19 Eylül 2015 Cumartesi

VARLIĞINIZA VARLIĞIMIZA ŞÜKÜRLER OLSUN

Çok anlamlı bir öykü var, sizlerle bu yazım aracılığıyla paylaşmak istediğim. Sonunda hep beraber sevgiyle tebessüm edeceğiz. Ve benden size, sizlerden bana harika bir sevgi akışı olacak. Özellikle bu aralar en çok ihtiyacımız olan duygu değil mi sevgi?

Kazanılan tek bir yürek dahi olsa değer diye düşünüyorum. Gelin beraberce satır aralarında buluşalım.

‘’Öykümüz bir manastırdaki kesişler arasında geçiyor. Uyumun, sevginin ve huzurun hissedildiği özel bir yer burası. Bunu hissetmek isteyenler tarafından da sıkça ziyaret ediliyor.

Ancak günlerden bir gün; manastıra bu huzuru yayan, düzeni ve uyumu koruyan üst düzey yetkili dünyaya veda eder. Geride kalan kesişler eski alıştıkları düzende yaşamaya devam ederler. Ancak bu huzurlu ortam bir süre sonra bozulur. Eski ışıltı, düzen, bakım yok olur. Haliyle bir gelen bir daha gelmez olur.

Eskiden uyumla yaşayan keşişler sürekli tartışmaya, birbirlerini suçlamaya başlar. 

Giderek artan negatif enerji herkesi etkiler. Bu duruma daha fazla dayanamayan en kıdemli keşiş bir çare aramaya başlar. Sonunda ormanda tek başına yaşayan bir kişinin varlığından haberdar olur. Vakit geçirmeden bu bilgeyi ziyarete gider.

Manastırda yaşadıklarını anlatır. Ondan tavsiyede bulunmasını ister. Aldığı yanıt son derece basittir. Aslında aralarında özel bir kişi yaşamaktadır. Ancak gerekli saygıyı ve sevgiyi göremediği için kimliğini açıklamamaktadır. Özledikleri düzene ve uyuma kavuşmaları onu bulmalarına bağlıdır.

Manastıra heyecanla dönen keşiş bu bilgiyi diğerleriyle paylaşır. Herkes merak içindedir. Bu özel kişinin kim olabileceğini düşünmeye başlarlar. Artık birbirlerine karşı çok daha dikkatlidirler. Fakat akıllarına gelen herkeste bir kusur bulunca; bu işin hiç de kolay olmadığını anlarlar. Çünkü kimi tembel, kimi aksi, kimi düzensizdir. Oysaki o özel kişi her kimse mutlaka mükemmel olmalıdır. Öyle ya çünkü onda Yaradanın izleri vardır ve Yaradan tartışmasız mükemmeldir.

Tartışmalar yeniden alevlenir. Bununla bir yere varamayacaklarını anlarlar. Ve birbirlerine karşı daha nazik ve daha sevgi dolu olmaya karar verirler. Böylece o özel kişi artık kimliğini saklamaya gerek duymayacaktır.  

Aradan belirli bir süre geçer. Fark etmeden birbirlerine karşı olan sevgileri artar. Sadece birbirlerinde değil, herkeste ve her şeyde Yaradanın izlerini görmeye başlarlar.

Manastır yeniden eski uyumuna ve ışıltısına kavuşur. Yaydığı sevgi dolu enerjiyle; ziyaretçi sayısı katlanarak artar.

Bir süre sonra kıdemli keşiş kendisine bu sırrı veren bilgeyi ziyaret edip teşekkür etmek ister. Aradıkları kişiyi bulup bulamadıklarını sorusuna; gönül rahatlığıyla ‘Evet’ der. Çünkü başardıklarını ve içlerindeki Yaradanı sonunda keşfettiklerini bilir.’’

Öykümüz burada bitiyor. Kıssadan hisse hesabı hepimiz değerliyiz ve hepimizde kendimizin bile farkın da olmadığı pek çok ışıltı var. Bunlar Yaradanın bize hediyeleri.

O halde karşımızdaki her kim olursa olsun; hep değerli olduklarını hissettirerek yaklaşmamız gerekli. Öyle değil mi?

Mevki, statü, mal, mülk, para, zenginlik bunların bir kıymeti var mı?
Hepsi o denli gelip geçici ki.

Kendimizle, hayatımızla ve etrafımızdakilerle ne kadar uyum içinde olursak; özsaygımız o denli artacak. Uzmanlar böyle söylüyor. Gerçekten de yaşam kalitemizi ışıltılarla süsleyen en önemli şey değil mi özsaygımız? Üstelik huzurumuzun en şık anahtarı. Ama durduk yerde kazanılmıyor. Hele hele negatif düşünceler ve davranışlar içindeyken bizden köşe bucak kaçıyor.

Asıl olan kalp ve ruh güzelliği ki, derinlerde hepimizde var bu özel tınılar. Yeter ki bakmasını, bakarken görmesini bilelim. Ve yaşamın hakkını verirken özsaygımızı hep sevgiyle  besleyelim.

İşe önce düşüncelerimizden başlamak gerek diye düşünüyorum ben. Önce düşüncelerimizi sevgiyle yoğuralım bir güzel. Böylece daha uyumlu ve olumlu olacağız yaşama karşı. Derken bu güzel enerji davranışlarımıza ve sözcüklerimize yansıyacak. Bizden etrafımıza. Onlardan diğerlerine. İşte özsaygımız kuvvetlendi bile. 

Artık insanlara karşı daha anlayışlıyız. Sık öfkelenmiyoruz. Karşımızdaki her kim olursa olsun değer veriyoruz. Gülümsetiyoruz, yaşamını kolaylaştırıyoruz.

Can taşıyan her şeyi sevmek gibisi var mı? Bence de yok. Hepsinde hepimizde Yaradanın izleri var çünkü. Her zaman yineliyorum. Dünyanın en değerli hazinesi kalbimizdeki sevgimiz.  

O halde son söz olarak, hepimize yazımın başlığıyla seslenmeme izin verin lütfen.

‘Varlığınıza varlığımıza şükürler olsun.’

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

21.07.2015






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...