16 Eylül 2018 Pazar

İKİ BAKTERİNİN SAVAŞI



Bağırsaklarımızın ikinci beynimiz olduğunu artık hemen hepimiz biliyoruz. Bağırsak floramızda gezinen bakterileri de.

Sayıca o kadar çoklar ki.

Kilomuzun neredeyse yüzde dördünü oluşturuyorlar.

Bir kısmı sağlımız için didinip duruyor. Bizim en büyük yardımcımız onlar. Can dostumuz.

Diğer kısmı ise maalesef sağlımızı bozuyor. Bize zarar veriyor.

Ve bu bakteriler bizim bedenimizde sürekli bir savaş hali sürdürüyor. Sağlığımızın gidişatı da bu çetin mücadelenin sonucuna göre belirleniyor.

Şimdi gelin milyonlarca bakteri arasından iki tane örnek seçelim. Ve bedenimiz üzerinde yaptıklarına göz gezdirelim.

İlk bakterimiz Bacteroidetes.

Kendisi bir probiyotik. Canla başla bizi hastalıklara karşı koruyor. Bizi öyle seviyor ki fazla kilo almamızı da önlüyor. Çünkü fazla kiloların pek çok hastalığa zemin hazırladığını bizden iyi biliyor.

Kilo sorunu olmayanlarda bolca bulunuyor.

İkinci bakterimiz Firmicutes.

Diğerinin tersine bizim kilo almamızdan, bolca yediğimiz halde bir türlü doymamamızdan sorumlu kendisi. En sevdiği şey de şekeri alıp yağa çevirmek.

Kilosu ile barışık olmayanlarda maalesef bolca mevcut.

Tüm bunlar nasıl mı ortaya çıkmış?

Öncelikle kilo sorunu olanlarla, normal kiloda olanların bağırsak floraları incelenmiş.

Normal kilolu olanların bağırsak floralarında bolca probiyotik, yani yararlı bakteriye rastlanmış.

Kilo sorunu olanlarda ise maalesef şekeri yağa çeviren zararlı bakteri daha fazla çıkmış.

İşte bilimsel araştırmalar buradan hareketle bu iki farklı kategorideki bakteriler baz alınarak yapılmış.

Örneğin; obez farelerin bağırsak florasında bolca bulunan ve kilo almasına neden olan zararlı bakteri miktarı azaltılmış. Yerine yararlı bakteriler konmuş.

Sonuçta obez farelerin yiyeceklerinden kısmadıkları halde hızla kilo kaybettiği görülmüş.

Şimdiki örneğimiz kadınlar üzerinde yapılmış.

Kilo sorunu olan kadınlar 3 ay süreyle bir kampa alınmış. Katılımcılar iki gruba ayrılmış.

Ardından iki aşamalı deneyin ilkine başlanmış. Her iki gruba da özel bir tür beslenme diyeti uygulanmış. Buna ek olarak, gruplardan bir tanesine probiyotik cinsi yararlı bakterilerle dolu besin takviyesi yapılmış.

Sürenin sonuna geldiklerinde iki grup kadın denekten; yararlı bakteri ihtiva eden besinleri alanların; daha hızlı ve sağlıklı kilo verdikleri görülmüş.

Deneyin ikinci aşamasında; kadınlar beslenmelerinde serbest bırakılmış. Sadece yararlı bakteri takviyesi alanlara probiyotik desteği devam etmiş.

Şimdi sıkı durun.

Diyetten çıkan ve probiyotik alan kadınlar diyet uygulamasalar da kilo vermeye devam etmişler.

Peki ya diğer gruptaki kadınlar?

Maalesef verdikleri kilolar hızla geriye dönmüş.

Neden dersiniz?

Çünkü probiyotik cinsi bu yararlı bakteriler; bizi savunmak adına ihtiyaç duyduğu enerjiyi; yediğimiz gıdalardan alıyor. Yani biz gıdalarımızı onlarla paylaşıyoruz. 

Uzmanlar bu oranın neredeyse yüzde yirmi beş kadar olduğunu söylüyor. Hiç de azımsanmayacak bir rakam.

Dolayısıyla bedenimizdeki yararlı bakteri sayısının azalması demek; onların tüketmediği gıdaların da bize fazladan geri dönmesi demek.  

Sonuçlar ortada.

Bedenimizde yararlı bakteriler ne kadar çoksa o kadar sağlıklıyız. İştahımız daha bir dengeli. Bedenimiz aşırı yükler altında ezilmiyor.

Üstelik probiyotikler hayatta kalmak ve güçlü olmak için sağlıklı besinler istiyor ve bunu bize adeta fısıldıyor. Bu sese kulak verip probiyotik aldığımızda, sağlıklı besinleri tercih ettiğimizde delice seviniyorlar. Çünkü biliyorlar ki güçlenecekler, sayıları artacak ve savaşın galibi onlar olacak.

Tam tersi zararlı bakteriler; bizim şekerli, unlu gıdalar yememiz için bağırsaklarımızda adeta eylem yapıyor. İstiyorlar ki biz onları bolca yiyelim. Kendileri çoğalsın. Güçlensin. Savaşın galibi onlar olsun. Ve bize de yağları altın tepside sunsunlar.
Şimdi her şeyin aslında kendi elimizde olduğumuzu biliyoruz.

Sağlıklı beslenme ve yararlı probiyotiklerle bu savaşta yararlı bakterilerimize destek olmamız şart.

Yaşam şeklimizi bu doğrultuda değiştirdiğimizde; bizi seven bakterilerimizle mutlu mesut yaşamak olası. Yaşasın yararlı bakterilerimiz.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

06.06.2018





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...