembe

PAYLAŞIP ÇOĞALMAK

Paylaşmak.

Yaşadığımız hayattan tutun da aklımıza gelebilecek hemen her şey için geçerli.

Bir düşünsenize ne çok şey paylaşıyoruz yaşam içinde.

Aldığımız havayı, içtiğimiz suyu, yaşadığımız ülkeyi, ülkemizin birbirinden değerli ürünlerini, gördüğümüz manzarayı, konuştuğumuz dili, zamanımızı, parktaki bir bankı, okuduğumuz kitapları, bir elmanın yarısını ve hatta tebessümlerimizi.

Gelin görün ki paylaşmadığımız ve hatta paylaşmayı giderek unuttuğumuz şeyler de var ne yazık ki.

Giderek daha vurdumduymaz mı olduk; yoksa gözümüzün önünde zorluk çekenleri gördüğümüz halde; görmezden gelmek işimize daha mı çok geliyor bilemedim.

Ama ortada bir gerçek varsa o da, insanoğlunun giderek bencilleşmesi.

Giderek sadece kendisini düşünür hale gelmesi.

Oysaki ne güzeldir paylaşmak.

Ekmeğini, duygularını, tebessümünü…

Unuttuğumuz şey ise paylaşmaktan uzaklaştıkça, elimizdeki değerlerin azaldığı gerçeği.

Buna güzel bir örnek var şimdi paylaşmak istediğim.

Çokça bilindik olsa da yine beraberce hatırlayalım istedim.

Hemen her yıl kaliteli ürünler yetiştirmek için uğraş veren çiftçiler arasında, teşvik amaçlı yarışmaların yapıldığı bir yerdeyiz.

En kaliteli ürün sahibi ödülünü alıp bir sonraki senenin hazırlığına daha o günden şevkle başlar. Ama ilk önce ödül aldığı ve gözü gibi baktığı ürün tohumlarını çevre komşularına dağıtır. Hem de hiç tereddüt etmeden.

Ertesi sene bir başka rakibi olur ve ödülünü elinden alır düşüncesiyle sadece kendisine saklamaz.

İşte bunu öğrenen bir gazeteci bu ödüllü çiftçi ile görüşmek üzere onu ziyarete gider.

Kendisini yollara düşüren ilk sorusu; ödül aldığı kaliteli tohumları komşularıyla paylaşmaya nasıl cesaret ettiği olur.

O noktada çiftçinin yanıtı tam bir hayat dersi niteliğindedir.

Neden mi?

Öncelikle rüzgarın olgun ürün polenlerini savururken, tarladan tarlaya polenleri dağıttığını söyler çiftçi. Hal böyle olunca komşuları kalitesiz ürün eker ve yetiştirirse; kendi tarlasına gelecek olan polenlerin kendi ürün kalitesini de bozacağını belirtir. Yani kaliteli ürün yetiştirmek isteyen herkesin, komşularıyla bir birliktelik içinde hareket etmesinin adeta şart olduğunu savunur.

Bu bilindik örneği yaşam içindeki her şeyle pekiştirmek mümkün.

Tek başına sadece belli bir şeyler yapabilme gücümüz var. Ama beraberce aşamayacağımız hiçbir zorluk yok.

Çünkü zaman zor.

Zaman, insanların birbirine sırt çevirmesi değil; elinden tutması zamanı.

Yapabildiği ölçüde elbette.

Yine de herkesin kendince yapabileceği, paylaşabileceği kıymetleri var elinde.

Ben buna sonuna kadar inanıyorum. Çünkü biliyorum ki başka yaşamlar üzerindeki minicik dokunuşlar; aslında aradığımız mutluluğun ta kendisi.

Peki ya sizce?

Sevgiyle kalın.

Belgin ERYAVUZ

21.07.2022

Kaynaklar: http://www.haberzamani.com.

 

 

 

 

 

1 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...