Kayıt
üstüne kayıt.
Binlerce
acı - tatlı duygu yumağı.
Öyle
iç içe geçmişler ki, ucunu bulabilene aşk olsun. Sırtımızdaki o belirsiz
ağırlık, hiç geçmeyen baş ağrılarımız ve içimizde giderek sönen yaşam umudunun
sebebi bu olmasın sakın.
Daha
güçlü olmak için; gelin yeni senede ilk işimiz bu olsun.
Şarap
misali yıllanmış duygu kayıtlarımızı, tortuları ile beraber temizleyelim. Dip
köşe tertemiz yapalım.
Yeni
enerjilere, yeni heyecanlara yer açalım.
Şartlar
zorlasa da; yeni yılın umuduna daha sıkı sarılalım. Bu gücü kendimizde bulalım.
Yoksa
2017 yılı da diğer yıllar gibi gelip geçecek.
Pek
çok duygu tortusunu geride bırakarak.
Tıpkı
2016 ve diğer yıllar gibi.
2016
yılının ortalarında okuduğum bir romandı beni böyle düşündüren. Güzel ablamın
hediyesiydi. Gülten Dayıoğlu’nun güçlü kalemiyle şekil alan ‘Yoksa Sen misin?’
romanı.
Öz
benliğimizi, farkındalığı, dalga formunu, içimizdeki gerçek gücü,
bilinçaltımızı; bize farklı bir kurgu ile anlatıyordu yazar. Gerçek özgürlüğü
kazanabilmek adına da ara sırada böylesi temizlikler yapılmasından bahsediyordu.
Ancak o zaman gücümüzü koruyabileceğimizin altını çizerek.
Geçmişte
yaşayanlar, ondan bir türlü kurtulamayanlar ya da gelecek kaygısı yaşayanlar
için bu satırlar. Yani hepimize hitap ediyor bir şekilde.
Hadi
gelin hep beraberce; geçmiş ve gelecek koridorundaki ŞİMDİki zamanın gücünü
yakalayalım.
Bu
bizim kendimize yeni yıl hediyemiz olsun. Ruhumuzu ferahlatıp, dingin bir
bakışla yeni seneyi kucaklamamız için de bir vesile.
Geçmişten
gelen ve acısını hala çektiğimiz anılarımız var mı?
Eğer
varsa sözüm sizlere.
Hiç
kimseyi suçlamadan, bu acıların sorumlusunun kendi seçimlerimiz olduğunu kabul
edelim önce. Sonra da onlarla son bir kez yüzleşelim. Artık onlardan
kurtulabiliriz. Çünkü biz bu güce sahibiz.
Kuantum
enerjisi, atom altı parçacıkları ve Toltek öğretilerinin tümünde; sözü edilen
diğer paralel evrenimizi iptal etmek anlamına geliyor bu hareket. Böylece o
karışık yumağın bir ucu açılmış oluyor. Kısacası çoklu evrendeki bir
karışıklıktan kurtulmuş oluyoruz. Sırayla hepsinden kurtulma vaktidir şimdi.
Daha
özgür, daha güçlü olmak adına bence buna değer.
Hani
duru görü ya da üçüncü göz tabirleri var ya; işte onların açılmasını sağlıyoruz
böylece. Öncelikle kendimizi daha iyi hissediyoruz. Daha ferah ve dingin.
Üstelik gelişen farkındalığımızla, geçip giden anları daha kolay yakalıyoruz. (devamı
2/2’de)
Sevgiyle
kalın.
Belgin
ERYAVUZ
21.12.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder