Evet
bazen tökezleyip düşüyoruz. Yaralar açılıyor ruhumuzda. Ama hepsi bir ders sonrası
için. Hepsinden biz sorumluyuz.
Dolayısıyla
o anda bile şanssız değil çok şanslıyız ki, uyarıldık bir şekilde. Bedeli ağır
olsa da sonrası renklenecek. Bu zor anlarda bile şükrederek yola devam
edebilmek asıl olan.
Zor
mu zor bunu başarmak biliyorum. Ancak imkansız değil öğreniyorum.
Matematikte
geçen büyük sayılar yasasına göre de böyle aslında. Artılar eksileri yok ediyor.
Buradan hareket ederek; farkındalıkla fırsatları görüp değerlendirmek, kalben
inanmak ana felsefesi.
Bence
şans şansı aralıyor. Çünkü şanslı olduğunu düşünen bir kişi mutlu olduğunu
biliyor. Mutluluk da mutluğu mıknatıs gibi çekiyor.
Kader
elbette var. Doğumda başlıyor her şey, kabul. Bulunduğumuz yer, konum ve duruma
göre şansı değerlendirme kavramımız da değişiyor haliyle. Ancak donanımlı
olmak, insan ilişkilerini önemsemek, yaşama zarafet dolu adımlar atmak ve kendi
şansımızı yaratmak yine de bizim elimizde. Yani şansın dört ilkesini avuç
içimizde tutacağız her daim. Bırakmak yok.
Richard
Wiseman; şansın insan hayatına etkileri üzerine araştırmalar ve pozitif
deneyler yapan bir İngiliz Psikoloji Profesörü. Şans ile ilgili iki cümlesi var
ki içimize sindirerek okumak gerek.
“Birkaç
saniyelik kötü şans, uzun yıllar çabalamak zorunda bırakabilir bizi. Buna
karşılık bir anlık iyi şans da, ömür boyu başarıyı ve mutluluğu getirebilir. Şans,
olmayacak bir olayı olanaklı hale getirme gücüne sahiptir. Yaşam ve ölüm
arasındaki, kazanç ve kayıp, mutluluk ve ümitsizlik arasındaki farkı yaratır.”
Şansın
dört yapraklı yonca ilkesini ise şöyle özetlemiş;
*
Tesadüflere bağlı fırsatları
çoğalmak, esnek kalıp sakinliği koruyabilmek;
*
Kalp sesimizi dinlemek, sezgilerimize güvenmek;
*Geleceğin
hep iyi şeyler taşıyacağını düşünmek, gözlerini hep umutla aralamak;
*Olumsuzluklardan
paye çıkarıp, iyi yanlarını görmek, o güvenle yola devam etmek.
Şanslı
olmak. Şanslı olduğunun farkına varmak. Yüreğinde coşkuyla hissetmek.
Bunlar
olağanüstü güzel hisler.
O
halde gelin; tüm algılarımızı açalım. Çevrede olan bitene merak duyalım. Hızlı
hareket edip, çabuk karar verelim. Riskler gözümüzü korkutmasın. Ancak ilk
adım mutlu ve pozitif olmak. Sadece sözlerle
değil buna kalben inanmak.
Kısacası
hayata bakış ve yaşanan olayları değerlendirme şeklimiz son derece önemli. Bunu
başardığımızda yaşadığımız şansızlıkları bile şansa dönüştürme gücünü elimize
alabiliriz.
Sevgiyle
şansla kalın.
Belgin
ERYAVUZ
24.05.2016
Kaynaklar:
Prof.EnisSınıksaran - Şansın Matematiği; https://richardwiseman.wordpress.com; http://www.haberturk.com; http://www.kendinigelistir.com.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder