28 Temmuz 2018 Cumartesi

TAKINTI mı GERÇEK mi? (2/2)


Zihninde flaş patlamasını andıran ışıklar çaktığını ve en yaratıcı zamanlarının da bunun ardından gerçekleştiğini söyleyen Tesla’yı tanımaya devam edelim istiyorum.

Tasarladığı cihazları zihninde en küçük parçalarına kadar ayrıntılama özelliğine sahip olduğunu söylüyor yakın çevresi. Başarısında hayal gücünün ve algılama yeteneğinin büyük katkısı olduğu da bir gerçek.

Radyo kontollü tekne deneyindeki başarısı ile günümüz robot teknolojisinin ilk bebek adımlarını attığını söylemek yanlış olmaz.

Uzaya sinyal gönderdiğini, Mars ve Venüs’ten geri dönüşlü radyo sinyalleri aldığını ise arkadaşları dışında kimseye bahsetmez.

Tarih sayfaları radyoyu bulan kişi olarak İtalyan mucit Marconi’yi gösterse de, gerçekler radyo içindeki tüm bileşenlerin Tesla’dan alınıp kopyalandığını söyler. 

Çünkü Tesla o kadar yoğun ve buluşları ile o kadar haşır neşirdir ki, patent almaya zamanı bile yoktur. Yine de başkalarının buluşlarından yaralanmasına karşı çıkmaz. Büyük bir olgunlukla karşılar. Çünkü beyni ve aklı hep yeniliklerdedir.

Deprem makinasının büyükbabası olabilecek ilk osilatör (titreşim rezonansı yaratan makine) yine Tesla imzasını taşır.

Harp teknolojilerindeki barışçıl adımlarının, kötü niyetli kişiler tarafından farklı amaçlar için kullanılmak istenmesi ve bu alanda zorlanması ise bilimin güzelliğine ne yazık ki gölge düşüren detaylar olur.

Sesin yanında görüntünün uzaklara aktarılması; uzayı ve zamanı bükmenin mümkün olacağı; zaman makinesi ile zamanda yolculuk fikirleri yine ilk olarak Tesla’nın beyninde belirir.

Ancak ne acıdır ki icatlarını dillendirdiği ve etrafıyla paylaştığı zamanlarda, en büyük tepkiyi ve reddedilmeyi hep Edison’dan görür.

Tesla’yı daha iyi tanımak, bilime olan tutkusunu ve kendisini engellemek isteyenlere karşı tavrını anlamak için; gelin onun sözlerine kulak verelim.

“Bilim insanı hemen sonuç elde etmeyi amaçlamaz. O bu ileri fikirlerin kolayca ele alınacak olmasını beklememelidir. Onun çalışması tohumu eken birisi gibi olmalıdır, gelecek için. Onun görevi sonraki gelenler için zemin hazırlamak ve yol göstermektir. O yaşıyor, uğraşıyor ve umut ediyor olmalı.

Bırakın doğruları gelecek söylesin ve herkesi eserlerine ve başarılarına göre değerlendirsin. Bugün onların olsun; ama uğrunda çok çalıştığım gelecek, benimdir.”

Bugün Sırbistan’da kendi ismini taşıyan bir müzesi var. Orada buluşları, hayatının önemli kesitleri ve külleri itinayla muhafaza altına alınmış.

Tüm yaşamını sadece bilime ve insanlığa adayan bu büyük mucit; insan ilişkilerinde oldukça mesafeli ve geri planda kalmış. Hiçbir kadınla ilişki yaşamamış. Hiç evlenmemiş. Çocuk ve aile sevgisini tatmamış. Tam bir vejetaryen olan Tesla hiç et yememiş.

Son dönemlerinde kendisine elektro şok uyguladığına dair bazı notlar var. Hiç kitap yazmayı düşünmemiş. Dolayısıyla arkasında kalan yazılı eserleri çok az. Paraya hiç önem vermemiş. Borcu nedeniyle sürekli otel değiştirmiş. En sonunda 83 yaşında kalp yetmezliği nedeniyle bir otel odasında yaşama veda etmiş.

Bugün bile bazı buluşlarının nasıl çalıştığı tam olarak çözülemeyen ve yeterince anlaşılamayan bu ışıltılı beyne; kucak dolusu saygıyla.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

15.05.2018









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...