Yepyeni bir sene daha
kapımızda…
Yaşayacağımız pek çok
güzellikle beraber geliyor.
Bizler her sabah, her
yeni günü kocaman renkli bir hediye paketi olarak görüyor ve itinayla açıp her
ANın farkındalığını yaşamaya çalışıyoruz
ya; işte yeni seneye de aynı düşünceyle sarılmalıyız diyorum ben.
Nasıl mı? Gelin biraz
hayal kuralım. Ve yaklaşan yeni senenin bizlere sunduğu o rengarenk, o
albenili, içi her türlü sürprizle dopdolu hediye paketine bir bakalım…
Kocaman süslü bir paket bu
elimizdeki.
İçi tıka basa dolu.
Üstelik ağır mı ağır.
İçinde her şeyden var,
kimi az kimi çok.
Ama bu paketin bir özelliği
var. O da paketi teslim almamıza rağmen içindekilerin hepsine hemen sahip
olamıyoruz. Çünkü içinde 12 tane ay paketi ve her ay kutusunun içinde de 30-31 tane gün
paketi var. Tamamı elimizde ama hepsini hemen açmak mümkün değil, sırası
gelinceye kadar beklememiz gerekli. Bu nedenle dışarıdan bakmakla yetiniyoruz
sadece. Meraklıyız elbette hepimiz yaşayacaklarımız adına, umutluyuz hiç
olmadığımız kadar bir de. Üstelik içimizdeki çocuk sevinciyle sımsıkı
sarılıyoruz şimdiden yeni senenin getireceklerine.
Hepsini açıp görmeyi ne
kadar çok istesek de bu mümkün değil. An be an, gün be gün, adım adım
yaşayacağız her bilinmeyeni. İşte hayatın tadı da burada değil mi zaten.
Gizemli olması…
İnsanı merakta ve her
daim heyecanda bırakması…
Sevinci, kederi,
tebessümleri, acıyı, gözyaşını, neşeyi, kahkahayı, kazanmayı, kaybetmeyi,
çoğalmayı, azalmayı, paylaşmayı… hayata dair her ne varsa HER ŞEYİ.
O kocaman paketin içine
ay ve gün kutuları yerleştirilirken üzerilerine UMUT tohumları da serpilmiş…
tıpkı yaldızlı pırıltılı süsler gibi… her ayın her günün üzerine bulaşmış,
kimine az kimine çok, ama hepsinde var… İşte o umut tozları bizi en zor
anlarımızda karanlıktan çıkaracak ışığımız olacak, bu nedenle çok önemli. Eğer
bir günü umutsuz geçirirsek bu ertesi günlerimize, duygu ve düşüncelerimize de
yansır. O nedenle umuda o minicik ışıklara dört elle sarılmak gerek, tek bir
toz zerresi halinde olsa bile…
Ve şimdi bu güzel hediye
paketine tebessümle sarılma zamanı.
Onu itina ile tek tek
açtığımızda içindeki her ANın farkına varmaya söz verme zamanı.
Sevgi aşk tebessüm dolu ANları çoğaltmak adına paylaşmak zamanı.
Hayallerimize,
isteklerimize, geçen seneye kadar tüm ertelediklerimize sımsıkı sarılma zamanı.
Tüm üzüntüleri,
sıkıntıları, kalp ağrılarını, terk edilmeleri, terk etmeleri, içimizi acıtan
tüm negatif duyguları silip, umutla yeni senenin güzelliklerini görmek ve fark
etmek zamanı.
Geçmişe GEÇMİŞ diyebilmenin
becerisinde, yarına UMUTla bakarken bugünün her ANINA değerini verme zamanı.
Şükredecek yığınla
sebebimize artılar ekleyerek, şanslı olduğumuza gerçekten inanma zamanı.
Sevgiyi de aşkı da
tebessümü de en çok hak edenin, kendi kalbimiz olduğuna gerçekten inanma
zamanı.
Güzel düşüncelerin hep
güzelliklerle dolu yollara açılacağı inancıyla, önce kendimizi sonra da hayatı yeniden
sevme zamanı.
Kendi gücümüzün farkına
varıp, niyet ettiğimiz her ne varsa hepsini an be an yaşayacağımıza tüm
kalbimizle inanma zamanı.
Henüz vakit varken,
yaşamın gizeminde saklı renklerden kendimize gökkuşağı misali renkler yaratma
zamanı.
Yani 2013 aslında
yapamadığımız her türlü çılgınlığı yapıp, içimizdeki çocuğun sesine kulak verme
ve hayatımızı doya doya yaşama zamanı.
Nice güzel senelere
AŞKla SEVGİyle TEBESSÜMle ve hep SEVDİKLERİMİZle…
Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ
12.12.2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder