Benim görünmez güçlerim
var. Çok şanslıyım ki bunların farkındayım.
Peki ya sizler? ‘’Ben de
yok ki.’’ demeyin hemen. Hepimizde var aslında. Ancak farkında değiliz.
İçimizde uyuyan o muhteşem
devden söz ediyorum. Hareketlerimizin altında saklanıyor. Görünmüyor. İşte bu devi uyandırmak, sahip olduğumuz güçlerimizden
daha çok haberdar olmak için bu yazım. Öyle uçuk kaçık değil paylaşacaklarım.
Yazımın sonunda bana hak verecek ve kendinizi hiç olmadığınız kadar iyi
hissedeceksiniz. Bunu biliyorum.
Hepimiz yaşamın içinde
daha güçlü ve enerjik olmanın yollarını arıyoruz. Kimimiz bu sebeple okuyor,
araştırıyor; kimimiz rehberler eşliğinde uygulamaya geçiyoruz.
İşte Anthony Robbins bu
rehberlerden bir tanesi.
1960 California doğumlu.
Dünyanın kabul ettiği, en başarılı kişilik eğitmenlerinden. Biliyor musunuz o
da içindeki devi uyandırmadan önce çok çile çekmiş. Ama sonunda başarmış. Biraz
sıra dışı olsa da olağanüstü yardım yeteneğine sahip. Eserleri 14 dile çevrilen
ünlü bir yazar aynı zamanda.
En büyük amacı; ulaşabildiği
herkesin yaşam kalitesini artırmak. En sevdiğim yanları ise vermeyi,
paylaşmayı, elindekilere şükretmeyi çok seviyor olması. Yardım ettiği o kadar
çok insan var ki.
Böylesi değerli bir
kalpten yükselen tınıların, bizlere de faydası olacağına inanıyorum. İşte bu
nedenle videosunu izlediğimde, üzerinde düşünmemiz ve kafa yormamız gerektiğine
karar verdim.
Paylaşırsak, birbirimizi
daha iyi tanıyabiliriz. Daha kolay hak verebiliriz. Hatta hiç kıskanmadan
takdir edebiliriz. Böylece görünmez güçlerimizi birleştirip evrene daha çok
sevgi ve pozitif enerji yayabiliriz. Ne dersiniz?
Her birimiz
birbirimizden farklıyız. Kardeşler hatta ikizler bile. Dolayısıyla
hayatlarımızın niteliği kimseninkine benzemiyor. Tümü kişiye özel donanımlar.
Hal böyle olunca
birbirimizi anlamakta zorluk çekiyoruz elbette. Üstelik değer vererek
dinlemesini de bilmediğimiz ortada. Sabırsızca meydan okuyoruz söylenenlere.
Yapılanlara.
Sonuç mu? Ses yükselmesi
ile başlayan ve zarafetin yok edildiği anlar.
Kıskançlık, kavga, saygısızca tartışma, güç göstergesi ve hatta savaşlar.
İnsanların ihtiyaçlarını
en zor anlarında, çabucak kavrayan Anthony Robbins; hayatımızın en temel gücü olan DUYGUlarımıza
dikkat çekiyor bunun için. Ve en zor duygularımızdan birisi olan memnuniyete
parmak basıyor. Adeta bir sanat eseri yaratır gibi duygularımızın farkında olmak,
ihtimam göstermek gerekli ki; değer bilmemiz kolaylaşsın. Zarafetimize renkli
tınılar eklensin.
Her şey bize bağlı. Ne
kadar güçlü olduğumuzla ve kendimize ne kadar inandığımızla ilgili. Eğer kendi
içimizde doğru duyguyu yakalayabilirsek; o zaman kendimize her şeyi yaptırma
gücümüz de olacak.
Şimdi gelin bizi
şekillendiren şeyleri düşünelim beraberce?
Geçmişimiz, orada
yaşadıklarımız mı?
Yoksa yol ayırımlarında
aldığımız kararlarımız mı?
Kaderci miyiz, yoksa
verdiğimiz kararların mı hayatımıza şekil verdiğine inanıyoruz?
Başarısızlık anımızda
hep başka nedenlere mi sığınıyoruz? Başka kişi ve şeyleri mi suçluyoruz?
‘’Kaynaklarımız tamam
olsaydı her şeyi yapardım.’’ mı diyoruz?
Çoğumuz kendimize bile itiraf
edemiyoruz aslında. Suçu geçmişe, başkalarına ya da eksik kaynaklara atmak
kolayımıza gidiyor. Öyle değil mi?
Anthony Robbins, kaderimizi
belirleyen yegane kuvvetin kaynaklarımız olduğunu belirtiyor.
Peki kaderimizi
şekillendiren şeyler neler dersiniz?
Kaderimizin şekil almasında
verdiğimiz 3 ana karar etken rol oynuyor.
*Nelere odaklanacağımıza
karar vermek;
*Bizim için ne anlam
taşıdığına karar vermek;
*İstediğimiz sonuçları
yaratmak için ne yapacağımıza karar vermek.
Şimdi soruyorum sizlere.
İçimizdeki devi uyandırmak için bu kadar bilgi yeterli mi? Elbette hayır. (devamı
2/2’de)
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
22.10.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder