Hayatın içindeki en güzel pırıltılardan bir tanesi AŞK bana göre.
Yaşamı
daha anlamlı ve derin kılıyor.
Güzelleştiriyor.
Bunu
yakalayabilenlerden olmak ise büyük şans.
Örnekler
elbette var; ama şimdi paylaşacağım aşkı hepsinden çok seveceksiniz eminim ki.
Neden
mi?
Çünkü
bu aşkın kahramanı bir LEYLEK çifti.
İsimleri
Klepetan ve Malena.
Hırvatistan’da
yaşıyorlar.
Bu
aşkı koruyan kollayan kişi ise tüm bu olacaklardan habersiz sadece iyileşmelerine
yardımcı olan Stjepan Vokiç.
Stjepan
Vokiç; neredeyse yirmi yıl kadar önce; evine yakın bir arazide avcılar
tarafından vurulmuş bir leylek bulur. Kanadı yaralıdır. Uçamıyordur. Leyleğin
tedavisini yaptıran bu iyi kalpli adam, uçana kadar ona kendi evinin bahçesinde
bakmaya başlar.
Dişi
olduğu için leyleğe Malena ismini verir.
Aradan
birkaç yıl geçer ve Malena göç sırasında oralardan geçen Klepetan ile tanışır.
Ona
aşık olur.
Aşk
dolu iki leylek tanıştıkları bu özel yerde, Vokiç’in evinin çatısında
yuvalarını kurar.
Ardından da yavruları olur.
Derken
aylardan Ağustos yani göç zamanı gelir. Ancak bu aşkı titreten büyük bir sorunları
vardır. Tedavi olduğu halde Malena uçamaz. Dolayısıyla eşine eşlik edemez.
Hal
böyle olunca Klepetan; eşini onu iyileştiren iyi kalpli adama teslim edip; 13.000
kilometrelik Güney Afrika yolculuğuna yalnız başına çıkar.
Yolları
ayrılmış, araya zamandan öte büyük mesafeler girmiştir artık.
Bu
durum ise en çok Vokiç’i üzer.
Ancak
tam bir yıl sonra mart ayında Malena’nın yanında bir leylek görür. İlk önceleri
bunun sadece çiftleşmek isteyen başka bir leylek olduğunu zanneder.
Gelin
görün ki işin aslı bambaşkadır. Aşk her şeyi yenmiştir.
Çünkü
o yıl ve sonraki yıllar içinde Klepetan hep aşkının yanına döner. Aradan geçen
on altı yıl boyunca bu tekrar edip durur.
İşte
sıcacık bir aşk öyküsü.
İşte
aşkın yenilmez gücü.
Ne
diyelim darısı yaşamak isteyen herkesin başına olsun.
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
15.05.2018
Kaynaklar:
http://www.ajanimo.com; https://www.croatiaweek.com; https://www.boredpanda.com; https://www.youtube.com/watch?v=ff8L1dM4jck.
Merhabalar.
YanıtlaSilYine güzel, anlamlı ve bir o kadar da duygu yüklü hazin bir hikaye okudum. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlık ve mutluluklar dilerim. Hayvanlar alemine hep başka gözlerle bakıyor ve onları küçük görüyoruz. Aslında onları da Cenab-ı Hakk yarattı. Ceneb-ı Hakk'ın yarattıkları içinde, insanların küçük gördüğü, beğenmediği ve aşağıladığı şekilde bir varlık yarattığı hiç vaki midir? Asla!.. İşte sizin hikayenizdeki o iki leyleğin insanlara bile taş çıkartacak aşk hikayeleri karşısında; acaba onları küçük gören, hayvan oldukları için beğenmeyen ve aşağılayan o insanlar ne derlerdi çok merak ediyorum.
Yüce Yaratıcı bu dünyayı bize bir sevgi ve barış cenneti olarak emanet etmişti. Biz onu cahili tutum ve davranışlarımızla, sevgisizliğimiz ve nefret duygularımızla zaman zaman cehenneme çevirmedik mi?
Selam ve dualarımla.