28 Aralık 2016 Çarşamba

DUYGU KAYITLARIMIZI TEMİZLEME ZAMANI (1/2)

Her yeni seneyle beraber; duygu kayıtlarımızın yükü kabarıyor. Arada sırada onları temizlemek aklımıza gelmediyse eğer; vah bizim halimize.

Kayıt üstüne kayıt.

Binlerce acı - tatlı duygu yumağı.

Öyle iç içe geçmişler ki, ucunu bulabilene aşk olsun. Sırtımızdaki o belirsiz ağırlık, hiç geçmeyen baş ağrılarımız ve içimizde giderek sönen yaşam umudunun sebebi bu olmasın sakın.

Daha güçlü olmak için; gelin yeni senede ilk işimiz bu olsun.

Şarap misali yıllanmış duygu kayıtlarımızı, tortuları ile beraber temizleyelim. Dip köşe tertemiz yapalım.

Yeni enerjilere, yeni heyecanlara yer açalım.

Şartlar zorlasa da; yeni yılın umuduna daha sıkı sarılalım. Bu gücü kendimizde bulalım.

Yoksa 2017 yılı da diğer yıllar gibi gelip geçecek.

Pek çok duygu tortusunu geride bırakarak.

Tıpkı 2016 ve diğer yıllar gibi.

2016 yılının ortalarında okuduğum bir romandı beni böyle düşündüren. Güzel ablamın hediyesiydi. Gülten Dayıoğlu’nun güçlü kalemiyle şekil alan ‘Yoksa Sen misin?’ romanı.

Öz benliğimizi, farkındalığı, dalga formunu, içimizdeki gerçek gücü, bilinçaltımızı; bize farklı bir kurgu ile anlatıyordu yazar. Gerçek özgürlüğü kazanabilmek adına da ara sırada böylesi temizlikler yapılmasından bahsediyordu. Ancak o zaman gücümüzü koruyabileceğimizin altını çizerek.

Geçmişte yaşayanlar, ondan bir türlü kurtulamayanlar ya da gelecek kaygısı yaşayanlar için bu satırlar. Yani hepimize hitap ediyor bir şekilde.

Hadi gelin hep beraberce; geçmiş ve gelecek koridorundaki ŞİMDİki zamanın gücünü yakalayalım.

Bu bizim kendimize yeni yıl hediyemiz olsun. Ruhumuzu ferahlatıp, dingin bir bakışla yeni seneyi kucaklamamız için de bir vesile.

Geçmişten gelen ve acısını hala çektiğimiz anılarımız var mı?

Eğer varsa sözüm sizlere.

Hiç kimseyi suçlamadan, bu acıların sorumlusunun kendi seçimlerimiz olduğunu kabul edelim önce. Sonra da onlarla son bir kez yüzleşelim. Artık onlardan kurtulabiliriz. Çünkü biz bu güce sahibiz.  

Kuantum enerjisi, atom altı parçacıkları ve Toltek öğretilerinin tümünde; sözü edilen diğer paralel evrenimizi iptal etmek anlamına geliyor bu hareket. Böylece o karışık yumağın bir ucu açılmış oluyor. Kısacası çoklu evrendeki bir karışıklıktan kurtulmuş oluyoruz. Sırayla hepsinden kurtulma vaktidir şimdi.

Daha özgür, daha güçlü olmak adına bence buna değer.

Hani duru görü ya da üçüncü göz tabirleri var ya; işte onların açılmasını sağlıyoruz böylece. Öncelikle kendimizi daha iyi hissediyoruz. Daha ferah ve dingin. Üstelik gelişen farkındalığımızla, geçip giden anları daha kolay yakalıyoruz. (devamı 2/2’de)

Sevgiyle kalın.
Belgin ERYAVUZ

21.12.2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...