Dört
yapraklı yonca adeta şansın simgesi olmuş hayatımızda.
Ender
rastlandığı için olsa gerek.
Çoğumuz
olumsuz her olayı şanssızlığımıza yükleriz. Her şeyden önce yaşamda yer almanın
şansın ta kendisi olduğunu tamamen unuturuz.
Kalben
inanmak yerine, sağda solda arar dururuz şansımızı. Gün olur, yemyeşil yonca
tarlasında bulacağımız o dört yapraklı yoncaya yükleriz tüm umudumuzu. Gün olur,
gökyüzünde yağmur sonrası aniden beliren gökkuşağına. Ya da masmavi denizlerde
hoplaya zıplaya giden yunus sürülerine.
Oysaki
şansa inandığımız sürece hep bizimle. Hayatımızda. Şükürlerimizle tozunu alıp
parlatalım yeter ki. Her şükür şansımız bizim. Unutmamak gerek.
Hadi
gelin zor şartlarımızı silkeleyip şansımıza göz kırpalım. Şu aralar hepimizin
ihtiyacı var böylesi bir ışıltıya tutunmaya.
Şükredebileceğimiz
tek bir şeyimiz bile olsa elimizde; şanslıyız yine de. İçimizdeki çocuğun
kocaman gözlerini, merakını, o bitimsiz sevincini, heyecanını körüklüyor her
şans tanesi.
Sizce
de öyle değil mi?
Hayatım
boyunca şanslı olduğuma inandım ben. İşlerim yolunda gitmediği, çok zor
süreçlerle yıprandığım zamanlar da bile şanssız olduğumu hiç düşünmedim. Belki
de yaşadığım her şeyin arkasında dimdik durabildiğim için; bilemiyorum.
Ancak
en büyük şans kalbi dokunuşlar da yaşananlar. Sevginin tılsımı, aşkın gözü karalığı,
dostluğun renkli harmonisi, arkadaşlığın yakınlığı ile ısınırken içimiz.
Dört
yapraklı bir yonca bulduğum günü hatırlıyorum şimdi. Tebessümlerim kocaman
olmuştu. ‘Şanslıyım işte.’ demiştim içimden, bir kez daha. Ama asıl önemli
olanın, çok daha farklı olduğunu düşünmeden.
Çünkü önemli olan o dört yapraklı yoncayı bulmak değilmiş; anladım.
Önemli
olan çok naif, çok kıymetli bir kalpte DÖRT YAPRAKLI YONCA olup, yaşamakmış. Süresinin
uzunluğundan öte, kalpteki canlılığı ve hissettirdikleri asıl olan. Ruhunuzu öyle
doyurur ki, şans havuzunda yüzdüğünüzü hayal edersiniz. Çünkü kalpteki o tek
yonca, pek çok yoncaya önderlik yapar. Zaman içinde çoğalır.
Zamanı gelenler
yitip giderken, yerine taptaze ve daha canlıları gelir. Ne özel bir döngüdür bu
yaşanılası.
Nasip
olanlara ne mutlu.
Ben
şansın bir düşünce ve davranış biçimi olduğuna inanıyorum; tıpkı ünlü
araştırmacı Richard Wiseman gibi. Yaptığımız her seçim bize yeni kapılar ve
yollar açarken; kalben hep iyi olacağına inanmak; elimizdeki fener gibi adeta.
Her
yer karanlık dahi olsa bize yol gösteren. (devamı 2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
24.05.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder