22 Nisan 2018 Pazar

KEYİFLİ – İYİ - ANLAMLI

Başlıktaki üç sıfat da pozitif enerjiler hissettiriyor insanda değil mi?

Üstelik her birini bir şekilde hayatı tanımlayan duygular olarak ele alırsak; bize yaşam hedeflerimizi gösterdiğini düşünebiliriz.

Gerçekten de hayatımızın asıl amacı; yaşamı daha KEYİFLİ hale getirmek, daha İYİ günler geçirmeye çalışmak ve ANLAMI olan işlere imza atmak.

Peki bunu nasıl başaracağız?

Hayat üstümüze üstümüze gelirken, zorluklar çığ olmuş omuzlarımızı ezerken, insanlar sadece kendilerini düşünürken ve başkalarını gözü kapalı harcarken kolay mı?

Değil elbette. Ama umut var ya o UMUT. İşte ona sarılıyoruz en zorlandığımız anlarda.

İyi şeyler görmek, mucizelere tanık olmak istiyoruz zaman zaman.

Aslında ne görmek istersek onu görebiliriz. Bunun için yüreğimize onu yüklememiz yeterli.

Sevgiyle harmanladığımız o görüntüler, aşkla renklenince gündüzümüz de gecemiz de, aydınlığımız da karanlığımız da bir başka olacak. Buna kalben inanmak gerek.

İşte o zaman hayatın en keyifli anları birden şekil alacak gözlerimizin önünde. O keyifli anlarla oluşan anılarımız bize iyi günlerin çoğaldığını gösterecek. Ama sadece bunlarla sınırlarsak hayatımızı; bir süre sonra yetmez olacak.

Neden mi? Çünkü hayatımıza anlam katacak şeylerin eksikliğini hissetmeye başlayacağız.

Ne zaman ki anlamlı işler yapacak adımı atarsak; işte o zaman keyifli, iyi ve anlamlı hayatın kapılarını sonuna kadar açmış olacağız.

Farkında değiliz ama paylaşacak o kadar çok şeyimiz var ki.

İlk sırada sevgimiz var paylaşabileceğimiz. Sınırlandırmadan, önüne set çekmeden özgürce sunabileceğimiz. Ne kadar çok seversek, ne kadar çok dağıtırsak kalplerimiz o kadar çok sevgi üretecek çünkü.

Sonra gülümsemelerimiz var. En zor anlarımızda bile kullanmaktan çekinmeyeceğimiz içsel tepkimiz olmalı o da; hem kendimiz hem de etrafımızdakiler için.

Asıl mesele BASİT şeylerle yetinmeyi bilmek bana göre. Elbette bir de yaşamı yineleyerek değil, YENİLEYEREK yaşamak.

Yani yaşama hak ettiği değeri vermek. TAÇLANDIRMAK.

‘’Yaşam defterinin kalemi sensin. Gecikirsen yazan değil, senin adına yazılanları okuyan olacaksın unutma.’’ diyor Aret Vartanyan; ‘İnsanız Ayıbı Yok’ imzalı kitabında.

Ne kadar doğru.

Elbette bunda başarılı olmak için önce kendimizi tanımamız gerekiyor. Keşfetmemiz. Yüreğimizde saklı kalan her ne varsa tutkular, arzular, hayaller işte onları bulup çıkarmak.

Ancak o zaman elimizdeki kaleme sahip çıkabilir, kendi hayatımızı istediğimiz gibi kendimiz yazabiliriz. Başkalarının müdahalelerine cesurca itiraz edebiliriz.

Bir anlamda duygularımızın eşzamanlı hareket etmesine,  yani sineztesi yapmasına olanak tanımış oluruz.

Uzmanların özellikle üzerine vurgu yaptığı pozitif, yapıcı düşünme becerimizi geliştirmek bunun için önemli.

Mutluluğun başlığımda yer alan bu üç boyutuna hakkını vermenin yolu buradan geçiyor.

Keyifli, iyi ve en önemlisi anlamlı hayatı yakalamamızın sırrı burada.

Cesurca atacağımız her adım bizi amacımıza kavuştururken, harcayacağımız zaman ve çabanın küçük de olsa bir şeyleri değiştirdiğini görmek; birkaç kişiye dokunduğunu hissetmek muhteşem bir duygu.

Yaşamı daha derinden hissetmek, mutluluğu iliklerinde hissetmek için bu birbirini tamamlayan üç duyguyu hiç unutmayalım. Olmaz mı?

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

01.03.2018




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...