15 Nisan 2014 Salı

GÜLÜŞÜMÜZ ÖMÜRLÜK OLSUN MU? (1/2)

Hayat zorlu bir yokuş. Tırmanırken ne çok törpüleniyoruz. Acılarla, kederlerle yüzleştikçe aslında ne kadar güçlü olduğumuzu anlıyoruz bir yandan da. Ama bu yokuşta bir güzellik var ki hep bizim yanımızda olmalı. Katre katre etrafımıza yayılmalı. Ve bence ömürlük olmalı.

Bedenimizin en güzel kas hareketinden söz ediyorum.

Gülümsemekten.

Ağzımızın iki kenarında ve gözlerimizin çevresinde yer alan minicik kasların hareketiyle, yüzümüze yerleşen ne tatlı bir ifadedir o.

Benim en sevdiğim, önemsediğim, paylaşmaktan mutluluk duyduğum duygu halim. İçim kan ağlasa da, günüm zor geçse de, ANLARIMI güzelleştirmek ve yeniden güç toplamak adına tercih ettiğim en naif yol. Rol yapmadan, içimdeki yaramaz çocuğun masumluğuyla.

Mutluluğun, yaşamdaki farkındalığın ve gücün simgesidir aynı zamanda bana göre.  Fiziksel ve duygusal acılarımızı azaltmanın en kolay yolu.

İçten
Sımsıcak
Masum
Çocuksu
Buram buram sevgi kokan
Uzakları bir anda yakın eden
Çekici
Deniz misali sarıp sarmalayan en naif duygu halimiz.

Her şeye rağmen tatlı bir gülümsemeyi yüzlerde koruyabilmek dünyanın en güzel olgusu bana göre. Yaşanan tüm acımasızlıklar ve hatta haksızlıklar karşısında bile, inatla gururla hayat devam ediyor dercesine.

Mevlana der ki; ‘’Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.’’

Bir anlamda hayatın güzelliklerine siper olursunuz gülümseyerek. Çünkü siz gülümsediğinizde, hayat da size gülümseyecektir. Verdiğinizi kat kat fazlasıyla yaşamdan alacaksınız demektir.

İçten gelmesi, bir pınar misali paylaşıldıkça çoğalması, değdiği kalbi anında sıcacık yapması, kederi üzüntüyü silip alması az şeyler mi? 

‘’Gülümseme, tıpkı güneşin doğuşu gibi aydınlatıcı ve faydalıdır.’’ der Fransız yazar Ernest Dimnet.

Hangimiz çevremizde böylesi insanlar olsun istemez ki?

Hangimiz tatlı bir gülüşle tüm dertlerimizi bir anda yok etmeyi, anların büyülü dünyasına takılıp kalmayı arzulamıyor ki?

Böylesi bir sihri var işte gülüşlerin. Böylesi güzel etkileri. Damlayan su misali yayılan, değdiği her yüzde rengarenk çiçekler açtıran.

İnsanları etkilemek mi istiyorsunuz?

Gülümseyin yeter.

Kılık kıyafet sonraya. Siz gülüşünüzle kalpleri ısıttığınızda bakılacak tek yer yüzünüz ve aranılacak tek şey gülüşünüz olacaktır buna emin olun.

İngiliz şair John Gay; ‘’Bir gülümseyiş tüm kapıları açmaya yeter.’’ derken haksız mı?

Sımsıcak bir gülüşle elini uzatan her kim olursa olsun kocaman bir artı puan kazanmıştır bile karşısındakinin nazarında. İçiniz aydınlanmış, siz de hiç sebep yokken karşılık vermişsinizdir bile. Belki de bir dakika önce hiç gülümseyecek gibi durmuyordunuz, kendi iç dünyanızdaki sorunlarla yüzleşirken. Ama şimdi? O sihirli dokunuş sizi de ele geçirmedi mi? Ve bu çok daha güzel değil mi?

Neredeyse tam 17 yıldır her sene Ekim ayının ilk cuma günü dünya gülümseme günü olarak kutlanıyor. Bence güzel bir hatırlatma, güzel bir alışkanlık. Gülümsemeyi unutanlar için elbette. Yoksa her yeni sabah, her yeni gün, yaşamdan alabildiğimiz her nefes için; şükürler ederken kocaman gülümsemek gerek.

Önce kendimize. İçimizdeki o yaramaz çocuğa.

Ve sonrada etrafımızdakilere.

Mutlaka tanımanız gerekmez gülümseyerek bakmanız için. Yanlış da anlaşılmazsınız hiç korkunuz olmasın. Çünkü gülümsemenin sihri, o çocuk masumluğu ve sıcaklığı tüm art düşüncelerin ötesinde kalır. Ben buna inanıp uygulayanlardanım.

Üstelik günümüzde pek çok bilim adamı; gülümsemenin yaşantımızı kolaylaştırdığı konusunda hemfikir. Hayat kalitemizi artırıyor. Stresle baş etmemize vesile oluyor. İlişkilerimizin daha sağlam ve güvenli bir platforma oturmasına yardım ediyor. 
Karşımızdakileri olumlu yönden etkilememizi sağlıyor. Bedenimizdeki mutluluk hormonlarını sihirli bir anahtar gibi harekete geçiriyor. Başlarda içimizden gelmese bile gülümseyebilmek, sonrasında devamını içimizden gelerek olmasını da sağlıyor üstelik.

Peki şimdi sorarım size. Gülümsemenin hayatımıza kattığı pozitif etkileri bu kadar çokken, hala somurtmak niye? (devamı ilginç anektodlarla 2/2 ‘de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

07.08.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...