Rengarenk
bir dönme dolap gibi adeta.
Kimi
yerde pembe, turuncu, mor renklerin neşesi; kimi yerde griden siyaha acı ve
keder zamanları. Ancak unutmamak gerekiyor ki, hepsi gelip geçici. Hangi renkte
daha çok kalacağımız ise biraz da bize bağlı. Elbette şartlar ve koşullar etken;
ama istersek, kalp sesimizle en sevdiğimiz renge döndürebiliriz hayatımızı.
Tıpkı
şimdi hayat öyküsünü paylaşacağım bu şahane kadın gibi. Ayakta alkışlanacak bir
ders veriyor; yaşama azmiyle ve başardıklarıyla.
İsmi
Marie Rose Balter.
Amerikalı.
Yaşam
dramı henüz bebekken başlıyor ve tam 34 yıl sürüyor.
Alkole
düşkün annesinin evlilik dışı beraberliği sonucunda dünyaya gelmiş. Ablası ve
kız kardeşiyle yoksulluğu daha ilk yaşlarında tatmış. 5 yaşındayken kardeşlerinden
ayrılıp, annesi tarafından bakım yurduna yerleştirilmiş.
Şans
bu ya; orada İtalyan kökenli oldukça varlıklı bir aileye evlatlık verilmiş. Annesinin
koyduğu ‘Patricia’ ismi de değiştirilip ‘Marie’ olmuş.
Her
şeyin yolunda gitmesi gerekirken o da neyin nesi?
Dönme
dolabın siyah renginin içine düşmüş ne yazık ki. Saygınlık perdesi ardında; olmadık
işkencelere başlamış karı koca. Günün büyük kısmını mahzende kapalı geçiren
Marie; sürekli eziyet ve işkence görmüş. Maalesef bu elim durumdan kimsenin
haberi olmamış.
Ta
ki 17 yaşında genç bir kız olana değin. Yıllar boyu yaşadığı acılar ve darbeler
sonunda; felç geçirmiş. Bununla beraber yaşadığı kalp spazmı, ağır astım ve halüsinasyonlar
nedeniyle akıl hastanesine kaldırılmış.
Ancak
rengarenk yaşamın yine simsiyah gölgeleri altında kalmış. Belki bedeni
iyileşmiş ama ruhu daha da yaralanmış, örselenmiş. Çünkü burada ağır akıl
hastalarıyla beraber; tam tamına 17 yıl geçirmiş.
Hareket
edememiş yıllarca. Yemek yiyememiş doğru dürüst. Cenin pozisyonunda yatıp, ilaçla
uyutularak geçirmiş bu zor yılları. 34 yaşına geldiğinde ise yaşamın renkleri
yüzüne gülmüş. Çünkü doktorlar Marie’nin akıl sağlığının yerinde olduğuna, tüm
bu olumsuzluklara yaşadığı
ağır depresyonun neden olduğuna karar vermiş.
İşte
bu kararla Marie özgürlüğüne kavuşmuş. Yaşadığı acılara rağmen; asıl yaşam sınavının
bundan sonra başladığını bilerek; dönme dolabına yeniden binmiş.
Sonra
neler mi olmuş? (devamı 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
19.10.2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder