5 Aralık 2016 Pazartesi

BİLİNÇALTININ SEVMEDİĞİ TEK SAYI

Hep söylediğim gibi sayıların kendine has bir özelliği hatta bir gizemi var. Bu nedenle nerede sayılarla ilgili bir makale görsem içine atlayasım geliyor.

İşte Grigori Grabovoi’den haberdar olmam da bu yüzden.

Kendisi Kazakistan doğumlu ünlü bir matematikçi. Üstelik herkesin kendi yaşamını istediği yönde değiştirebileceğini önemle savunuyor. Elbette sayılar yardımıyla. 

Sayıların dizilimleri, geometrik şekiller, ışık ve ses dalgaları gibi bazı teknikleri kullanıyor.

Bu sayede geçmişin olumsuz izlerini silmenin, pozitife çevirmenin mümkün olduğunu belirtiyor. Anlattıkları bir başka yazı konusu olacak kadar derin aslında. Ama şimdi amacım tek bir sayıya yoğunlaşmamızdan yana.


Elimizi kolumuzu adeta bağlayan tüm eski alışkanlıklarımızdan kurtulmamızı sağlayan bu sayı YİRMİ BİR.

Laf aramızda bilinçaltımız, bu sayının yakınından geçmeyi dahi sevmiyor. Çünkü 21 günlük süreyi sebatla tamamlayınca alışkanlıklarımıza da veda etmiş oluyoruz.

Şahane değil mi sizce de?

Bizi risklerden uzak tutmaya çalışan, her yenilik ya da değişiklikte yine bizim için tehlikeli olacağını düşünen bilinçaltımız sağ olsun. Kafamızı karıştırıp, adım atmamıza engel olmakta üstüne yok kendilerinin.

Kıyamam; amacı kötülük değil aslında. Bizim için en iyisini istiyor o da. Bu nedenle eskiye, alışkanlıklara bağlı. Bilmediği şeylerden, değişikliklerden kaçıyor sürekli. Bizi de beraberinde sürükleme derdinde elbette. Onu dinleyince de bir türlü hamle yapamıyor, olduğumuz yerde debelenip duruyoruz.

Hiç istemediğimiz halde bir de bakıyoruz ki, pek çok yeniliği, değişim hamlesini kaçırmışız. Yine olduğumuz yerde çakılıp kalmışız.

Hayaller mi? Yakalayabilene aşk olsun.

Bilinçaltımız bizi kapalı kapılar ardına saklarken, kendimize duvarlar örüp orada kalmamızı istiyor. Oysaki dışarısı belki de rengarenk. Cesaretle o kapıları açma, duvarları yıkma zamanı şimdi. Varsın bazen griler olsun o kapıların ardında. Değişiklikten korkmadan hayallerimize sarılmak için sadece 21 güne ihtiyacımız var o kadar.

Sabırla, hiç ara vermeden 21 gün boyunca neyi tekrar edersek; bilinçaltımız onu kabul ediyor. Yapılan bu tekrarla artık sesini çıkarmaz oluyor. Çünkü alışıyor.

Konunun uzmanları bir değişiklik ya da yenilik yapacağımız zaman; bilinçaltımızı rahatsız etmeyecek minik adımlar atmamızı öneriyor.

Yani hayal ettiğimiz her neyse onu bir büyük hamleyle değil de, mini adımlarla yavaşça gerçekleştirmekten yanalar. Çünkü bilinçaltımız yavaş ve sürekli meydana gelen değişimlere daha az direniyor. Belki de daha az tehlikeli buluyor. Ve artık kabullendiği bu davranışı sorun çıkarmadan uygulamaya koyuyor.

Bir fobimiz mi var? Beynimizi artık hiçbir işe yaramayan alışkanlıktan kurtarıp yenisiyle yer değiştirmek mi istiyoruz? Bedenimizle ilgili hayallerimiz mi var? Yoksa kötü bir alışkanlığın pençesinde miyiz?

Eğer cevabımız ‘evet’ ise kendimize inanarak yoldaki ilk adımı atalım.

Bugün 21 günlük sürecin ilk günü olsun örneğin.

Vazgeçmek, unutmak yok ama. Sabrı da katınca yanımıza başlayalım tekrara. Artık istediğimiz yeni bir alışkanlıkla kucaklaşmaya hazır gibiyiz.  

Ancak dikkat.

Niyet ettiğimiz her ne ise, bizim önemli ihtiyaçlarımızdan birisi ile çelişmesin lütfen. Kendimize karşı ne kadar açık, net olursak ve beden ruh uyumunu yakalarsak o kadar kolaylaşacak işimiz.

Yeni alışkanlığı henüz bu süreçteyken sahiplenmek, zorlandığımız anlarda irademizle konuşmak, umudumuza sımsıkı sarılmak da cabası. Öğrenme sürecinde kendimizi gözlemlemekte önemli. Hislerimize, davranışlarımıza dikkat etmenin; kısacası farkında olmanın yolundayız artık.

Son bir sorumuz olsun mu? Peki bu kadar uğraşmak yerine, sadece irademizle bunu yapamaz mıyız?

Maalesef HAYIR.

Başlarda başardık hissi verse de; oldukça kısa süreli değişimler oluyor bunlar. Ve bir süre sonra eski alışkanlıklar yeniden kapımızı çalıyor.

Muhteşem beynimizdeki sinir hücrelerinin bilgiyi kalıcı hale getirmesi için gerekiyor aslında bu süre. Tıpkı öğrenciyken yaptığımız ders tekrarları gibi. Tekrar ettikçe kalıcı hale geliyor.

Başlarda düşünerek yaptığımız o yeni hareket, toplam süreç sonunda hiç düşünmeden otomatik hale geliyor.
İşte azmin zaferi.

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

11.10.2016

3 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...